uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
94<br />
ULUSLARARASI KURBAN SEMPOZYUMU<br />
Salihlerden olacak bir evlat ver.” 1 duasının ardından<br />
salihlerden bir evlatla müjdelendiği<br />
haber verilir. Duası kabul edilip bi evlat sahibi<br />
olduktan sonra Hz. İbrahim (baba) ve Hz. İsmail<br />
(oğul) arasında ne olmuştur?<br />
Hikâyeye devam edelim. Oğul yanında koşacak<br />
çağa geldiğinde baba oğla, “Yavrucuğum,<br />
rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bir<br />
düşün, ne dersin?” Oğul, babasına, “Babacığım,<br />
emredildiğin şeyi yap, inşallah beni sabredenlerden<br />
bulursun.” dedi.<br />
Baba ve oğul, Allah’ın emrine itaat etmekten<br />
daha ulvi bir durum olmadığı inancıyla<br />
teslim olurlar; baba oğlunu, oğul ise canını<br />
<strong>kurban</strong> ederek boynunu bıçağın altına koyar.<br />
Böylece Allah tarafından, her ikisinin<br />
imanı ve sıdkı imtihan edilir. Her ikisinin<br />
de hiç şüphe etmeden, istediğine teslim olmasıyla<br />
Allah, bütün kullarını af ve merhamet<br />
ile mükâfatlandırdığı gibi, baba ve oğlu<br />
da mükâfatlandırır. “Her ikisi de teslim olup<br />
onu alnı üzerine yatırınca: Biz ona, EY İbrahim<br />
diye seslendik, rüyayı gerçekleştirdin. Biz<br />
iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu gerçekten,<br />
çok açık bir imtihandır. Biz, oğluna bedel ona<br />
büyük bir <strong>kurban</strong> verdik.”<br />
Şüphesiz birçok İslâm alimi ve tefsir erbabı<br />
bu yüce durumu analiz etmiş Bu ayetten yola<br />
çıkarak Allah’a itaat edilmesi, nefis ve ruhun<br />
feda edilebilmesi ve Allah’ın bir olduğuna<br />
iman etmek hakkında çok şeyler söylemiştir.<br />
Ancak İslâm ailesini en iyi şekilde temsil<br />
eden bir kadından çok az bahsedilmiştir; Hacer<br />
Ümmü İsmail (İsmail’in annesi). Oğul<br />
üzerinde annesinin bıraktığı iz, şüphesiz göz<br />
ardı edilemez. Anne ve oğlun da benzer bir<br />
vakası vardır. Bu olayın her adımı, daha sonra<br />
Allah’ın emriyle Hac farzının dayanaklarından<br />
biri hâline gelmiştir.<br />
İsmail annesinin kucağında, henüz emzikli<br />
küçücük bir bebekken (ilâhi vahiy üzerine),<br />
İbrahim (a.s) onları, Arap yarım adası çölüne<br />
götürüp oracıkta yalnız bırakacağını haber verir.<br />
Ayrılık vakti gelince Hacer, “Bizi nasıl yalnız<br />
bırakacaksın? Hiç kendine sormadın mı<br />
ne yeriz, ne içeriz, nasıl bu çölde hayatımızı<br />
sürdürürüz, neden ve bizi buracıkta bırakmanın<br />
hikmeti nedir?” gibi sorular sormaz. Hz.<br />
İbrahim’le arasındaki konuşmada Hacer’in<br />
içerisindeki imanın ve iman huzurunu gösteren<br />
tek bir soru duyarız; “Allah mı sana bu<br />
emri buyurdu?” İbrahim’in (a.s) hiç duraklaman<br />
“Evet.” dediğini görünce, yankısı hâlâ<br />
müminlerin nefislerinde ve dünyanın her yerinde<br />
süren “O zaman bizi şaşırtmayacaktır.”<br />
cümlesini söyler.