12.07.2015 Views

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Harran</strong> Ü. Đlahiyat Fakültesi Dergisi, yıl: 13, sayı: 20, Temmuz-Aralık 2008 295tercih, Irak dışındaki bir çevreden kaynaklanmış olabilir. Köken itibariyleBermeki’ler Belh’ten gelmiştir. Ve Me’mun ilk olarak Merv’de ikamet etmiştir. Buiki kasabanın bulunduğu Maveraunnehirde İslam, Budizm, Hıristiyanlık veYahudilikle birlikte de yaşamıştır.Bununla birlikte asıl itici güç Bağdat’ın kendi entelektüel çevresindenkaynaklanıyordu. İslam, Vasıl’ın zamanında olduğu gibi artık bir azınlığın dinideğildi, aksine, diğer dinlerin erimesine yolaçarak genişlemiş olan bir inançtı.İslâm’a dönüş büyük ölçüde sosyal faktörler sebebiyle gerçekleşmişti. Bu dönüşüsonradan meşrulaştırmak için kelami ergumanlar ortaya konuldu. Bu yüzden yeniKelâmın bakış açısı oldukça reaksiyoner (apologetic) ve kendi tarzı da çoğunlukladiyalektikti. Müslümanlar bu duruma tamamen hazırlıksız da değillerdi. Onlar, içmezhepler arasındaki kargaşalarda, bu tür tartışmalarda kullanacakları metotlariçin yeterli bir tecrübeye sahip olmuşlardı. Putperestlere karşı kılıçlarını bileyenlersadece Mutezile değildi. Usta birer cedelci olmalarına ilaveten, farklı bir İslâmalgısı sunuyorlardı. Bu algı rasyonel oluşunun yanında eski teolojik politik gruplar(Şia, Mürice ve diğerleri) arasındaki bölünmüşlüğü aşan ve dolayısıyla da enazından entellektüeller arasında kabul gören bir mahiyet arzediyordu. Bu sebepleMu’tezile ilk şumullü “Ortodoks” Kelam ekolü haline geldi.Hâlâ onları başarıyı götüren yolun izi sürülebilir.Dırar bin Amr, onlar arasında tek olduğu halde, Bermekiler tarafındandüzenlenen müzakere meclislerine katılmıştır. Bir nesil sonra Merv’de durumfarklı idi. Mu’tezili Sümame bin Eşras, Me’mun’a bir çeşit danışmanlık yapmıştır.Bişr bin Mu’temir Halifenin, Şii İmam Ali Rıza’yı, kendisine halef tayin ettiğidökümana şahit olarak imza atanlar arasındadır.Esas açılım, 820’de Halife Me’mun, idare merkezini tekrar Bağdat’a gerigetirdiğinde gerçekleşti. Orada iki önemli şahsiyet duruma hakimdi: Birisi 70yaşındaki Basra’lı Kelamcılardan Ebu’l-huzayl- el-Allaf (kendisi 840’da yaklaşık100 yaşında vefat etti) diğeri de onun erkek yeğeni el-Nazzam’dı. Nazzam birsaray mensubunun bütün özelliklerini taşıyordu. O riyazeti küçümsedi. Zevk vesafa ile ilgili şiirler konusunda mahirdi. Ki bu şiirlerde içki ve gençlerin güzelliğiövülüyordu. Dolayisiyle kendisine sarhoş ve eşcinsellik yaftası takıldı. Fakatşiirlerin gerçekleri yansıtmadığı düşünüldüğünde bu yaftaların doğru olmadığısöylenebilir. Bununla birlikte bu yaftalar gösteriyor ki, başarıları ile birlikte,Mu’tezililer gözetim altında tutuluyorlardı. Nazzam’ın yüksek toplum idealleri ileözdeşleştirilmesi Bişr bin. Mu’temir’in daha önceleri toplumu Mu’tezili düşünceyedönüştürme teşebbüsü ile uyuşmadı. Bu ayrışma Mu’tezile’yi hâlâ popüler birhareket olarak kabul eden ve eski zühd geleneğini devam ettirmeye çalışanlarınsufi temayülleri benimsemeye başladığında daha da derinleşti. Onlar yün elbiselergiydiler ve Müslüman toplumun halife seçme işinden kaçınması gerektiğini ileri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!