12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Radikal Feminizm<br />

sadece sosyalistlerin mecburiyetidir. Yani bir insan feminist olduğu<br />

için meselesi, erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkide derinleşmek,<br />

onu dönüştürmek, erkeklerin ve kadınların nasıl bir olay<br />

örgüsü içinde, hangi katmanlarda ezildiğini, sömürüldüğünü<br />

keşfetmekken, bizim bunların hepsini bir tarafa bırakıp, “Ya bu<br />

işle kapitalizmin ilgisi ne acaba?” meselesini öne çıkarma mecburiyetine<br />

sürüklenmemiz sosyalist feminist bir takıntıdır. Bu soru<br />

yok sayılmalıdır demiyorum, bu soruyu öne çıkarma mecburiyetine<br />

zorlanmaktan bahis ediyorum.<br />

Fakat Türkiye’de o yıllarda sosyalist hegemonya çok kuvvetli<br />

olduğu için adlandırılamayan, tanınmayan erkek egemen sistem<br />

şu anda var kabul ediliyor. Türkiye’deki sosyalist, devrimci,<br />

radikal, eşitlikçi, kısaca kendine feminist diyen bütün kadınların<br />

gayet kanlı canlı mücadelesiyle tanımlandı, görüldü, bugün herkesin<br />

gönül rahatlığıyla patriarka, patriarkal sistem, erkek egemenliği<br />

diyebildiği bir noktaya evrilmiş bulunmaktayız. Ama bu<br />

tanınmazlığın her an hortlayabilen bir şey olduğu ve feminizmin<br />

sadece dedektif ruhu ve takıntıyla ayakta kalabilecek bir şey olduğu<br />

konusundaki hislerimi de paylaşmak isterim. Çünkü her zaman<br />

birileri karşınıza çıkıp, “Siz kadınları diyorsunuz ama peki,<br />

köylüler? Peki, Kürtler? Peki, Siyahlar? Peki, dünyanın ekonomik<br />

krizi?” diyecektir. Türkiye’nin siyasal rejimi ya da dünyanın geleceği<br />

açısından kritik olan bir konu Türkiye’deki feminizm açısından<br />

kritik olmayabilir. Rejim için kritiktir ama belki feminizm<br />

için kritik değildir. Sizin önceliğinizi neye vermeniz gerektiğiyle<br />

ilgili bir sorgulamaya tabi tutulmanız her an mümkündür. Bunun<br />

bilimsel ve gerekli olma iddiasının akademisyenlerden, siyasetçilerden<br />

gelme ihtimalini de akılda tutmanız gerekiyor.<br />

Yirmi beş yıl önce Sosyalist Feminizm’in mücadelesine,<br />

Gülnur Savran’ın son söz olarak yazdığı paragrafa geri dönüyorum:<br />

“Kadınların erkeklere kapalı gruplar oluşturmasının bir boyutu<br />

daha var,” diyor. Feminist mücadeleyle, sosyalist feministler<br />

artık şunu söyler hale gelmişler 1985’te: “Hem erkeklerle çalışmalıyız,<br />

hem ayrı çalışmalıyız.” Bunu anlatıyor: “Kadınlar bir yandan<br />

erkeklerle aynı örgütlerde çalışarak o örgütleri dönüştürmeyi hedeflemeli,<br />

ama öte yandan da kendi özgür taleplerini oluşturabilecekleri,<br />

erkeklere kapalı platformlar olmalı.” Kadınların, erkeklere<br />

kapalı gruplar oluşturması gerekir, diyor. Çünkü ezilen bir grup<br />

olmamızı başka türlü bilince çıkaramayız, paylaşmamız, somut<br />

bir grup haline gelmemiz lazım, “Ancak bunun ayrılıkçı bir politikayı<br />

savunmak anlamına gelmediğini belirtmiştim,” diyor. Yani,<br />

yine sevgili arkadaşım Gülnur Savran “Biz ayrılıkçı değiliz,” diyor.<br />

Ne demek istiyor? Yani biz radikal feministler gibi değiliz.<br />

Radikal Feminizm çok akademik, teorik, broşürü, manifestosu<br />

olan bir ekol değildir, hayatın içine değer gider, kendine ille<br />

de böyle demek de şart değildir ama bazı feministler ayrılıkçıdır.<br />

Ayrılıkçılık öyle bir şeydir ki, bunu teorik olarak hissetmekten<br />

daha önemlisi vücudunda, evde, sabah kalktığında, işe gittiğinde,<br />

otobüste, Mercedes’te, neredeysen hissedebileceğin bir şeydir ve<br />

biz ayrılıkçılık güdüyorduk.<br />

Gülnur’dan alıntıya kaldığım yerden devam ediyorum: “Kaldı<br />

ki o tür bir politika Sosyalist Feminizm’in en genel ilkesiyle çelişirdi.<br />

Bu feminizmin belirleyici özelliklerinden birisi erkek egemenliğinin<br />

ortadan kalkması için sosyalizmi bir ön koşul olarak görmesi.”<br />

O zamanlar sosyalist devrimin gerçekleşme umudu var, bizler<br />

için de öyleydi, dönemleri anlamak açısından bunu bilmek çok<br />

önemlidir. Bizler de sosyalist hareketi eleştiriyoruz ama bir taraftan<br />

da sırtını dayayabiliyorsun bunu unutmamak lazım. Sırtını<br />

dayamaktan kastım şu: O konulara onlar bakıyordur. Sen de onlarla<br />

sınıf mücadelesinde bir arada olabilirsin ama feministler olarak<br />

biz işçileri nasıl kurtaracağız? Kürtlere veya Irak işgaline ya<br />

da Uludere’ye de mi biz bakacağız? Ama bir taraftan da “Biz size<br />

karışmıyoruz, siz de bize karışmayacaksınız, biz antikomünizm<br />

yapmıyoruz, antisosyalizm yapmıyoruz, siz de bizim işlerimize<br />

karışmayacaksınız,” diyorduk. Mottomuz “Gölge etmeyin başka<br />

şey istemem”di. Elbette o yıllarda ben de sosyalistim ama, demeden<br />

konuşulmuyordu.<br />

Gülnur’un bu yazısında sosyalizmi ön koşul olarak görmesinin<br />

de o yılların sosyalizm hegemonyasıyla bağlantılı olduğunu<br />

düşünüyorum. Gülnur’a hâlâ böyle mi düşündüğü sorulabilir.<br />

Yazı devam ediyor: “Dolayısıyla sosyalizm, feminizmin kendi<br />

hedeflerinden biri.” Yani sosyalist feminist olunca, sosyalizm de<br />

feminizmin hedeflerinden biri oluyor. “Kadınların ezilmesinin<br />

kapitalist üretim ilişkileriyle örüldüğü göz önüne alındığında bu<br />

hedefin önemini görmemek olanaksız. Öte yandan kadınların kurtuluş<br />

sürecini giderek hızlandırmayan bir toplum sosyalist değilse<br />

çok kuşkulu.”<br />

Toparlayacak olursam biz, sosyalistleri kadınlar arasında<br />

eleştirmeye, feministleri de sosyalistler açısından rahat bırakmamaya<br />

dayanan sosyalist feminist ekolden olmadık; bu yirmi beş<br />

yıl boyunca ben olmadım, Ayşe benden gizli arada sırada olduysa<br />

bilmiyorum. (Gülüşmeler)<br />

Yirmi beş sene öncesiyle ilgili bu alıntıları yapmamda ve<br />

bu başlıkları açmamdaki temel sebep şu: o yılların hegemonyasını<br />

görebileceğimiz teorik ve politik başlıklar oldukları için.<br />

Maddecilik bugün o yıllardaki gibi popüler değil ve çok kıymet-<br />

26 27

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!