12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />

kilde eleştirmek lazım. Bu ikisinin arasında çok fark olduğunu<br />

düşünüyorum. Diyelim ki Banu’nun feminizmi bana hiç uymaz<br />

ama ben Banu’nun mesela militarizme yaklaşımını tartışmak mı<br />

istiyorum yoksa “Hayır, öyle feminizm olmaz, benimki doğrudur,”<br />

mu diyorum? Bu ikisi arasında çok fark var. Maalesef son yıllarda<br />

da tartışmaya çalıştığımız ama tartışamadığımız bir şey bu. Susan<br />

kadınların sayısı artmaya başladı. Şu anda ben de sakınıyorum<br />

arkadaşlar. Belki yıllardır bunları tartışmaya çalışmaktan ötürü<br />

yorulmuş da olabilirim.<br />

Mor Çatı tecrübesi önemli benim için. Mor Çatı sığınak ve<br />

danışma merkezleriyle yola çıkarken çok önemliydi çünkü bu yapılanmalar<br />

yoktu. Yıllar sonra Mor Çatı’nın ve feminist hareketin<br />

uğraşları sonucunda, nüfusu 50.000’den daha fazla olan belediyelerin<br />

sığınak açması gerektiğiyle ilgili yasadan sonra belediyeler<br />

ancak birkaç sığınak açmıştı. Mor Çatı’nın belediye ile birlikte çalıştığı<br />

sığınakla ilişkisi kesildiğinde, feminist kadınlara “Sığınak<br />

açacağız,” diye bir çağrı yapmıştı, o toplantıya ben de gitmiştim.<br />

O yasa çıktıktan sonra herhangi bir feminist örgütün sığınak açmasını<br />

doğru bulmuyorum. Sığınak açmak devletin, belediyenin<br />

işidir, bizim yapacağımız emeğimiz, paramız, aklımız, tecrübemiz<br />

neyimiz varsa bunu bir sığınağı yaşatmaya çalışmakla değil,<br />

sığınakların açılmasına ve oradaki politikaların nasıl olması gerektiğiyle<br />

ilgili mücadeleye harcamalıyız.<br />

Ben de söyleyeyim. Feminist harekete yıllardır küsüm aslında<br />

ama feminizm öyle bir şey ki insanın kanına girince giriyor.<br />

Kıyısından, köşesinden, bulaşabildiğim yerden ilişkimi sürdürmeye<br />

çalışıyorum. Çok yorgun ve mutsuz olduğum zamanlarda<br />

bazen birkaç ay kopmuşumdur (evet, feminizm mutsuz eder).<br />

Ben de birkaç feministi mutsuz ettim sanırım. Ve bir gün umuyorum<br />

ki güzel bir şey olacak ve ben o gönül kırıklığımı çözerken de<br />

yaptığım haksızlıklar varsa bunları da göreceğim.<br />

Feminist hareket olarak kullandığımız kavramları, her<br />

gün daha çok konuşmamız gerek; mesela öfke siyaseti yapmayı.<br />

Dönüp bakmamız gereken, bunun gibi pek çok yanımız var.<br />

Söylemesem çatlarım: Eksik Etek 1998 yılı sonuna doğru, dayanışma<br />

mevzusuyla ilgili, BKİ’liler olarak bizimle uzun bir söyleşi<br />

yapmış. Lezbiyenler, travestilerle ilgili bir soruya ben “Destek istemelerine<br />

gerek yok, kadın onlar, translar, travestiler,” demişim.<br />

Yani “Biz gidelim,” demişim. Esmeray’la konuştuktan sonra aklım<br />

başıma gelmiş demek.<br />

Pınar: Ben daha kişisel bir deneyimimden bir şey aktaracağım.<br />

Eylül’den beri şu an yaşadığım üç kadın arkadaşımla birlikte yaşıyorum.<br />

Sekiz dokuz aylık bir süre geçti ve ben çok şey öğrendim.<br />

Örgütlü bir kadın değilim bu arada, biraz Nilgün gibiyim o konuda.<br />

Benim evde birlikte yaşarken öğrendiğim en önemli şey kendine<br />

feminist diyen üç kadının bir evi birlikte nasıl örgütledikleri<br />

oldu. Ev içi emek bakımından bence çok önemli bir deneyimdi.<br />

Mesela ilk dönem ben evde daha çok vakit geçiriyordum, tez aşamasındaydım,<br />

derslerim yoktu ve evde daha çok vakit geçirdiğim<br />

için de evde daha çok sorumluluk alıyordum. Bu çok fazla konuşulmadan<br />

kendi kendine konuşarak gelişen bir şey oldu. Ama bu<br />

bir zamandan sonra beni daha çok rahatsız etmeye başladı. Bir<br />

arkadaşım çok yoğundu, “Bu işler dengeli bölüşülmüyor galiba,”<br />

dediğimde mesela “Ben zaten evde çok durmuyorum ki,” demeye<br />

başladı. Sonra oturup bunu birlikte tartışmaya başladık. Diğer<br />

arkadaşım çok ağır bir depresyon geçirdi, zaten o arada hiçbir sorumluluk<br />

almadı, hiçbir şey yapamadı. O arada biz ona resmen<br />

baktık. Ben o sürece geri dönüp bakıyorum ve evimden örgütlenmeye<br />

taşıyabileceğim çok fazla şey öğrendiğimi düşünüyorum. Şu<br />

an mesela benim evim nasıl bir yer? Evim benim dışımdaki diğer<br />

iki kadın için hayatı kolaylaştırmaya çalıştığım bir yer. Bunu örgütlenmeye<br />

taşıyacaksam eğer bunun başka kadınların hayatını<br />

kolaylaştırmak için olacağını düşünüyorum. Ben çok yoğun bir<br />

günden sonra nasıl evde yemek bulduğumda seviniyorsam dışarıda<br />

da öyle mekanlar olacak ki ben evime gidiyormuşum gibi rahat<br />

hissedebileceğim veya hayatımı kolaylaştırabilecek bir şeyler bulabileceğim.<br />

Bu nasıl olur tam olarak bilmiyorum.<br />

Ben Amargi’ye bu tartışmalar vesilesiyle gelip, gidiyorum. İlk<br />

başta hiç rahat hissetmedim kendimi, sonra yavaş yavaş alıştım.<br />

İlk girdiğinde hemen bir sandalye kapmaya çalışırsın, çok dolu<br />

görünür, çok yorucu görünür. Zamanla mekana ilişkin şeyleri de<br />

atmaya başlıyor insan. Bir taraftan da hepimiz çok güvensiziz.<br />

Mesela ben bu tartışmalara bir tane arkadaşımı getirmeye çalışıyordum,<br />

o gün çok kısa bir elbise giymişti ve aslında çok komik<br />

ve güvenli bir kadındır, ama mesela o gün şöyle bir şaka yaptı: “Ya<br />

ben kendimi şimdi metalaştırdım, bana kadınlar orada kim bilir<br />

ne diyecek?” dedi. Bence çok ciddi bir güvensizlik o noktada.<br />

“Oraya gidiyorum ama orada bir sürü kadın var, orada nasıl birkaç<br />

saat geçirebilirim?”e dair çok ciddi bir şey. Onları düşünmeye başladım.<br />

Suna: Lisedeyken örgütlerle muhalif olmaya başlıyorsun, sokağa<br />

eyleme çıkıyorsun, basın açıklamalarına katılıyorsun falan.<br />

Hadep’te o dönem tartışma şuydu: “Herkes sokağa çıkıyor ama<br />

kadınlar niye eyleme gelmiyor?” Sonra ben şunu fark etmiştim ve<br />

bir öneri getirmiştim: “Bu kadınların en az iki üç çocukları var.<br />

Niye bir odanızı oyun odası yapmıyorsunuz?” Sonra bu erkekler<br />

326 327

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!