uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
188<br />
ULUSLARARASI KURBAN SEMPOZYUMU<br />
sevebilirim?”dir. Moda tabirle, “Ötekini nasıl<br />
sevebilirim?” Bu sorunun cevabını arıyor.<br />
Modern iktisatın köşe taşı kabul edilen, ‘Ulusların<br />
Zenginliği’ adlı kitabında bu soruya şöyle<br />
cevap verir: kendimi sevebilirsem, ötekini<br />
de sevebilirim. Yani ne kadar bencil olursam<br />
ve hırslı olursam, ötekine o kadar faydam dokunur.<br />
Bu fikriyat, sınırsız mal biriktirme fikrinin<br />
temeli olmuştur. Daha doğrusu bu fikir,<br />
sınırsız mal biriktirme sistemini meşrulaştırmıştır.<br />
Aksi takdirde sınırsız mal biriktirme<br />
ve bu hırsın toplumun temel taşını oluşturma<br />
durumu meydana gelmezdi. Bunu bir fikir<br />
olarak topluma yayan insanlar, bir taife olarak<br />
gördüğümüz reklâmcılardır. Reklâmcılık,<br />
fizik kadar tahripkârdır. Reklâmcılık, insanların<br />
ihtiyaçlarının ötesini istetme sanatıdır. Bir<br />
yönüyle çok basit görünür. Bir ürün yapıyorsunuz<br />
ve yaptığınız ürünü insanlara tanıtıyorsunuz.<br />
Ama reklâmcılık basit bir dönüşüm<br />
aracı değildir. Reklâmcılık iki önemli dönüşümü<br />
sağlar: birincisi insanların değer sistemiyle<br />
oynar ve onlara farklı bir değer sistemi yükler.<br />
İkincisi, ayakların altındaki gerçeklik zeminini<br />
dönüştürür ve insanlar, farklı bir gerçeklik<br />
ile muhatap olmaya başlarlar.<br />
Somutlaştırırsak, şöyle bir reklâm görebilirsiniz.<br />
“Mercedes, itibarınızdır.” Ya da başka<br />
bir marka, önemli değil. Doğal bir Müslüman<br />
için itibarın ölçüsü nedir, ne olmalıdır?<br />
Önce iman, sonra da takvadır. Bunun anlamı<br />
Allah’tan en çok korkan en itibarlıdır. En çok<br />
İbrahim’e benzeyen en itibarlıdır. Allah’a olan<br />
aşkı nedeniyle, oğlunu <strong>kurban</strong> etmeyi göze<br />
alıp aradan her şeyi çıkaran insana ne kadar<br />
benzerseniz o kadar itibarlı olursunuz. Ama<br />
bir reklâm senaristi diyor ki, bu kadar zahmete<br />
gerek yok. Bir eşyanın olması itibarınız için<br />
yeterli. Bu itibar, Budist, Hıristiyan, Musevi<br />
için de aynı. Değer sisteminizin yerini, bambaşka<br />
bir değer sistemi alıyor. Meselâ ben size<br />
bir reklâm yazsam ve desem ki, en iyi geğirten<br />
meyan kökü suyu. Bunu alır mısınız? Bunun<br />
adı Coca Cola’dır. Ama koka kola kendini nasıl<br />
sunuyor? Meyan kökü suyu olarak sunmuyor.<br />
Hayatın tadı olarak sunuyor. Bir başka bir<br />
değer sistemi sunuyor. Yukarıdan aşağıya lık<br />
lık lık akarken, siz o hayat tarzını da oğlanlı<br />
kızlı paylaşıyorsunuz. Pepsi nedir, yeni neslin<br />
tercihi; Pepsi içmiyorsanız biraz geri kafalısınız,<br />
çağdaş değilsiniz. “No Cola Turka No<br />
İftar.” Neden, ben, Cola Turka olmadan, iftar<br />
edemez miyim. O da bir başka yerden tutuyor.<br />
Ayağınızın altındaki gerçekliği kaldırıp<br />
başka bir gerçekliği oraya koyuyor. Sabun,<br />
temizleyen bir araçtır. En iyisini iki liraya satın<br />
alırsınız. Ama sabun satıcıları, araya başka<br />
şeyler katarak ve güzelleştirir diyerek, size onu<br />
10-20-30-100 liraya satabilirler. Siz, orada bir<br />
sabun satın almazsınız, bir vaat satın alırsınız.<br />
Güzellik vaadi. Erkekler de farklı değil. Onlar<br />
da aynı şeyi yapıyorlar.<br />
Şimdi diyeceksiniz ki, insanlar aptal mı? Estağfirullah,<br />
kimse tek tek aptal değildir. Ama<br />
insan, kolektif aptallığa can atan bir varlıktır.<br />
Topluca aldanmayı severiz. Reklâmcılar da<br />
bunu çok iyi bilirler, ortaya böyle bir kapitalist<br />
sistem çıkar. İktisat tahsil edenler, ilk derslerinde<br />
şöyle bir tanımla karşılaşırlar: ekonomi,<br />
sınırsız insan ihtiyaçlarını, sınırlı kaynaklarla<br />
optimum düzeyde karşılamaya çalışan ilmin<br />
adıdır. İki sorun var: ihtiyaçlar sınırsızdır,<br />
kaynaklar sınırlıdır. Bunda, şimdilik bir sorun<br />
yok. Dedem, 40 yıl önce vefat etti. Şimdi mezarından<br />
gelse de bana ne öğrettiğimi sorsa,<br />
bastonuyla kafamı yarar. Der ki, ne demek<br />
kaynaklar sınırlıdır. İşte, Allah bir sürü nimet<br />
vermiş. Ne demek ihtiyaçlar sınırsızdır. Ne<br />
ihtiyacın var sınırsız olacak? İhtiyaçların bir<br />
elin parmaklarını geçmez. Hayır, bu kapitalist<br />
sistemde, ihtiyaç dediğimiz şey, isteklerdir,<br />
iştihalardır, arzulardır, şehvetlerdir. Bütün<br />
bunlar, reklâm gibi yöntemlerle birer ihtiyaç<br />
haline getiriliyor. Onun için sonsuz kazanç,<br />
satış, üretim, imkân dahiline giriyor.