16.11.2012 Views

uluslararası kurban sempozyumu

uluslararası kurban sempozyumu

uluslararası kurban sempozyumu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

92<br />

ULUSLARARASI KURBAN SEMPOZYUMU<br />

yaşayamayız, peygamberlerin yolunda gitmek;<br />

doğru örneği takip etmeye devam etmek ve<br />

gitmemiz gereken yol anlamına gelmektedir.<br />

Aynı zamanda kendimizi, şeytani arzulardan<br />

men etmek, şeytana uymaktan vazgeçip sadece<br />

ve sadece Allaha tapmakla salih kullar olmalıyız.<br />

“Yaratmak ve buyruklar kendisine aittir.”.<br />

Kurban, gerçek özgürlüğü ifade eden Allah’a<br />

itaatin, bayram sevincinin asıl adresi ve adı olmanın<br />

yanında, Allahın kullarına rahmetidir;<br />

zorluk veya acı ve keder çekmelerini istememektedir.<br />

Kurban, İsmail’in (a.s.) nefsi yerine<br />

feda edilmiştir. Kurban, Hz. Muhammed’in<br />

(s.a.v.) sünnetini sürdürmektir; biri kendisine<br />

ve diğeri de ümmetine olmak üzere iki adet<br />

besi boynuzlu koçları kendi eli ile kesmiştir.<br />

Kurban aslında kıyamet gününe dek devam<br />

edecek bugünü, geleceği ve geçmişi birbirine<br />

bağlayan psikolojik sistemin bir bölümüdür.<br />

Hac içerisindeki ibadetlerden biri olup feda<br />

etmek anlamının sembolüdür. “Allah’a dua et<br />

ve <strong>kurban</strong> kes!” ayetinden yola çıkarsak, ‘dua’<br />

ve ‘<strong>kurban</strong> kesmek’; zaman, mekân, tarih, tabiat<br />

ve insanın kendisini aşarak Allah ve kul<br />

arasında, insan ve şeriatı arasında, tüm peygamberler<br />

ve inananları arasındaki asla ayrılmayan<br />

çok güçlü bir bağlantıdır.<br />

Kurban, Müslümanlar arasında ki sosyal<br />

bağlantıları güçlendirir. Bayram geldiğinde<br />

zenginler ve fakirler arasında aş hususunda<br />

ayrışma olmaz. Bu da Müslümanlar arasında<br />

sosyal birliğin ve sevginin yaygınlaşmasının<br />

simgesidir. Kurban sahibi, <strong>kurban</strong>ın üçte birini<br />

kendi ailesine, üçte birini arkadaşlarına<br />

ve tanıdıklarına, kalan üçte birini ise fakirlere<br />

dağıtmaktadır. Bu da, gerçek sosyal ilişkiler<br />

şebekesi içerisinde olduğumuzun bir göstergesi,<br />

insanı ayakta tutan bir birliğin simgesi<br />

olup fakirlerin, dostların kucaklaşmasını sağlar.<br />

Yaşam İslâm tasavvurunda, beşeri ilişkiler<br />

üzerine kurulan sosyal yardımlaşma ve birlikteliktir.<br />

İlişkiler dikey olmayıp yatay, yaradılış<br />

mantığı ile insancıl, karşılıklı sorumluluk şek-<br />

lini almaktadır. Din sadece, dinsel vecibelerden<br />

ari insancıl merhametten ibaret değildir.<br />

İnsanların birbirlerinden sorumlu olmaları,<br />

sadece söylem ile olmayıp gerçek, yaşanan,<br />

yenilenen yorumdur.<br />

Yukarda belirttiğimiz sistem Yüce Allah tarafından<br />

bize koymuş olduğu bir kural ve yasadır.<br />

Dahası insanüstü, toplum üstü bir yasadır.<br />

Tanrılığın, Allah’ın birliğine iman ve ibadet<br />

etmenin esaslarını bize belirtir. İnsanın yeryüzünde<br />

en yüce varlık, medeniyetlerin kurucusu<br />

olması nedeni ile yola çıkıldığında yüce<br />

bir kaynaktan gelmiş olup insancıl, sosyal<br />

amellerin bir parçasıdır (İbni Haldun)<br />

Kurban ve Çağdaşlık<br />

İbrahim (a.s.) zamanından bu yana durmaksızın<br />

uzanan din-şeriat emelleri ve insan amelleri<br />

arasındaki ilişki sorusu; çağdaş bakışla,<br />

geleneksel arasındaki ilişki olduğu gözükmektedir.<br />

Yenilik, eski olan, geleneksel her şeyden<br />

vazgeçmek anlamına gelir. Başka bir deyişle,<br />

özellikle Hıristiyan Katolik mezhebinin deneyimindeki<br />

din gericiliğinden uzaklaşılması<br />

anlamına gelir. Aklın mukaddes olduğuna<br />

inanarak yeni kaynaklar icat etmesi, aklın icat<br />

ettiği fikirler veya maddeler çağdaşlığın göstergesi;<br />

yenilikçiliğin esası olan aydınlatmak,<br />

yöneltmek, yol göstermek dışında, insanın zatından<br />

kaynaklanan bir fiildir diye kabul edilmiştir.<br />

Bu garip bilimin adresi, dinden nefret<br />

etmek esasına dayalı olup din, tembellik, cehalet<br />

ve istibdatçı bir adres olarak gösterilmektedir.<br />

“İnsan Hakları” olarak adlandırılan<br />

özgürlük, kardeşlik ve eşitlik kavramları gibi<br />

insanın icat ettiği değişik kavramların, batı<br />

kültürüne dayanan sosyal hayatta “dinin”,<br />

dini hislerin” ve “ibadetlerin” yerine geçeceği<br />

varsayılmıştır. Ancak bu zor ve imkansızdır.<br />

İspatı ise, din daha güçlü bir imaj kazanmış;<br />

karşı gelinemez, güçlü toplumsal ve siyasal şekil<br />

almıştır. Çünkü batının bilim mantığı ve<br />

varsayımları çok güçlü bir şekilde sarsıntıya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!