12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Dindar Kadınlar ve Feminizm<br />

nist mail grubunda bu eylemler döneminde bir tartışma başladı.<br />

“Bu protestolarda kadınlar arkadan, erkekler önden yürüyor,<br />

çoğu şeriatçı, kadınların başları örtülü, megafon hep adamların<br />

elinde,” gibi bir dolu mail dönmeye başladı. Bunlar benim de<br />

bildiğim Anti-Deutsch grubundan feministlerin attıkları maillerdi<br />

ağırlıklı olarak. Bu mail akışına birçok feminist dahil oldu<br />

sonra. Olay İsrail’in haksız işgali ve haksız savaşından çıkmış,<br />

İsrail Devleti’nin eleştirisinden çıkmış, tümüyle antisemitizm ve<br />

İslam’ın kadınları ezmesi, eylemdeki kadınların aslında “ne kadar<br />

ezilen kadınlar oluşları” ve “eylemlere katılanların da bu ezilmeyi,<br />

ataerkil yapıyı nasıl destekliyor oldukları” üzerinden dönmeye<br />

başlamıştı. O vakit ben de tartışmalara katıldım ve “Bu tartışmaların<br />

aslında tümüyle oryantalist ve postkolonyalist bir söylemin<br />

izlerini taşıdığını, eylemdeki başı örtülü kadınların bu söylem ve<br />

bu gibi ‘pseudo (sözde)’ feminist özgürleşmeci bir söylemle ikincilleştirildiklerini<br />

ve madunlaştırıldıklarını,” dile getirdim.<br />

Üç gün sonra da eylem vardı. Ben bu eyleme o bahsi geçen<br />

“başı kapalı kadınların” yanından katılacağım diye ilan ettim.<br />

Bunun üzerine yeni bir tartışma başladı. O vakte kadar Anti-<br />

Deutsch’taki, “oryantalist” feminist söylemi eleştiren ama suskun<br />

kalan feministlerden bana destek geldi.<br />

Bu süreci Türkiyeli feministlerle paylaşamadım çünkü uzun<br />

yıllardır yurtdışındaydım ve Türkiyeli feministlerle bir ilişkim<br />

yoktu, buradaki tartışmaları da pek bilmiyordum. Bugünkü tartışmayı<br />

izlerken aslında Türkiye’de ne kadar önemli bir tartışma,<br />

söylem ve pratiğin birikmiş olduğunu görüyorum. Bu tartışmaları<br />

bence Avrupa’da, “batıda” yaşayan Müslüman feminist ya da<br />

Müslüman olmayan feminist kadınlarla, anti-egemen bir kimlik<br />

geliştirmeye çalışan feminist kadınlarla paylaşmak gerekiyor.<br />

Nurhayat: Yapıyorlar, paylaşıyorlar. Hidayet Şefkatli Tuksal mesela<br />

bir araya getiriyor onları.<br />

Güneş: Kendi pratiğimde alternatif, sol muhalif dediğimiz saha<br />

içerisinde “Dindarlarla nasıl böyle bir ortaklık sağlanır?” tartışmasına<br />

ya da “Egemen dil nasıl kırılır?” tartışmasına rastlamadım,<br />

belki vardır.<br />

Ayşe: Yasemin, senin durduğun yerden o ayrışmayı ve bir arada<br />

yaşamayı sorunsallaştırmanı anlıyorum ama mesela şunu da sormak<br />

gerekmiyor mu? Başörtülü lezbiyen bir kadın ya da Müslüman<br />

inançlı ve eşcinsel bir erkek ya da bunu bastırıp, evlenmek<br />

zorunda kalan, çoluğa çocuğa karışmış kişiler yok mu? Bu alanları<br />

bu şekilde ayrıştırdığında “Ben buradayım, böyle yaşıyorum, nasıl<br />

benim onu buna zorlamamam gerekiyorsa, o da beni zorlamasın,<br />

beraber birlikte yaşamayı öğrenelim,” diyorsun ama o birlikte ya-<br />

şamayı öğrenelim dediğimiz yerin bir kesişim kümesi de var.<br />

Yasemin: Bu kesişim kümesinden bahsetmiştim ama sen kaçırmışsın<br />

sanırım. Mesela gey barlar ramazan ayından hiç hoşlanmaz,<br />

çünkü geyler oruç tutuyor, bar boşalıyor, sinir olurlar, ramazan<br />

ayında barı nasıl doldursak diye düşünürler. Bu Türkiye’yi çok<br />

iyi tarif eden bir örnek…<br />

Huri: Bence dindar, Müslüman, başörtülü gibi kavramlara çok<br />

takılmayalım. Ben Amargi Feminizm Tartışmaları’na üç haftadır<br />

geliyorum ama bu hafta başörtülüler sayıca arttı. Yasemin<br />

“Dindarlar ve feminizm söz konusu olduğunda mı sadece bir araya<br />

geleceğiz?” diye sordu. Bence hayır, başka alanlarda da bir araya<br />

gelmek elbette mümkün. Kadına yönelik şiddetin ya da kadına<br />

dair bütün sorunların Müslüman kadınlar tarafından da tartışılabileceğini<br />

düşünüyorum. Bir feminist olarak aynen Feyza’nın da<br />

dediği gibi ben de, “feminist”in başına Müslüman olmayı ekleme<br />

zorunluluğu duymuyorum. Beraber birçok şeyi yapabileceğimize<br />

inanıyorum. Kadına yönelik sorunların çözümüne İslam’ın kendi<br />

içinde cevaplar bulmaya çalışılmasına İslami Feminizm dendi.<br />

Ama bu soruların da yine feminist teoriden beslenerek çözülebileceğini<br />

düşünüyorum.<br />

Müslüman kadınların ya da Müslümanların feminizme karşı<br />

duruşu konusunda bir iki neden sayıldı. Benim gözlemlediğim<br />

kadarıyla Müslümanlar, feminizm deyince ya da başka birtakım<br />

ideolojilerin sözlük anlamları üzerinden doğrudan ayet ya da<br />

hadislerde birebir kavramsal karşılıklarını arıyorlar. Aslında bizi<br />

yanlış bir yöne sürükleyen bu yaklaşım. Oysa Kur’an’ın indiği,<br />

İslam’ın yayıldığı dönemde feminizm var mıydı? Bu kavramlar<br />

üzerinden tartışılan bir sorunlar var mıydı? Ama kadınlara yönelik<br />

ciddi sorunlar vardı. Örneğin namus cinayetleri… Cahiliye<br />

Dönemi’nde kızların canlı canlı gömüldüğünü biliyoruz, insanlar<br />

bunu anlatırken, o dönemde çok ciddi anlamda borç, faiz vs. olduğu<br />

için ve ileride kızlara borç karşılığında fuhuş yaptırılacağı<br />

için gömülüyorlar gibi bir neden ortaya sürüyorlar ki bu anlatıdan<br />

ciddi anlamda rahatsız oluyorum. Oysa ben bunu tam olarak namus<br />

cinayeti olarak algılıyorum çünkü ortada bir cinayet var ve<br />

Müslümanların bugünkü namus cinayetine buradan bakmaları<br />

gerekiyor. Niye birebir karşılığını arayalım ki?<br />

Aynı şekilde şiddete yönelik birçok mevzuda birebir kavramsal<br />

karşılığını bulmaya çalışarak değil de zulümdür, adalettir, gibi<br />

kavramlar üzerinden gündemleştirilebilir diye düşünüyorum.<br />

Nil: Buraya kadar şu iki konu belirleyici oldu: Birincisi, farklıkları<br />

görmek önemli ama bu farklıklarla bir arada nasıl olacağız?<br />

İkincisi de, bu farklılıkları siyasete nasıl dökeceğiz? Öyle ya da<br />

112 113

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!