uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kanlı Hayvan Kurbanının Psikanalizi<br />
Psikanalitik düşünce, insanın insanlaşmasında,<br />
onun içindeki dürtü (arzu) çağlayanına<br />
hayvanlardan farklı bir yol bulma çabasının<br />
birincil önemde olduğuna inanır. Psikanalize<br />
göre kültür, hayvanların yapamadığı, yalnızca<br />
insana özgü olan her şeyin toplamıdır. Bu<br />
durumda kültür, bir yanıyla insanların doğa<br />
güçlerine egemen ve ihtiyaçlarının karşılanması<br />
için gerekli mallara sahip olmak amacıyla<br />
edindiği tüm bilgiyi ve gücü kapsar. Kültür<br />
aynı zamanda, insanların aralarındaki ilişkileri,<br />
özellikle de ürettikleri malların aralarında<br />
dağılımını düzenlemek için gerekli tüm<br />
örgütleri de içerir.<br />
İnsan olabilmek, bir kültür kurabilmek içinse<br />
insanın, insan-öncesi hâlindeki üç dürtüsel<br />
arzunun bastırılmasının becerilebilmesi gerekir.<br />
Yasaklar koyarak bastırılması gereken bu<br />
üç dürtüsel arzu, cinayet, yamyamlık ve (aile<br />
içi cinsel ilişki yasağı) ‘ensest’ tir. İnsanlaşmamız,<br />
bir toplum halinde yaşayabilmemiz, bir<br />
kültür oluşturabilmemiz için bu üç dürtüsel<br />
alanı düzenlememiz, yasaklar, kurallar koymamız<br />
gereklidir. Bu nedenle her kültür, öncelikle<br />
bir yasaklar bütünüdür.<br />
Freud, kültür oluşturabilmek için gerekli olan<br />
yasaklardan daha ziyade aile içi cinsel ilişki<br />
yasağıyla ilgilenmiş, teorisinde bu noktayı esas<br />
almıştır. Oysa insan, kardeşini öldürmeme ve<br />
etini yememe kuralları, bir kültür oluşumu<br />
için cinsel düzenlemeden daha önce konulması<br />
gereken ve en az cinsel düzenleme kadar<br />
önemli olan yasaklardır.<br />
Kültürün oluşumu için yalnızca yasaklamalar<br />
yetmez; zira kültür, yalnızca sürekliliğini<br />
koruması için gerekli yasakların içselleştirilmesiyle<br />
işlemez. Her topluluk bir kültür oluşturabilmek<br />
için dürtü denetiminin, yasaklamaların<br />
yanı sıra ortak idealler ve yaratılar<br />
meydana getirmek, bunların paylaşılabildiği<br />
bir toplumsal ortama sahip olmak zorundadır.<br />
Her kültür, kendi ideallerini ve yaratılarını di-<br />
ğer kültürlerle karşılaştırmak, yarıştırmak, bunun<br />
için de toplum üyelerine o kültürün içinde<br />
yaşıyor olmaktan dolayı övünç, motivasyon<br />
ve tatmin sağlaması gereklidir. Topluluklardan<br />
kültüre giden yolda, o topluluğa özgü ilk<br />
anlam ağı böylece kimliğin oluşumu sırasında<br />
ortaya çıkar. Bu ilk anlam ağının temellerini,<br />
birincil yasakları sağlayan ilksel inanışlar, doğaya<br />
karşı koruma ve teselli kaynağı olan dinsel<br />
fikirler ve kendi ideallerini ve yaratılarını<br />
diğerlerininkinden ayırt etmeye yarayan grup<br />
narsisizmi oluşturur. Kutsallıkların ve dinsel<br />
fikirlerin görevi, doğa güçlerini ve elbette<br />
içimizdeki doğayı kötülüklerden arındırmak<br />
bizi, özellikle ölümde ifadesini bulan kaderin<br />
acımasızlığıyla yeniden barıştırmak ve uygar<br />
bir topluluk halinde yaşamanın insana dayattığı<br />
acıları ve yoksunlukları telafi etmektir.<br />
Kurban, işte insanların insan olmak için yaptığı<br />
bu ilk sözleşmenin kültürleşmesinden<br />
ibarettir. Her kültür, ilksel inanışında bu nedenle<br />
şu veya bu şekilde kanlı <strong>kurban</strong> ritüeline<br />
yer verir. Kültürler zenginleştikçe ve evrensel<br />
dinler ortaya çıktıkça, nasıl aile-içi cinsel ilişki<br />
yasağı aynı kalıp farklı aile tipleri ortaya çıkmışsa;<br />
“İnsan kardeşini öldürmeyeceksin ve<br />
etini yemeyeceksin!” kuralı da karmaşıklaşarak<br />
farklı ritüel ve formatlarda devam eder.<br />
119