12.07.2015 Views

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

104<strong>Harran</strong> Ü. Đlahiyat Fakültesi Dergisi, yıl: 13, sayı: 20, Temmuz-Aralık 2008bölgesinin bilhassa kırsal kesimlerine Tenuh, İyad ve Tağlib gibi bazı Arapkabilelerine mensup aşiretler gelip yerleşmişti. İslami fetihle beraber Arapaşiretlerinin bölgeye göçü daha da artmış ve kuzeyde Diyar-ı Bekr bölgesine kadarçıkmıştır. 1 Diğer taraftan el-Cezire bölgesine hakim olmak amacıyla İran Sasanileriile Roma-Bizans İmparatorlukları arasında uzun yıllar boyunca devam edensavaşlarda genelde Roma-Bizans ile siyasi ittifaklar kuran Suriye bölgesindekiTedmur ve Ğassani devletlerine bağlı aşiretler bölgeye sızıp yerleşiyorlardı. Bizansİmparatorluğunun doğu cephesi komutanı Sergius, el-Cezire bölgesini Sasaniakınlarından korumak maksadıyla M.586 da Suriyeli Arap komutanlar Ogyrus veZogomus liderliğindeki Beni Selih kabilesine mensup Arapları ve SüryanileriMardin ve Siirt çevresine yerleştirmişti. 2 Bugün Mardin ve Siirt çevresindekonuşulan Arapça’nın Şam ve Lübnan lehçesi ile aynı olması bu olayı teyidetmektedir. Tahminimize göre Siirt ismi de buradan gelmektedir. Çünkü odönemde Suriye bölgesinde Batı Süryanice lehçesini kullanan halka Siirtodenilmekteydi.Ortaçağ Arap coğrafyacıları, el-Cezire bölgesini bölgeye yerleşen kabilelerenisbetle üç kısma ayırmışlardır. Bunlar Diyar-ı Mudar (Mudar’ın Yurdu), Diyar-ıRebia (Rabia’nın Yurdu) ve Diyar-ı Bekr (Bekr’in Yurdu) idi. İlk zamanlarda DiyarıRebia, hem Diyar-ı Rebia’yı hem de Diyar-ı Bekr’i ihtiva ediyordu. Çünkü Bekrkabilesi de Rebia’nın bir koludur. Miladi IX. yüzyılın ilk çeyreğinden itibarenRabia kabileler grubundan Bekr b. Vail’e bağlı aşiretlerin ve bunlardan özellikleŞeybanilerin yukarı Dicle havzasındaki bölgeye yerleşmesiyle bu iki kısım ayrıadlarla anılmaya başlandı. Diyar-ı Bekr’e gelince batıdan Karacadağ güneyde iseMardin tepelerine kadar uzanan ve Dicle nehrinin yukarı havzasında yer alanmerkez Amid (Diyarbakır) olmak üzere Meyyefarikin (Silvan), Hısın Keyfa, Erzenve Siirt şehirlerini ihtiva ediyordu. 3Ortaçağda Diyar-ı Bekr bölgesinin Dicle Nehri’nin doğusunda kalanbölümünün asıl idari ve kültürel merkezi, Meyyefarikin şehri idi. Ancak bugünDiyarbakır vilayetine bağlanmış olmasından dolayı çalışmamızın dışında tuttuk.Bu çalışmamızı bugünkü Siirt vilayeti ile sınırlandırdık. Konumuz olan bugünküSiirt şehrinin kuruluşu ve tarihi hakkında Ortaçağ Arap kaynaklarında yeterincemalumat bulunmamaktadır. Miladi XI. asra kadar bir köyden ibaret olduğu İbnu’l-Azrak’ın kaydından anlaşılmaktadır. 4 Bizim tahminimize göre Siirt şehri, HicriVII./Miladi XII. asırda vuku bulan Moğol istilasından sonra önem kazanmayabaşlamıştır. Moğollar o dönemde bölgenin büyük şehirleri olan Erzen ve Hısn1Welhausen, İslamın En Eski Tarihine Giriş,75; Işıltan, Urfa Bölgesi Tarihi, 29-31.2Salim Coche, “Türk Hakimiyetine Geçiş Döneminde Mardin ve Çevresi”, I. Uluslararası MardinTarihi Sempozyumu, 10.3Yakut, Mucemu’l-Buldan, II,134-136; el-Bekri, I, 497; el-Elusi, I, 220; Guy, 144.4İbnu’l-Ezrak el-Fariki, Tarihu’l-Fariki, 91.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!