12.07.2015 Views

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

98<strong>Harran</strong> Ü. Đlahiyat Fakültesi Dergisi, yıl: 13, sayı: 20, Temmuz-Aralık 2008İslami öğretilerin temelini oluşturan sağlıklı hadis rivayeti ve sünnet bilgisi içinoldukça önemlidir. Kuşkusuz onlar, Kur’an-ı Kerim’in açıklamaları ve Resülüllah(s) tarafından yaşanmış şekli olan sünnetin ve onun sözlü ifadesi olan hadislerinsonraki nesillere aktarımında büyük gayret göstermişlerdir. Onların bugayretlerinde en etkin faktör ve motivasyon, Allah ve Resülüllah sevgisi, Yüceİslam Dini’ne ve onun öğretilerine olan ilgidir. Yepyeni mesajlar içeren bu dininöğretileri konusunda o zamanda (saadet asrında) hemen her sahabi bir heyacanyaşamış, Hz. Peygamber’in yaşadıklarını ve söylediklerini öğrenmeye top yeküngayret göstermişlerdir. Altın nesil bu güzide insanlar, iman ve İslamdakiöncelikleri ve bu uğurda samimi olan çaba ve gayretleriyle Allah ve Resülütarafından sevilmişler, ayet ve hadislerde övülmüşlerdir. Ancak kişilerin farklıolan kabiliyet, iş, uğraşı ve kapasitelerine paralel olarak hepsi de aynı oran veölçüde performans gösterememiştir. Bu itibarla İslam’daki öncelik veperformanslarındaki farklılıklar, onları itibar ve faziletleri bakımındantabakalandırmıştır. Aynı şekilde onların doğaları, iş ve imkânlarındaki farklılıklar,sünnet ve hadise olan ilgi ve öğrenmelerine de yansımış; doğal sonuç olarak bütünsahabilerin sünnet ve hadis bilgileri aynı düzeyde olmamıştır.Hadis rivayetiyle ilgileri farklı düzeylerde olan sahabenin adaletine gelince,Mutezile, Hariciler, Şia’nın sahabeye söven Rafiziler kolu ve onların Hattabiyyekolu olan bazı ehl-i bid’at mezheplerinin dışında, tüm İslam mezhepleri sahabenintamamını adil kabul etmekte ve Ehl-i Sünnet’in çoğunluğu, fitneye karışan vekarışmayan tüm sahabileri istisnasız ve tartışmasız adil görmektedir. Onlarınsahabenin adaletinden anladıkları, sahabenin tüm hata ve nisyandan, günahlardanmasum oldukları anlamında olmayıp, onların hadis rivayetinde kasıtlı yalandankaçınmış olmalarıdır.Buna karşın Ehl-i Sünnet içinde bir diğer görüş sahipleri ise, sahabilerin deinsan olduklarını, gerek Resülüllah (s) zamanına ve gerekse ondan sonra bazıbüyük ve küçük günahlar işlediklerini, hata ve yanılmaları olduğunu, onların emirve yasakları içeren İlahi vahyin ilk muhatapları olduklarını, sahabilerin masumkimseler olmadıklarını ileri sürerler ve adalet, ashabın her bir ferdi ve tümü içindeğil, bir nesil olarak geneli için geçerlidir derler. Kur’an ve hadislerde sahabeyleilgili övgülerin de böyle olduğunu yani bu övgüler, bir, birkaç veya bir grupsahabinin o anda ve zamanda işlediği güzel bir amelden, iyi performansındandolayıdır, derler. Bu görüşte olanlara göre Hz. Peygamber’in büyüklüğüne veşanının yüceliğine itibarla kısa bire an da olsa onu gören, ona mülaki olan kimselerolan sahabe, önceki ve daha sonraki nesillere karşı genel bir nesil olarakövülmüştür.Denilebilir ki, İslam inancına göre Allah’ın bir kimseden razı olması o andayaptığı işlerden dolayıdır; gelecekte yapacaklarından dolayı değildir. Bir kısmınıçalışmamızda belirttiğimiz ve daha birçok güvenilir İslam tarihi ve hadiskaynaklarında belirtildiği üzere Hz. Peygamber’in sağlığında inancı itibariyle saf,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!