11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sının devrimci potansiyeli ve gelişimi frenleyeceğinin, sınıfsal çelişkileri taliplana düşüreceğinin, dahası bu çelişkileri, çapı ne olursa olsun, kendi istediğive denetiminde bir çatışmaya dönüştürmenin devrimci mücadelenin bastırılmasıyla,on yıllar öncesini aratacak bir düzeye indirilmesiyle sonuçlanacağınınfarkındadır ve bugünkü taktiklerini bu politikanın ışığında belirlemektedir.Türkiye devrimci ve yurtsever hareketleri oiarak, sorunu böylesine genişve devrimci mücadelenin çıkarlarına bağlı biçimde ele almak zorundayız. Busorunun oligarşinin sözcülerince "İstanbul ve Güneydoğu" diye dile getirilmeside, öncelikle Kürdistan'a yönelik büyük ve kapsamlı saldırının gündemesokulması da taktiksel olgulardır. Tüm bunları gözden kaçırıp bu önemli sorunudar bir çerçevede ele alamayız. Sorun öncelikle bir bütün olarak elealınmalı ve karşı politikalar bu doğrultuda geliştirilmelidir.Şu kadarını söyleyebiliriz ki, Türkiye devrimci ve yurtsever hareketleri budöneme kadarki tavır ve söyledikleriyle konunun önemini ve büyüklüğünükavramış bir görüntü vermiyorlar. Bu durum, Türkiye halkları için, Türkiyedevrimci hareketi için en büyük olumsuzluklardan biridir.HALKLARIN KARDEŞLİĞİ TÜRKİYE DEVRİMİDİREvet, bugün halkların kardeşliği genelde tüm solun, devrimci ve yurtseverlerinsavunduğu, sık sık dile getirmek, tekrarlamak gereğini duydukları birolgudur Ancak 1992 Nevvroz'unda yaşadığımız koşullar, bizleri bu sloganıniçini doldurmaya, somutluk kazandırmaya zorluyor. Bu konuda kimin gerçekteneyi savunduğunun veya başarı ve başarısızlığının göstergesi ise somutpratiktir. Bugün pratiğe bakarak, söylenen tüm sözlerin dışında, gerçekte kiminneyi savunduğunu ve ne elde etmeyi amaçladığını çıkarmak zor değildir.Elbette, birinci planda devrimci ve yurtseverlerin söylediklerine, sözlerinegüvenmemiz gerekir, ancak politikanın ideolojiden soyutlanıp, dar ve güncelçıkarlara indirgendiği koşullar, her şeyin ötesinde, bizleri her zamankindendaha fazla ve öncelikle pratiği gözlemeye ve buradan sonuçlar çıkarmayazorluyor.Özellikle şunu vurgulamalıyız ki, Türkiye koşullarında halkların kardeşliğiajitatif bir slogan veya propaganda materyali değildir. Keza, halkların kardeşliği,hiçbir zaman taktiksel bir yaklaşım olarak ileri sürülemeyeceği gibi, buolguyu devrimcilikle, enternasyonalizmle bağdaşmayacak bir şekilde diplomatikbir yaklaşım olarak da ele alamayız. Halkların kardeşliği bizim için ideolojik,siyasal, stratejik ve temel bir olgudur.Halkların kardeşliği bizim için Türkiye devrimci hareketidir, anti-emperyalist,anti-oligarşik halk devrimidir ve asıl önemlisi de sosyalizmdir.Bugün Türk ve Kürt halklarının çıkarları ortaktır ve bu ortak çıkarlarınıkazanmanın tek yolu ise birlikte başarıya ulaştıracakları Türkiye devrimidir,birlikte kuracakları sosyalizmdir.Burjuvazinin tekelleşip asalaklaştığı, ulusal bir kurtuluşun ve ulusal değerlerintam karşısında yer aldığı günümüzde, halkların ulusal ve sınıfsalkurtuluşları sadece sosyalizmle mümkündür ve halklar sosyalizm uğruna341

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!