19.11.2014 Views

Türkiye'de Yazılım Üreticilerinin Yetkinlik Düzeyi, Firmaların ve ...

Türkiye'de Yazılım Üreticilerinin Yetkinlik Düzeyi, Firmaların ve ...

Türkiye'de Yazılım Üreticilerinin Yetkinlik Düzeyi, Firmaların ve ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Çoğunluğu KOBİ’lerin oluşturduğu sektörün %64’ünde Ar-Ge <strong>ve</strong> %53’ünde Ür-Ge birimi<br />

mevcuttur. Son dönemde Ar-Ge faaliyetlerine önem <strong>ve</strong>ren firmaların sayısında bir artış<br />

görülmektedir. Sektördeki firmaların çoğu teknolojideki gelişmeleri izlemekte, yeni teknolojileri<br />

kalite <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimlilik etkilerine göre değerlendirmektedir. Firmaların neredeyse yarısı teknoloji satış<br />

kanalı olarak hâlâ projeleri göstermektedir. Diğer taraftan, ticarî ürün geliştiren <strong>ve</strong> geliştirdikleri<br />

ürünleri telif haklarıyla <strong>ve</strong> tescillerle koruma altına alan firmalar, sektörün yaklaşık üçte birini<br />

oluşturmaktadır. Küçük <strong>ve</strong> mikro ölçekli firmalar Ar-Ge faaliyetlerini yürütmede büyük ölçekli<br />

firmalara göre daha aktif bir rol oynamaktadır. Öyle ki, toplam tescil (patent <strong>ve</strong> marka gibi)<br />

sayısının %67’si mikro <strong>ve</strong> küçük ölçekli firmalara aittir.<br />

Firmalarda yaparak öğrenme yoluyla alan uzmanlığı <strong>ve</strong> ürün geliştirme yetkinliği oluşmuş<br />

olmasına rağmen, emeğin ticaretleştirilmesi aşamasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Firmalar<br />

daha fazla yenilikçi ürün geliştirmeye odaklanmalı, geliştirilen ürünleri koruma altına almaya<br />

özen göstermelidir. Ayrıca, firmalar yenilikçi ürünlere aldıkları telif haklarından ya da tescillerden<br />

finansal kazanç elde edilebilmelidir.<br />

Sektör çalışanlarının neredeyse yarısı lisans mezunudur. Diğer taraftan, çalışanların eğitim<br />

düzeyleri dağılımında önlisans <strong>ve</strong> lisansüstü eğitim düzeyine sahip personel oranları dikkat<br />

çekicidir. Bilişim firmalarının üstlendiği görevlerin bir kısmı, eğitimli ara elamanlar tarafından<br />

yürütülebilecek niteliktedir. Yine, Ar-Ge yoğun faaliyetlerde görev alan personelin lisansüstü<br />

çalışmalarla belli konularda uzmanlaşmış olması beklenir. Tüm bunlar, önlisans <strong>ve</strong> lisansüstü<br />

eğitim düzeyine sahip olan personel sayısının beklenenden daha düşük olduğunu işaret eder.<br />

Sektör firmaların çoğu yazılımla uğraşan personeline programlama dili, <strong>ve</strong>ri tabanı <strong>ve</strong><br />

yazılım geliştirme araçlarının kullanımı gibi teknik konularda eğitim <strong>ve</strong>rmektedir. Böylece,<br />

firmalar ihtiyaç duydukları eleman niteliğine bu şekilde sahip olurlar. Diğer taraftan, çalışanların<br />

süreç uygulamaları kapsamında ya hiç eğitim almadığı ya da plansız, gâyri resmî iç eğitimleri<br />

aldığı görülmektedir.<br />

Sektörde ürün geliştiren firmaların çoğu gereksinim yönetimi <strong>ve</strong> proje yönetimi temel süreç<br />

faaliyetlerini uygulamakta, geliştirilen iş ürünlerinin kalitesini <strong>ve</strong> fonksiyonelliğini belirlemek<br />

amacıyla ölçümler yapmaktadır. Diğer taraftan, firmaların ancak yarısı konfigürasyon yönetimi <strong>ve</strong><br />

yaklaşık üçte biri YKG <strong>ve</strong> risk yönetimi süreçlerini uygulamaktadır. Temel süreç faaliyetlerinin<br />

uygulanmasında dikkati çeken husus, firmaların süreç uygulama sonuçlarını üst düzey yönetimle<br />

gözden geçirmeye özen göstermeleridir.<br />

Sektör firmalarında temel süreçlerin işletilmesine yönelik kuralların <strong>ve</strong> politikaların<br />

kurumsal düzeyde tanımlanması çok sık rastlanan bir durum değildir. Benzer şekilde, süreç <strong>ve</strong><br />

ürün performans metriklerini <strong>ve</strong> ölçme yöntemlerini kurumsal düzeyde tanımlayan <strong>ve</strong> bunları<br />

uygulayan firmaların oranı oldukça düşüktür.<br />

Kitabın üçüncü bölümünde bilişim sektöründe yazılım geliştiren firmaların gelişimine<br />

yönelik bir durum çalışma yürütülmüştür. Çalışmanın başında bilişim sektörünün diğer ülkelerde<br />

nasıl bir gelişim gösterdiği araştırılmış; bu kapsamda Japonya, İsrail, İrlanda, Hindistan, Çin <strong>ve</strong><br />

Brezilya bilişim sektörleri incelenmiştir. Ülke karşılaştırmaları yapıldıktan sonra, Türkiye’deki<br />

bilişim sektörünün tarihsel gelişimi mercek altına alınmıştır. Bu bölümde sektörün ülkeye gelişi,<br />

hangi alanlarda çalışmaların yoğunlaştığı <strong>ve</strong> nasıl bir gelişme gösterdiği anlatılmıştır.<br />

Türkiye’deki bilişim sektörünün rekabet gücü Porter’ın “rekabet üstünlüğü modeliyle”<br />

incelenmiştir. Bilişim sektörünün rekabet gücü dört unsura göre değerlendirilmiştir: Girdi<br />

koşulları; firma stratejisi, yapı <strong>ve</strong> rekabet; talep koşulları <strong>ve</strong> ilgili <strong>ve</strong> destekleyici sektörler. Girdi<br />

koşullarıyla bilişim sektörünün en önemli iki girdisi olan insan kaynağı <strong>ve</strong> altyapı unsurları ele<br />

alınmıştır. Bilişim sektörünün insan kaynağı yapısı incelenirken nitelik, sayı, kalite <strong>ve</strong> maliyet<br />

faktörleri dikkate alınmıştır. Sektör firmalarının yarısında oldukça deneyimli yazılım personeli<br />

çalışsa bile, firma sayılarındaki artış insan kaynağına olan ihtiyacı arttırmaktadır. Yeni kurulan<br />

315

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!