uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
uluslararası kurban sempozyumu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
158<br />
ULUSLARARASI KURBAN SEMPOZYUMU<br />
Genel anlamı itibariyle, belki bütün dinler tarihi<br />
için esas alınacak şekilde <strong>kurban</strong>, “Tapınılan<br />
yüce varlık veya varlıklara yahut herhangi<br />
bir güce yakın olma, şükran duygularını ifade<br />
etme, bir şeyler dileme veya günahlarına kefaret<br />
olması gibi nedenlerle sunulan hediyedir.” 2<br />
şeklinde tanımlanır. Öfkelendiği zaman zarar<br />
verebilecek, kişiyi veya toplumu açlık, kıtlık ve<br />
mağlubiyetle cezalandırabilecek kutsal varlığı<br />
yatıştırmak, tekrar iyi ilişkiler kurabilmek<br />
ve ona yakın olabilmek için sunulan insan,<br />
hayvan ve bitkilerdir. Yakın olma fiziki bir<br />
yakınlıktan çok onun sevgisini, mükâfatını<br />
kazanmak, ondan gelecek gazap ve tehditten<br />
korunmak, sunacağı bereketten istifade etmek<br />
ve gerek bu yaşamında, gerekse bir sonraki<br />
hayatta daha mutlu olmak gibi gayeleri içeren<br />
bir yaklaşmadır.<br />
İslam’a göre ise <strong>kurban</strong>, ibadet maksadıyla belirli<br />
bir vakitte, belirli şartları taşıyan hayvanı<br />
usulünce boğazlamaktır. 3<br />
Burada <strong>kurban</strong>ın genel tanımı ile İslâm’ın yaptığı<br />
<strong>kurban</strong> tanımı arasında ilk bakışta iki fark<br />
göze çarpar. İslâmi tanımın muktezasına göre<br />
<strong>kurban</strong> sunulmaz, Allah rızası için kesilir. Birincisi,<br />
Tanrı’ya <strong>kurban</strong> sunmak ile O’nun<br />
rızası için <strong>kurban</strong> kesmek arasında bir fark olduğu<br />
açıktır. ‘Sunmak’ <strong>kurban</strong>ın yüce varlık<br />
tarafından hissedilmesini sağlamak gibi bir mahiyet<br />
taşır. Örneğin, Yahudiler <strong>kurban</strong> ibadetini<br />
terk etmeden önce <strong>kurban</strong>ı Tanrı Yehova’ya<br />
sunarlardı. İkincisi, ise İslâmi tanıma uygun bir<br />
<strong>kurban</strong>ın salt bir ibadet olarak ve diğer İslâmi<br />
ibadetlerin mantığıyla paralel bir mantıkla yapılması,<br />
buna karşılık <strong>kurban</strong>ın bir çok başka<br />
uygulamasında <strong>kurban</strong> Allah ile bir tür pazarlığın<br />
sonucu olarak icra edilmesidir. Pazarlık<br />
ya bir belanın baştan savulması, ya bir iyiliğin<br />
görülmesi; Tanrı’nın bir konudaki yardımının<br />
temin edilmesi gibi amaçlara yöneliktir.<br />
Ünlü sosyolog Emile Durkheim’in <strong>kurban</strong>ın<br />
mantığını anlatırken ifade ettiği “Ben sana ve-<br />
reyim sen de bana ver.” 4 ilkesi tam da bu pazarlık<br />
mantığını ortaya koyuyor. Bundan dolayı<br />
Kur’an’da işaret edilen paganlar, mezbahada<br />
kesilen ve sunaklarda yakılan hayvanların kokusunun<br />
O’na ulaşacağına ve O’nu memnun<br />
edeceğine inanırlardı. 5 Dikkat edilirse burada<br />
sembolik bir anlatım da olsa Tanrı’nın hissettiği<br />
ve memnun olduğu bir kokudan bahsedilmekle,<br />
<strong>kurban</strong>dan bir unsurun ona ulaştığı<br />
varsayılmaktaydı. Buna Tanrıya <strong>kurban</strong> sunmak<br />
ifadesi uygun düşebilir. Semavi olmayan<br />
dinlerin hemen tamamı da bu düşünceye yakın<br />
bir anlayış ortaya koymakta ve <strong>kurban</strong>ın ya<br />
kanı, ya kokusu, ya da etinin Tanrı’ya bir şekilde<br />
ulaşmakta olduğunu düşünmektedirler.<br />
Tanrı’nın kendisine sunulan bu <strong>kurban</strong>lara<br />
ihtiyacı olduğu düşünülüyordu. Kurban ibadetinin<br />
kendileri için bir yaklaşma vesilesi, bir<br />
Allah’a yakın olma imkânı olduğunu ve bunun<br />
tek başına yeterli bir amaç olduğunu görmüyorlardı.<br />
Mekke’de <strong>kurban</strong> konusunda benzer<br />
bir tutum sergileyenlere karşılık Kur’an’ın<br />
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır,<br />
fakat O’na ancak sizin takvanız ulaşır...” 6 şeklinde<br />
verdiği cevap iyi bilinir. Esasen bu ayet<br />
İslâm’da genel olarak bütün ibadetlerin, özel<br />
olarak da <strong>kurban</strong> ibadetinin altında yatan derin<br />
felsefeyi ifade etmektedir.<br />
Gerçekten de <strong>kurban</strong>, Allah’ın ihtiyaç duyduğu<br />
bir şey değildir. İslam’ın <strong>kurban</strong> konusuna<br />
yaklaşımı iyi irdelendiğinde <strong>kurban</strong>a ihtiyaç<br />
duyanın Allah değil, sadece insan olduğu çok<br />
net bir biçimde anlaşılır. İnsan <strong>kurban</strong>a ihtiyaç<br />
duyar, çünkü <strong>kurban</strong> insanın içine yerleşmiş<br />
olan ve onu içten içe kemiren putları<br />
alaşağı etmesini sağlayan, insanı bu putların<br />
ördüğü zindan duvarlarından kurtaran bir eylemdir.<br />
Ali Şeriati’nin anlatımıyla <strong>kurban</strong>, insanın<br />
içindeki putları, kötülükleri yok etmek<br />
için uygulanan bir eylemdir. Bunun yolu Hz.<br />
İbrahim gibi en değerli varlığını, muhtemelen<br />
insanın içine kurulmuş ve insanı özgürce tercihlerini<br />
yapmaktan men edebilecek, görünür