11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1980 öncesi ülke ekonomisinde söz sahibi olan tekel grubu 40'ın üzerindeydi.Enflasyon bunların büyük bölümünü piyasadan silip süpürdü. En güçlüler dahada güçlenerek enflasyonlu yılları kendilerine kazanç kapısı yaptılar.Gelir dağılımında meydana gelen uçurum bunu en iyi şekilde gösteriyor.1987 DİE verilerine göre hanelerin % 60'ı toplam gelirlerin % 24'ünü alırken,% 40'ı ise bu gelirlerin % 76'sına sahip oluyordu. Bu % 40'ın içinde % 2'likbir kesim ise işin kaymağını yiyordu ve % 76'lık bir gelirin % 60'ına yakınınıeline geçiriyordu. Bu yanıyla enflasyon en çok gelir dağılımını bozuyor vehalkı yoksullaştırıyordu. Burjuvazi kendi kendini kurtarmak için faturayı halkaçıkartıyor, bu korkunç uçurumun, bu adaletsizliğin gerisinde bu yatıyor. Faturahalka, 12 Eylül'lerle, özel savaşlarla, kontrgerillaları, işkence ve infazları,hapishaneleri ile ciro ettiriliyor. Çelişkiler derinleşiyor ve tekelleşmeyle birliktesistemin açmazları daha da artıyor. TÜSİAD'ın sistem içinde ekonomikkararlar kadar, politik kararlarda da görüşü olması, bir güç haline gelmesi,partilerin TÜSİAD'ın gözüne girmek için aralarında yarışması tekelleşmedeenflasyonla birlikte yaşayarak nereye gelindiğini ortaya koyuyor.Gerçek ücretlerin son on yılda yarı yarıya düşüşü de bunu gösteriyor. Artıkbir işçi, bir memur karnını doyurmak için 10 yıl öncesinden tam iki kat dahafazla çalışmak zorundadır. Bunun anlamı, işçinin, memurun sofrasındakiiki ekmekten birine, giydiği iki gömlekten birine, aldığı iki sandalyeden birinebu kararlarla eve enflasyonla el konulduğudur. Yoksul halk 10 yılda IMF'ninistediği kararlarla iki kat daha fazla sefalete itildi denilirken, bu payların nereye,nasıl kaydığı ve kimlerin elinde yeni sömürü kaynakları yaratacak şekildetoplandığı da anlatılmak isteniyor. Burjuvazi, işçi ücretlerinin artışından, maliyetleriyükseltmesinden hep şikayet eder. Bunu enflasyonun nedeni olarakgösterir. Oysa bir işçi bir yılda, örneğin 1989 yılında kendisi için 24 gün çalışmışken,patronu için tam 230 gününü vermiştir. Yine 1989 yılında sanayidefirmaların toplam satış hasılasından ancak % 9.3'ü işçilerin payına düştü.Böylece her yüz liranın 91 lirası patronların cebine gitmiş oldu. Bu durumda,işçi ücretlerini enflasyon nedeni olarak göstermek, patronların sömürüye vekâra doymadıklarından ve bu tür çarpıtmaları kendilerine kalkan yaparak işleriniyürüttüklerinden başka bir şey değildir. Peki bu durumda emekçiler vebakmak zorunda oldukları aileleri nasıl geçiniyor, yoksul yığınlar geçimlerininasıl sağlıyorlar? Bir aileden 3-4 kişi çalışmak zorunda kalıyor. Ama bu dayetmiyor: İşsizlik artarak sürüyor. İşsizlik de enflasyon gibi krize bağlı ve yapısalbir karakter taşıyor. Emekçi halk işsizlikle ve işten atmalarla dizginlenmeye,işçiler arasında rekabet yaratılıp, ücretler düşürülmeye ve sömürü artırılmayaçalışılıyor. 1979 yılında 1.7 milyon dolayında bulunan işsiz sayısı1980'li yılların sonuna doğru 3 milyona ulaştı. 1990 yılında ise 5 milyon. Burakam bugün hesaplanamıyor.Açıktan işçi düşmanlığı yapan, işçi düşmanlığını bile söylemekten çekinmeyenÖzal-ANAP iktidarı yerine; sistem, bu işi başarmada da yetersizkalışı, mücadelenin önüne geçememesi sonucu Demirel iktidarına yol vermiştir.Demirel'e şimdi "dengelerin adamı" rolünü oynatan da, "demokratlaştıran"da, işçilerin ve patronların arasını bulmaya zorlayan da sistemin kendi-324

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!