12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminizme Farklı Yaklaşımlar ve Üçüncü Dalga<br />

ayrı bir kadın hareketinin ortaya çıktığını görüyoruz. Türkiye’deki<br />

Üçüncü Dalga Feminizm de çok kesin olmamakla birlikte o dönem<br />

çıkmaya başlayan Roza, Jin u Jiyan ve Jujin dergilerinin ortaya çıkışı<br />

ile başlatılıyor...<br />

“Farklı ulusların kadınlarının farklı bağımsız örgütlenmeleri<br />

olmalıdır”<br />

Semra: Şubat 1999’da çıkmaya başlayan Jin u Jiyan Dergisi’nde<br />

idim, bugün de o dönemki çalışmalarımızı ve bakış açımızı anlatmaya<br />

çalışacağım.<br />

Kadının örgütlenmesini gerektiren tüm koşullar hâlâ geçerliliğini<br />

koruyor. Hâlâ sınıflı toplum ve onu besleyen erkek egemen<br />

anlayış mevcut… İşte bu sorunu ve haksızlığı yaşayan kadınlar bir<br />

araya gelip, yaşadıkları sorunlar çerçevesinde kendi örgütlülüklerini<br />

kurmaya çalışıyorlar çünkü kadın geçmişten gelen ve ne yazık<br />

ki çoğu zaman da kadınlar tarafından gelecek kuşaklara taşınan<br />

erkek egemen anlayışın bir sonucu olarak toplumda taşıdığı cinsel<br />

kimliğinden dolayı ikincil konuma düşmekte. Bunun yanında<br />

kadın taşıdığı sınıfsal kimliğiyle de ait olduğu sınıfın veya tabakanın<br />

sorunlarını yaşamakta. Örneğin burjuva bir kadının yaşadığı<br />

sorunla, işçi kadının yaşadığı sorun, hatta aynı sınıfa ait olsalar<br />

bile işçi bir erkeğin yaşadığı sorunlarla kadının yaşadığı sorunlar<br />

farklıdır ve kuşkusuz kadınlar ait oldukları ulusun sorunlarını da<br />

kendi benliklerinde yaşarlar. Bu noktada Kürt kadını da ulusal,<br />

sınıfsal ve cinsel kimliğinden dolayı eziliyor, dövülüyor, aşağılanıyor.<br />

Kürt kimliğinden dolayı toplumdaki diğer kadınlardan farklı<br />

olarak başka sorunlar da yaşıyor.<br />

Kürt halkının yaşadığı zorluklar ve feodal aile yapısı kadınları<br />

önce ulusal Kürt hareketine yöneltmiştir. Bu amaçla da siyasi<br />

partilerde öncelikle çalışmalarımız oldu. Eski dönem için söylüyorum,<br />

daha arka planda çalışmalarımız oldu. Kadın komisyonlarında<br />

veya çıkartılan bir gazetenin bize verilen bir köşesi varsa<br />

onun altında çalışmalarımızı yürütüyorduk, orada da yazılarımız<br />

genelde kontrolden geçiyordu. Kazara geçmeyip de yayımlanan<br />

yazılarımız oldu, olaylar yaşadık. “Nasıl böyle düşünürsünüz,<br />

bunları nasıl savunursunuz?” dendi bize.<br />

Bu mücadele içinde sorunlarımız erkeklerden farklı olmuştur.<br />

Tam da bu nedenlerden dolayı Kürt kadının ayrı örgütlenme<br />

zorunluluğu doğmuştur. Jin u Jiyan ve diğer Kürt kadın dergileri<br />

buna ilişkin yol gösterici olmuşlardır ancak örgütlenmeye dair bir<br />

sürü sorun yaşanmıştır ve hâlâ yaşanmaktadır. Çünkü partiler, demokratik<br />

örgütler, mesleki kurum ve kuruluşlar gibi örgütlenme-<br />

lerde bir hedefimiz vardır, bir de bunu besleyen bir programımız.<br />

Bu programa inanan insanlar gelir, inanmayanlar ise gelmezler.<br />

Ama yaratacağımız bir kadın örgütlülüğü, hem de Kürt kadın<br />

örgütlülüğü ise işin rengini biraz daha farklılaşır. Her şey öyle<br />

programda yazıldığı gibi işlemiyor. Karşımıza ait oldukları sınıfa,<br />

konuma göre farklılıklaşan çeşitli sorunlarla çıkıyor. Dolayısıyla<br />

oluşturulacak örgüt, entelektüel Kürt kadınından, okuma yazma<br />

bilmeyen Kürt kadınına, kentli Kürt kadınından, köylü Kürt kadınına,<br />

burjuva Kürt kadınından, işçi veya emekçi Kürt kadınına,<br />

evde çalışan Kürt kadınına kadar tüm Kürt kadınlarını kucaklayabilmelidir.<br />

Onların yaşadığı sorunları örgütlülüğe yansıtabilmeli<br />

ve beklentisine cevap vermelidir. Çünkü bazen sizin önünüze<br />

koyduğunuz beklentilerle, bazı kadınların sizden beklentileri<br />

aynı olmayabiliyor. Bunları ortak bir paydaya getirmek zorundasınız.<br />

Çoğunlukla kadınlar arasında var olan bu farklılıklar yaratacağınız<br />

örgütün önünde bir engel gibi görünse de öyle değildir.<br />

Aksine bu sizin renkliliğinizdir. Önemli olan bu kadın kesimlerini<br />

iyi tanımak ve onların renklerini örgütlülüğünüze taşıyabilmektir.<br />

Zor olansa, gerek kadınlarda gerekse erkeklerde hakim olan<br />

önyargıyı kırabilmektir. Ayrıca Kürt kadının ayrı örgütlenmesinin<br />

sağladığı birçok avantaj da mevcuttur. Çünkü karma örgütlenmelerde<br />

kadın olmaktan dolayı yaşadıkları sorunları anlatamıyor ve<br />

kendilerini yeterince ifade edemiyorlar. Gerek politik yaşamda<br />

yeni oluşları, gerekse birikimlerinin erkekler kadar olmaması ve<br />

bunun beraberinde yaşadıkları, “Yanlış yaparım,” veya “Yanlış söylerim,”<br />

kaygısı kadınların bu tür yapılanmalarda sessiz kalmasına<br />

neden oluyor. Bir diğer avantaj ise kadınların birbirlerini daha iyi<br />

anlamaları ve daha iyi dayanışabilmeleri.<br />

Örgütlülük kadını politikaya ve mücadeleye hazırlayan bir<br />

eğitim misyonunu da içeriyorsa o zaman bu hazırlık sürecini kadınlar<br />

kendi örgütleri aracılığıyla birbirlerinin tecrübelerinden<br />

yararlanarak ve birbirlerinin omuzları üzerinde yükselerek tamamlamalı,<br />

ancak ondan sonra karma örgütlenmelere taşımalılardır.<br />

Yöresel anlamda diğer örgütlerden bağımsız olarak kadın<br />

hareketinin kendi yönetimini, organlarını oluşturması, kararlarını<br />

kendi alması ve yaşama geçirmesi de son derece önemlidir.<br />

Son olarak da, farklı ulusların kadınlarının farklı bağımsız<br />

örgütlenmeleri olmalıdır diye düşünüyorum. Her ne kadar kadın<br />

olma noktasında birleşiyor olsanız da ayrı ulusların kadınları olmanız<br />

yaşadığınız sorunları da farklılaştırıyor. Bütün hakları gasp<br />

edilen, dili, kültürü, kimliği yok sayılan bir halkın kadınları olmak<br />

ayrı örgütlenmeyi gerektiriyor. Şimdilik söyleyeceklerim bu<br />

kadar, teşekkür ediyorum.<br />

340 341

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!