11.07.2015 Views

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

1lyxiAyTX

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çabalarıyla yaratılanları bol keseden emperyalizme sunmasından başka nebeklenebilirdi?Mücadele, insanlara üreten, paylaşan, yeryüzünün maddi-manevi zenginliklerinikendi elleriyle kurup, elde edebilecekleri bir gelecek sunuyor. Buyanıyla, binlerce yıllık sömürüye dayanan tarihin artıklarını bir gecede tersineçeviren hazır bir cennet değil, sömürüyü tarihin derinliklerine gömmedezorlukları adım adım aşacak büyük emek seferberlikleri, kitlesel yaratıcılıklargerektiriyor. Ama her şeyden önce, tarih bu işte de zorlukların büyüğünü .devrimcilerin omuzlarına yüklüyor.Sosyalist inşa döneminde parti kimliği taşımak, öncülük etmek, üretmekten,yaratmaktan, zorluklarla boğuşmaktan başka hiçbir çekiciliği olmayanbir işe talip olmak anlamına geliyor. Gelişmelerin akışına kapılmadan, dışarıdanbeklemeden, hazırda olanla yetinmeden, yoktan var etmenin ve kitlelerinenerjisini harekete geçirmenin mucizelerini bekliyor.Henüz iktidar olma safhasına ulaşılmadığı, gericiliğin bütün şiddetiningöğüslendiği aşamalarda ise, mücadele, kimseye önceden hazır olanaklarsunmuyor. Hele yerleşmiş demokratik mevzilerin, geniş demokratik çalışmanınolmadığı ülkelerde, ağır baskı koşulları altında mücadele, kendi araçlarınıve olanaklarını kendi gücüne dayanarak bin bir güçlükle birer birer adetayoktan var etmek zorunda kalıyor. Öyle ki, belki farkına varılmadan bol bolkullanılan en basit yaşamsal araçlar için bile, ölçüsüz emekler, bedeller gerekiyor.Bu zorlukları aşmak, ancak, mücadelenin bütün kanallarında işleyenbir yaratıcılığı, kolektif üretkenliği ve her koşulda halkın desteğini, olanaklarınıseferber etmeyi gerektiriyor.Devrimcilik bir anlamıyla sistemin kitlelerden gasp ettiği insan malzemesinive diğer yaşama araçlarını soluksuz mücadeleye aktaran özverili bir işçiliğebenziyor. Bu işçiliğe razı olmadan, bu onurlu yükü her gün taşımayı kabullenmedenmücadeleyi kitlelere taşımak, zaferden zafere koşmak mümkünolmuyor.Aksine mücadeleye olanak yaratmanın kısırlaştığı, çalışmanın halkın gönüllüdesteği ve kaynaklarını kazanarak zenginleştirilebileceğinin unutulduğuyerde hazırlopçuluk boy veriyor.Her şeyi dışardan beklemenin, her şeyiyle hazır ve eksiksiz koşullarda işyapmaya alışmanın geliştiği ortamda, mücadele de kısırlaşıyor. Sosyalizme,devrimci yaratıcılığa ters düşen tüketme alışkanlığını beraberinde getirebiliyor.Bu alışkanlık pratikte çabucak kendi zaaflarını şekillendirmekte gecikmiyor.Sonuçta her şeyin "ama olanak yok ki..." gerekçesine bağlandığı hesapsızbir tüketiciliğin gelişmesinin önünü açıyor. Öyle ki, iyi niyetle bile öne sürülse"olanak olmadığı yerde olanlar paylaşılır" şeklindeki ilkel paylaşımcılığınve kolaycılığın gerisinde zamanla asalaklığın gizliden gizliye büyümesinebile zemin yaratıyor.Bu, yaratmadan tüketme alışkanlığının ve ilkel "payiaşımcılığın" daha dakronik hale gelmesi, adeta meşrulaşması, sonuçta kendine ait olmayanlarael koyma "hakkını" doğuruyor. Biraz düşünülürse, bu hazırda olanı tüketmealışkanlığı, sürekli halkın başka alanlardaki kaynaklarına el koyarak, halkı aç249

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!