Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Farklılıklarımızla Yanyana (mıyız?)<br />
de söyledim, cinsiyet kimliğine özcü bir yerden değil de onu kuran<br />
koşullara, iktidar ilişkileri içinde nasıl bir ezme ezilme aracı<br />
olarak kullanıldığına odaklanarak yani kimliğe tamamen araçsal<br />
bakıp, o aracın oturduğu ilişkiler ağını görüp oradan bir siyaset<br />
üretebiliriz.<br />
Türkiye’deki queer hareketle feminist hareket arasındaki<br />
krizler ve tartışmalar hep de bu cinsellik mevzusu ve cinsiyet<br />
kimliği etrafında dönen tartışmalar. 8 Mart tartışmalarının ardından<br />
feminist e-mail grubundaki tartışmalara baktığımızda da bu<br />
süreçle baş edilemediğini görüyoruz; diyalog tıkandı ve bir sürü<br />
insan gruptan ayrılmak zorunda kaldı. Gerçekten feminizmin,<br />
translarla ve interseks bireylerle oturup, buna dair bir siyaset<br />
üretmesi gerekiyor. Bu mevzuları hep birlikte tartışmaya ihtiyacımız<br />
var. Bu sorunlar çözülür mü? Nasıl bir diyalog ortamı oluşur?<br />
Bu konuda sizler ne düşünüyorsunuz merak ediyorum.<br />
Sevi: Her iki konuşmadan da tartışma için bayağı bir soru çıktı.<br />
Ülkü’nün konuşmasından sonra da devam edeceğiz ama ben de<br />
bir kez daha altını çizeyim. Aslı’nın konuşması üzerinden, politik<br />
bir kimlik olarak kadınlığın kuruluşunda queer hareket ve feminist<br />
hareketin karşılaşmalarını biraz daha tartışmaya açılabiliriz.<br />
Ülkü, sen Amargi üzerine yaptığın çalışmanda, örgüt zemininde<br />
bütün bu farklı cinsel kimlikler veya sınıfsal farklılıkların<br />
bir arada var olup olamadığına dair neler buldun?<br />
Ülkü: Feminizmle aktivist olarak tanışmam 2003 yılında Amargi<br />
sayesinde oldu. Ondan önce yurt dışında mühendis olarak çalışıyordum,<br />
Türkiye’ye döndüğümde ne yapacağımı çok bilmiyordum.<br />
O arada Amargi’de geçmişteki kadın örgütlerinin kendi<br />
yapılarını, yaşadıkları sorunları anlattıkları feminist seminerler<br />
vardı. Amargi’yle bu seminerler vesileyle tanıştım. Amargi 2001<br />
yılında kuruldu, ben iki yıl sonra dâhil oldum. 2007’ye kadar aktivist<br />
olarak, gönüllü çalıştım. Daha sonra Ankara’da ODTÜ Kadın<br />
Çalışmaları’nda yüksek lisansa başladım, bu sene de bitirdim.<br />
Tezimi aktivist olarak içinde bulunduğum kurum üzerine, içerden<br />
bir araştırma olarak yazdım. Amargi’nin politikasını ve yaşananları<br />
teoriye oturtmak ve o anda gündemde olan sorunların<br />
çözümüne ilişkin bir katkım olsun istedim.<br />
Amargi’nin birkaç özelliği var. Benim girdiğim yıllarda antimilitarist<br />
bakış açısı en önemli özelliğiydi. Farklılıkların birarada<br />
olması çok önemli bir diğer özelliğiydi. Ben bu iki özelliğinden<br />
yola çıkararak farklılık meselesini tez konusu olarak araştırdım.<br />
Tezime dünyada farklılık feminizminin hangi ihtiyaç üzerine çıktığıyla<br />
ilgili tarihsel bir arka plan aktararak başladım. Buna dair,<br />
kimlik politikasının feminizmin içinden çıkmış bir terim olduğu-<br />
nu Barbara Smith 4 ilk olarak savunuyor. Ama ben feminizm bir<br />
kimlik politikası mıdır, emin değilim, bunu tartışabiliriz. Manuel<br />
Castells’in 5 üç ayrı kimlik tanımlaması vardır. Birincisi, statükonun<br />
devamını sağlayan, meşrulaştıran kimlik; ikincisi, direniş<br />
kimliği; üçüncüsü de proje ya da olasılık olarak tanımlanan kimlik.<br />
Feminizm bu üçüncü tanımlamaya uyuyor: ileride farklı bir<br />
dünya tahayyül etmek üzerinden tanımlanan ütopik bir kimlik.<br />
Sonra epistemik topluluk kavramı ile karşılaştım, feminizmi de<br />
buna dâhil ediyorlar. ‘Cinsiyetçilik yanlıştır, ırkçılık yanlıştır’ gibi<br />
argümanları baz alarak şekilleniyor ve içinde farklılıklar olsa da<br />
ortak amacı olan bir camia olarak tanımlanıyor.<br />
Amargi’nin başlangıcında özellikle Pınar’ın Kürt sorunu ve<br />
eşcinsellikle ilgili araştırmaları sonrasında, Kürt kadınlar ve eşcinsel<br />
kadınlar farklılık olarak temsil ediliyordu. Türkiye’de daha<br />
önceki feminist örgütlenmelerde bu kadar açıktan farklılıkların<br />
olduğu örgütlenme deneyimi olmamış. Araştırmamda gördüğüm<br />
kadarıyla Kürt sorununda da, eşcinselliğe dair de daha çok orta<br />
sınıf ve Kürt olmayan kadınlar feminizm adına söz söylüyorlar,<br />
ama bu kadınların sorunun özneleri olarak örgütlendikleri yer<br />
çok fazla yok. Çapraz siyaset diye Cynthia Cockburn’un 6 ve Nira<br />
Yuval-Davis’in 7 üzerinde durduğu başka bir kavram var. Kimlik<br />
siyasetinin tıkandığı yerlere çözüm bulmaya çalışıyor ama kızkardeşlik<br />
ya da sosyalizmin söyleminde olduğu gibi “Hepimiz birlik<br />
olalım, farklılıklarımız çok önemli değil,” de demiyorlar.<br />
Amargi’nin yola çıkış noktalarından biri de “Yaşamak en<br />
önemli akademik faaliyettir,” sözü. Bu da bilgiye yaklaşımda deneyimi<br />
ne kadar önemsediğini belirten bir söz... Bilgi ve deneyim<br />
arasındaki bağa ilişkin sözler Amargi Manifestosu’nda 8 da çok<br />
vardı; kadınlar kendi bulundukları noktalardan, kendi yaşadıklarından<br />
beslenerek bilgi üretiyor. Kürt kadın, eşcinsel kadın vs.<br />
herkes kendi deneyiminden hareketle bilgi üretiyor. Bu tür farklı<br />
deneyimlerden beslenmek, ataerkil iktidarın diğer iktidar biçimleriyle<br />
ilişkisini kurmak ve bunların çözümlenmesi açısından<br />
çok önemli. Çapraz siyasette de farklı iktidar mekanizmalarının<br />
4 Smith, Barbara, (1994),“Lesbian Feminists and Gay/Lesbian Studies”, (içinde), Off<br />
Our Backs<br />
5 Castells, Manuel, (1997), ThePower of Identity, the Information Age: Economy,<br />
Society and Culture, Vol. I. Blackwell, Cambridge, MA; Oxford, UK<br />
6 Cockburn, Cynthia, & Hunter, Lynette, (Ed.), (1999), “Soundings”, Transversal<br />
Politics, Sayı 12<br />
7 Yuval-Davis, Nira, (1999), “What Is Transversal Politics?” (içinde) Thematic Issue<br />
of Soundings: Journal of Politics and Culture, Cockburn, Cynthia & Lynette<br />
Hunter (Ed.), Sayı 12, s: 94–98<br />
8 Amargi Manifestosu için bkz: Ek-1<br />
382 383