20.01.2013 Views

TEMSİL - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

TEMSİL - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

TEMSİL - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mına bir şey aldığı veya sattığı hallerde diğer âkit tarafın yalnız<br />

mümessil ile bağlanmış olacağını beyan etmiştir. Buna mukabil, bu<br />

müellif, Rümelin'i takiben (97) B. K. m. 32 f. 2 m fine'ıân menkul<br />

satışlarında ve alacağın temlikinde büyük bir ehemmiyeti haiz olduğuna<br />

işaret etmektedir. Menkul satışlarında umumiyetle saücı<br />

bakımından alıcının şeyi kendisi veya zımni temsil ile bir başkası<br />

için iktisap ermesi farksızdır. Satıcı, malı teslim veya alacağı devretmekle,<br />

Solvendi causa, edayı yerine getirmiş ve bu suretle borç<br />

ortadan kalkmıştır. Satıcının devrettiği mal veya alacağı kimin iktisap<br />

ettiğini bilmemesi borcun sukutuna mâni olmaz. Von Tuhr'a<br />

göre (98) başkası namına mülkiyet hakkım temin edebilme salâhiyeti<br />

münakaşalı bir mesele olan mülkiyetin müvekkil tarafından<br />

ve komisyon akünde âmir tarafından iktisap edilmesi hallerinde<br />

büyük bir ehemmiyet taşır. Komisyoncunun malı kendi namına<br />

alması keyfiyetinden, mülkiyet hakkının da komisyoncuya ait olması<br />

lâzım geleceği iddia edilebilir. B. K. m. 393 f. 3 e göre, «vekilin<br />

iflâsı halinde müvekkil, vekilin kendi namına ve müvekkili hesabına<br />

iktisap eylemiş olduğu menkul eşya hakkında dahi istihkak<br />

iddiasında bulunabilir.» Eğer müvekkil, daha evvelden şeyin maliki<br />

olsaydı ona Vekilin iflâsı halinde ne bir istihkak talebi bahşetmeye<br />

lüzum kalır ve ne de buna imkân tasavvur edilirdi. İsviçre<br />

Borçlar Kanununun tâdili sırasında bu madde değiştirilmeksizin<br />

aynen kabul olundu. Fakat bu hüküm, B. K. m. 32 f. 2 in fitne muvacehesinde<br />

ehemmiyetini büyük ölçüde kaybetmiştir. Filhakika<br />

iktisap edenin şahsı umumiyetle satıcı için farksız olduğundan, vekil<br />

kendi namına hareket etmiş olsa bile, şeyin mülkiyeti müvekkile<br />

ait olur. Vekil, vekâlet akdinden neş'et eden bir borcu ifa ettiğinden<br />

bu hususda lüzumlu iradeyi haiz olduğu kabul edilir. Mamafih,<br />

şeyin mülkiyeti doğrudan doğruya müvekkile ancak o şey<br />

vekâlet aktinde derpiş edilenin ayni olduğu hallerde intikal eder.<br />

Vekilin iktisap ettiği şey ayni neviden bir seri eşyanın bir kısmını<br />

teşkil ediyorsa, mülkiyetin müvekkil namına tahakkuku için kendisine<br />

tahsis edilen şeyin tefriki lâzım gelir. Vekil tarafından müvekkili<br />

hesabına yapılan şeyin ayrılması muamelesi hükmen teslim,<br />

(97) Kars. Rümelin, s. 229 - 231 ve von Tuhr, s. 311<br />

(98) von Tuhr, s. 312<br />

122

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!