11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

den şehirlerin varoşlarını doldurmaya devam ediyorlar.TÜRKİYE'NİN EKONOMİ POLİTİKASINDA SÖZ SAHİBİ OLANIMF, TARIMA DA YÖNELİYOR24 Ocak kararlarından sonra krizin yükü emekçi kitlelerin sırtına atılırken,bu yükün ağırlıklı kısmı kırsal kesimdeki küçük üretici ve yoksul köylülerebindirildi. Emperyalizm ve tekelci burjuvazinin kırsal kesimden önemli miktardadeğer aktarımı çıkartabilmek için uyguladıkları ekonomik politikalar,kırsal kesimi iyice şehre bağımlı hale getirdi. Bu politikaların gövdesiniIMF'nin direktifleri doğrultusunda uygulamaya konulan ürün taban fiyatlarınınsürekli düşük tutulması oluşturmuştur. Bununla birlikte tarımsal girdilerdekisübvansiyonların kaldırılması, gübre, mazot, tarım ilaçları fiyatlarının yüzlerlekatlanması, küçük üreticilerin belini büktü. Ürün fiyatlarının bunun çok gerisindekalması sonucu, köylünün alım gücü hızla düştü ve kırsal kesimdekiyoksullaşma had safhaya ulaştı.1979-85 döneminde bir litre motorin satın alabilmek için gereken ürünmiktarı buğdayda yüzde 63, pancarda yüzde 24, pamukta yüzde 108 oranındaarttı. Bir kilogram gübre için gereken gübre miktarı buğdayda yüzde 278,pancarda yüzde 377, pamukta yüzde 300 oranında arttı. Görüldüğü gibi, tarımsalürünlerin fiyatlarıyla, tarımda kullanılan girdi fiyatları arasında büyükuçurumlar oluştu. Bununla birlikte 1980 sonrası destekleme alımlarından dagiderek vazgeçilmeye başlandı, destekleme kapsamında olan ürünlerin sayısıazaltıldı. Desteklenen 19 ürünün sayısı 13'e indirildi. Bazı tarım ürünlerindedevlet tekeli kaldırılırken, üreticinin ürün fiyatları büyük sermaye kesimlerinininsafına terk edildi. Gelinen noktada her şeyin ticarileştirilmesi politikası,ürün destekleme alımlarına da hızla yansıyor. Gelecek yıllarda tüm tarımürünlerinde destekleme fiyatları kaldırılacak ve bu politikayla birlikte küçüküretimin ve orta köylülüğün çözülmesi ve tasfiyesi çok daha ileri noktalaravaracaktır.Vergi yasaları tarım kesimi üzerinde daha çok yoğunlaştırılmıştır. Yıllarcavergiden muaf olan tarım kesimi, 12 Eylül'le birlikte ağır vergi yükümlülükleriylekuşatılmıştır. 1981 yılında çıkan yasa ile küçük üretici köylünün 50 ile225 bin lira arasındaki gelirlerinin yüzde 40'ı on beş bin liradan az olmamaküzere vergi olarak alınmaya başlanmıştır. Tarım kesiminin örgütsüzleştirilmesive köylülerin de hak arayamaz hale getirilmesi, kır emekçileri için tambir çöküşün başlangıcı olmuştur. Hiçbir örgütlülüğe sahip olmayan köylüler,devletin belirlediği taban politikalarına karşı tavır geliştirmekten uzak olmalarıylagiderek hızlı bir yoksullaşmayı kabul etmek zorunda kalmışlardır. Köylüler1980'lere göre ekmeklerinin 3/4'ünü emperyalizme ve işbirlikçi tekellereIMF politikalarıyla, örgütsüzleştirme ve sindirmeyle kaptırmışlardır. Tarım kesimindekisatın alma gücünün giderek düşüşü, tarımda üretimin de gerilemesiniberaberinde getirmiştir. Sadece 1982-85 döneminde buğdayda yüzde12, tütünde yüzde 5, pamukta yüzde 14, pancarda yüzde 10, fındıkta yüzde40 oranında üretim düşüşleri görülmüştür. Tarım girdilerinin astronomikoranlarda yükselişi karşısında, çiftçilerin bunları kullanmaktan vazgeçmek191

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!