11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çalışmışlardı ama yenilmişlerdi. Hiç seslen çıkmıyordu.Tekrar şubeye geldik. Bu kez başka bir odaya götürüldüğümü anladım.Gözlerim bağlı, elerim kelepçeliydi. Orada benim gibi gözaltında olan başkabirilerinin varlığını hissettim. İşkenceciler taktiklerini değiştiriyor, papaz rolüne soyunuyorlardı.Bir süre ayakta bekledim, ancak yorulduğumu hissedip yere oturmak istedim.İşkenceci çıkıştı: "Kalk ulan ayakta bekleyeceksin..." Ben kendi bildiğimiyapmayı alışkanlık haline getirmiştim, aldırış etmeyerek oturdum. Tekme-tokatlaüzerime; yığıldılar. Sloganlarımla karşılık verdim, onlar ayağa kaldırıyor,ben oturuyordum. Kararlı tavır geri adım attırmaya yetmişti bile. Yenileno değilmiş gibi umursamaz davranarak işkenceci "Biraz otur, sonrakalk." dedi. Bense ne yapacağıma kendim karar verecektim. Zaman zamanoturuyor, ayaklarım uyuştukça da ayağa kalkıp volta atıyordum. İşkencecilerrahatsız ama çaresizdiler.İşkencecilerin biri odadaki diğer arkadaşlarla konuşmaya başladı. Rastgeleve önemsiz soruları içeren bir sohbetti. Güvenini tazelemeye, karşısındakininruh halini anlamaya çalışıyordu. Konuşmayacağımı bildiğinden banahiçbir şey sormuyordu. Bir ara "Sen niye konuşmuyorsun?" dedi. İşkencecilerlekendi şartlarımda konuşacağımı söyledim. Odada bir direniş havası esmeyebaşlıyordu. Zaman zaman bazı arkadaşları işkence için odadan çıkarıyorlardı.Teslim olmamalarını, direnmelerini söylüyordum. Kararsız tavır gösterildiğindedaha fazla işkence yapılacağını belirtiyordum. Direnme çizgisininhakim olacağından paniğe kapılan işkenceciler, kaba dayakla aramızdaki diyaloğuengelleyemeyince teybin sesini sonuna kadar açarak yeni bir işkenceyebaşladılar. Onların müziğine karşı bizim de marşlarımız ve devrimcitürkülerimiz olduğunu düşünerek, önce tek, sonra hep birlikte kendi müziğimizisöylemeye beşladık. Geliştirdiğimiz tavır onları bir kez daha acizleştirmişti.Bu acizlikle, örgüte, örgütlü mücadeleye, yoldaşlarımıza, devrimci değerlerekarşı saldırıya geçerek kullanıldığımızı, harcandığımızı, bu tür işleribırakıp gençliğimizi yaşamamızı nasihat etmeye başladılar. Mücadeleyeinancımızı, yoldaşlarımıza güvenimizi sarsmak istiyorlardı. "Çabalarınız boşuna.Bu plağı on senedir çalıyorsunuz, bıkmadınız mı? Artık cızırtı yapıyor."dedik.Sorgu ve işkence faslı bitmiş, ifade alamamışlardı. Böylece hücrelerimizeindirildik. Yeni bir kavga da burada başlayacaktı, her şey bitmemişti henüz.Tek tek hücrelere dağıtıldık. Hücrem karanlıktı ve tek ışık kaynağı kapınınaltındaki küçük aralıktan sızan floresan ışığıydı. Karanlığa yavaş yavaşalıştım. Ve önce hücremi tanımaya başladım. Duvarlarda ve kapıda çok sayıdasloganlar yazılıydı. Duvara çizilmiş çentikleri gördüm. Bundan sonraçevremi yoklamam gerektiğini düşündüm. Çeşitli yönlere doğru duvara vurmayabaşladım. Hiç ses gelmiyordu. Tekrar vurdum. Birilerinin olabileceğiniama belki de çekindiği için yanıt vermediğini düşünerek bir kez daha vurdum.Israrım olumlu sonuç vermiş ve duvardan yanıt gelmişti. Böylece enyakınımdakilerle konuşmaya başladım. Ne için geldiğimizi, durumumuzunnasıl olduğunu aktardık birbirimize. Hücrelerdeki sessizlik bozuluyordu ve gi-89

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!