12.07.2015 Views

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ - İlahiyat Fakültesi - Harran ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Harran</strong> Ü. Đlahiyat Fakültesi Dergisi, yıl: 13, sayı: 20, Temmuz-Aralık 2008 185âleminden ariflere hitabı”dır. 1 “Ya vahiy yoluyla, ya perde arkasından, ya da bir elçigöndermesi dışında Allah’ın bir beşerle konuşması söz konusu değildir.” 2 Bunu, “gecesohbeti” ifadesiyle imâ etmişlerdir. Zira, “gece sohbeti” lügatte, “akşamdan sonra;gece karanlığı vaktinde sohbet etmek, karşılıklı konuşmak” demektir. Sözü edilenhitap da, gayb âlemindendir ve dünyevî hayat gecesinin karanlığındaki insanaulaşmaktadır. Bu yüzden imâ (bu kinâye) uygun düşmüştür. Bu gücün sahibine şuâyette işaret olunur: “Bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz.” 3Elif Efendi’ye göre, Allah’ın, bir kulunu kendisini zikre muvaffak kılması, onuniçin vadettiği nimetlerin en üstünüdür. Çünkü Allah, “Kulum Beni zikrettiği zamanBen de onu zikrederim” 4 buyuruyor. Allah’ın zikri, hatırlaması, kulun onuzikretmesinden daha öncedir. Allah ona izin ve güç verdiği için zikredebiliyor.Bundan daha büyük nimet ne olabilir? Kul Rabbinden gafilken bile Rabbi onuzikreder, hatırlar.” 5Elif Efendi’ye göre, bazı tarikat ehlinin sözlerinde, zikir ve zikir ehliyle ilgiliçeşitli ifadeler yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Çok kısa ve veciz oluşlarınedeniyle, bu sözlerin mânâları, çoğu zaman okuyanlar tarafından tam olarakanlaşılmamaktadır. Bunlar, zâhiren şeriata ve sünnete aykırı düşebilmektedir.Çünkü bu sözlerin zâhirî mânâları, Kur’an-ı Kerim ve sahih sünnetleçatışabilmektedir. Onun için bu sözleri, zâhirine göre yorumlamak mümkündeğildir. Bunlar, açıklamalara ve bu konudaki âyetlerle takviyeye muhtaçtır.Kur’an ve hadisin ışığında onlara bakmak gerekir ki, Kur’an ve Sünnete uygundüşsünler. Çünkü asıl olan onlardır. 6Müellifimiz, bu muğlâk sözleri, âyet ve hadislerin ışığında te’vil etmeye,açıklamaya çalıştığını belirtmektedir. Bunu da, tasavvuf yoluna yeni girmişolanların ümitlerinin kırılmaması, onlara kolaylık olması ve ayaklarınınkaymaması için yaptığını ifade etmektedir. Çünkü bu yola yeni girmiş olanlar, busözleri yanlış anlayarak inkâra gidebilmekte ve böylece ayakları kayabilmektedir. 7Ona göre, genelde söyleyeni belli olmayan bu sözler, tasavvuf ehli arasında çokyaygındır. Bunlardan bazıları şunlardır: “Dilin zikri lâklâkadır (mânâsız, boş söz).Kalbin zikri vesvesedir. Sırrın zikri de sırdır.” Onların, “dilin zikri mânâsızdır”sözünden maksat, ubûdiyet niyeti olmayan, sadece dille yapılan zikirdir. Bu,Allah’a ibadet ve yakınlık maksadı taşımayan, Onun, “Beni zikredin” 8 ilâhî emrini1Elif Efendi, el-Bârikât, s. 26.2Şûrâ, 42/51.3Enbiyâ, 21/7.4Bakara, 2/152.5Elif Efendi, el- Bârikât, s.166Elif Efendi, el- Bârikât, s. 37.7Aynı eser, s. 38.8Bakara, 2/152.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!