12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Diziler nasıl yapılıyor/yazılıyor, nasıl okunuyor?<br />

sela Sıla’da, yerel ağa var ama bu ağa ODTÜ’de okumuş, gelip, o<br />

kurtaracak onları. Kurtarmak nedir? İnsanları aşiret bağlarından<br />

koparıp, bizim çok iyi bildiğimiz anne, baba ve çocuklardan oluşan<br />

çekirdek aileyi yeniden kurmaktır. Bir Bulut Olsam’da bu çok<br />

çok açıktı. Bu dizide belediye başkanı ve psikopat oğlu hikâyesi<br />

vardı. Belediye başkanı üçkâğıtçının teki, petrol kaçakçısı, hep<br />

böyle karanlık işlerle uğraşıyor, oğlu da psikopat ve amca kızına<br />

deli gibi âşık.<br />

Hazal: Sara hastası.<br />

Nükhet: Sara hastası bir taraftan da. Bu kızı kötü, kara kuru<br />

Kürt’lerden dışarıdan gelen doktor (Engin Altan Düzyatan) kurtarıyor,<br />

sarışın ya o...<br />

Hazal: Doktor köydeki mayınları da temizliyordu.<br />

Nükhet: Evet. Aşk Bir Hayal’de ise kurtarıcımız asker. Bir de bu<br />

yazın başında başlayan “Sultan” var. Sultan çok ilginç bir olay…<br />

Bütün bu doğu dizilerinde PKK ve savaş uzak bir arka plan şeklinde<br />

işlenirken, burada senaryonun ana meselesi halinde. Geçen<br />

haftaki bölümde Sultan, Şehmuz’a “Niye gittin? Niye on beş yıl<br />

hiç ses seda çıkarmadın?” diye soruyor, Şehmuz’un cevabı da “Bilmiyorsun<br />

onların neler yapabileceğini. Bana dediler ki sen artık<br />

öldün, hiç kimseyi aramayacaksın, sormayacaksın, onlar için de<br />

kötü olur, senin için de kötü olur.” Dolayısıyla Şehmuz, Sultan’ı<br />

korumak için on beş yıl yok olup, bir çocuk peydahlayıp, geliyor<br />

Fransa’lardan. Bunları arka arkaya okuyunca şöyle bir şey çıkıyor:<br />

Geleneksel toplum, mitoloji, Aşkın Dağlarda Gezer, her tarafları<br />

damgalı kadınlar vs… Yani bu hikâyeler oralardan bugüne böyle<br />

getiriliyor.<br />

Feyza: Yıl 2003 falandı, Asmalı Konak Ürgüp’te çekiliyor, öykünün<br />

yazarı Meral Okay şöyle demişti: “Biz bu hikâyeyi Mardin’de<br />

anlatmak istiyorduk ama Mardin’de anlatsaydık böyle anlatamayacaktık.”<br />

Asmalı Konak da aslında kurtarma, gelenekle yüzleşme<br />

hikâyesi ama o zaman bir kurtarıcıyla dahi bu hikâyeyi doğuda<br />

kuramayacaklarını düşünüyorlardı. Sonra zamanla bu hikayeler<br />

Mardin’de ve Diyarbakır’da kurulabilir oldu ve Sultan’a geldik.<br />

Nükhet: Sultan’da çok önemli bir şey oldu; çekim arabasını Diyarbakırlı<br />

gençler taşladılar “Burası Midyat değil, siz Midyat’a gidin,”<br />

diye ama sonra ne yaptılarsa yine becerdiler ve dizi şu anda<br />

Diyarbakır’da çekilmeye devam ediyor ama adını değiştirdiler.<br />

Senuben’di dizinin adı, Senuben Diyarbakır’a zorunlu göçle gelen<br />

insanların yaşadığı bir mahallenin adı. Dizinin adını değiştirdiler,<br />

Sultan oldu.<br />

Melodramlarda zaman ve mekan süreklilik gösteriyor, burada<br />

gerçeğe uygunluk aranıyor. Hem izleyici tarafından bu aranı-<br />

yor, hem de senaristler buna dikkat ediyorlar. Dekor mesela çok<br />

önemli, Ayşe Öncü bu doğu dizilerinde kullanılan dekor üzerine<br />

koskoca bir makale yazmıştı. 1<br />

En çok melodramları seviyoruz çünkü…<br />

Feyza: Bütün bu hikâyeler var, çünkü izleniyor ve beğeniliyorlar.<br />

Çok farklı biçimler ve anlatılar denenmesine rağmen aslında en<br />

çok reyting alan, en çok beğenilen ve en büyük bütçeli diziler melodramlar.<br />

Tabii burada “Neden beğeniliyor?” sorusu karşımıza çıkıyor<br />

ya da gerçekten beğeniliyorlar mı? Reytinglerin ölçülme biçimi<br />

de Türkiye’de tartışılan bir mesele. Ama artık bunlar internet<br />

sayesinde daha açık bir şekilde görülüyor, insanların görüşlerini<br />

ve beğenilerini çok açık bir şekilde ifade edebilecekleri alanlar var.<br />

Dolayısıyla bu alanlar aracılığıyla anlatıların çok beğenildiğini biliyoruz.<br />

“Neden beğeniliyor?” sorusuna ise birkaç cevabımız var:<br />

Birincisi bu diziler bizi bir yerden yakalıyor. Bunu, görsellikle, bir<br />

müzikle, hikâyesiyle, tanıdık aktörleri başkahramanlar yaparak<br />

sağlıyor. Ve aslında biz ilk bölümden hatta fragmanların dönmeye<br />

başlamasından itibaren dizinin türünü, hikâyesini, neyi anlattığını<br />

zaten anlıyoruz. Dolayısıyla melodramlar şaşırtmak üzerinden<br />

değil de daha çok tanıdık gelme üzerinden beğeniliyor. Bunların<br />

yanı sıra bahsettiğimiz o ahlaki normun bir şekilde bozularak başlaması<br />

da bu hikâyenin peşinden gitmemize neden oluyor. Mesela<br />

bu, “Binbir Gece”de, Kuzey Güney’de de aynı şekilde çok belirgindir.<br />

En büyük ahlaki çatışmayı en başta, ilk bölümde verir. Binbir<br />

Gece’de anlatılan, çocuğunun hayatını kurtarmak için parayla bir<br />

gecelik ilişki olur mu olmaz mı? İki yıl boyunca bunu izledik aslında.<br />

“Haziran Gecesi” vardı mesela, o da aynı şekilde ilk bölümde<br />

çok büyük bir çatışma kurdu ve biz sonuna kadar ne olacağını<br />

merak ederek izledik. Dolayısıyla melodramdan alınan keyfin en<br />

belirgin kısmı bu merak duygusunda yatıyor. Bir sonraki bölümde<br />

ne olacak, bu çatışma nasıl çözülecek? İçinde yaşadığımız çeşitli<br />

gündelik ahlaki çatışmaların biraz daha abartılmış halini izliyorsunuz.<br />

Dolayısıyla kendi hayatınızla ilgili bir şey buluyorsunuz:<br />

gerçek hayatta o kadar kolay çözülmeyeceğini bildiğiniz o ahlaki<br />

çelişkinin çözümünü izlemek ve o çözümün tadını çıkarmak gibi.<br />

Mesela Asmalı Konak’taki aşkın, izleyici kendisi böyle bir aşkı yaşamayı<br />

düşünemeyecek de olsa, bir sürü toplumsal norma galip<br />

gelmesi bir taraftan da izleyenin çok hoşuna gidiyor, dolayısıyla<br />

onu izlemek istiyor.<br />

1 Öncü, Ayşe, (2011), “Representing and Consuming ‘The East’ in Cultural Markets”,<br />

New Perspectives on Turkey,sayı 45<br />

478 479

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!