12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />

kanı da kadındı, o da olunca rahat içeri giriyordum. Cuma günleri<br />

kadın toplantılarını iple çekiyordum, çok hoşuma gidiyordu, sadece<br />

dinliyordum ama bir şeyler öğreniyordum. ÖDP’nin projesi<br />

farklılıklara çok önem veriyordu, her türlü farklılıkların birarada<br />

olduğu inanılmaz güzel bir projeydi. Fakat öyle şeyler oluyordu ki<br />

bütün bu ÖDP deneyiminde bu farklılıklarla yan yana nasıl durduğumuzu<br />

ben hiç anlayamadım çünkü aslında yoktu öyle bir şey.<br />

Amargi deneyimim<br />

Pınar’ın (Selek) da olduğu “Sokak Sanatçıları” atölyesi deneyimim<br />

oldu. Burada gerçekten farklılıklarla yan yanaydık çünkü pratikte<br />

yüzleşiyorduk. Sözde değildi, bütün ötekiler oradaydı ve bütün<br />

o ötekiler de birbirini ötekiliyordu. Mesela ben içeri girerken<br />

“Tamam, anladım, bizi çağırdılar da bu sokak çocuklarını niye<br />

çağırdılar? Bunlar akşam beni taciz edecekler,” diyordum. Sokak<br />

çocukları da Pınar’ın hatırına bir şey demiyordu ama Pınar’a söylüyorlardı<br />

“Pınar abla, bu topları ben hiç sevmiyorum ama senin<br />

hatırına bir şey demiyorum, ya abla bunların ne işi var burada?”<br />

diyorlardı, ama atölyeye gelmeye devam ediyorduk.<br />

Sokaktan topladığımız atık maddelerle yaptığımız üretimle<br />

birlikte inanılmaz bir de çatışma oluyordu aramızda. Farklılık<br />

orada vardı, görüyorduk, çünkü birlikte yaşıyorduk ve birlikte dönüşüyorduk<br />

Atölye deneyimi benim için cidden farklıydı, farklılıkların<br />

salya sümükleri birbirinin yüzüne akarak, bir şeyler üreterek<br />

dönüştük. O “yolgeçen hanı” meselesi vardır ya, o da güzeldi.<br />

Mesela görüyorum şimdi o dönemki çocukların bir kısmı evlenmiş…<br />

Birisi de resim yaptı, sergi açtı. ÖDP’de böyle bir şey yoktu<br />

ve ÖDP’de böyle bir şey olmadığı için zaten ÖDP’den ayrıldık.<br />

Nilgün: Üçüncü yılında istifa ettik.<br />

Esmeray: Tam da o zaman ben Bağımsız Kadın İnisiyatifi içine<br />

girdim. Orada da genel bir şey yoktu ama şunu hâlâ algılayamıyorum.<br />

Ben transeksüel bir kadınım. Beni o şekilde kabul et… Kabul<br />

etmek kelimesini de hiç sevmiyorum.<br />

Nilgün: Birlikte olmak diyelim.<br />

Esmeray: Öyle diyorsunuz bana diyeyim, o dönem öyleydi ya.<br />

Herhangi bir kadın öldürüldüğünde bir refleks, kadınlar toplanır,<br />

bir basın açıklaması yapar, bununla ilgili eylem yapar, trans<br />

bir kadın öldüğünde çıt yok. Bir kedi öldüğünde hayvan severler<br />

ayaklanır. Nilgün, kendimizle yüzleşmemiştik o zaman dedin ya,<br />

bunları o zaman sana da söylemiştim hatırlıyor musun? Sen de<br />

bana “Talep sizden gelecek, siz hazırlayın ki biz de destek verelim,”<br />

demiştin. Kardeşim bir kadın ölmüş, demek ki sen hâlâ beni<br />

bir kadın gibi görmüyorsun. Zeynep’i kocası öldürmüş diye dert<br />

edinip, basın açıklaması yapıyorsan, otobanda bir transeksüelin<br />

üstünden iki kere araba geçtiğinde onu da “Bir kadın ölmüş,” deyip,<br />

sahiplenebilirdiniz. Çünkü o zaman bir LGBT örgütü de yok,<br />

bizden ne bekliyorsunuz? Bu hâlâ devam ediyor. Her gün bir trans<br />

kadın öldürülüyor. Ve bu hâlâ maalesef kadın hareketinin sorunu<br />

değil, o kadar eksik bu konuda.<br />

Bu deneyimler vardı, bir de Pınar’la atölye deneyimimiz vardı.<br />

Sonra Pınar cezaevine girdi. O gruptan birlikte deneyimi olan<br />

kadınlar olarak bizim arayışımız devam ediyordu. Pınar cezaevinden<br />

çıktıktan sonra Diyarbakır, Batman buluşmalarını yaptık.<br />

Mesela Amargi benim için şu yüzden çok önemliydi; hep deriz<br />

ya “Önce söz, sonra örgüt olacağız,” ama Amargi tersine bir şey<br />

oldu. Eylemden çıkan bir örgüt oldu. Diyarbakır, Batman buluşması<br />

çok farklı oldu, bana bu anlamda çok güzel geldi. Aramızda<br />

üniversite öğrencileri vardı, Kürt kadınlar vardı, farklı deneyimlerden<br />

canları yanan bir sürü kadın bir araya geldik. “E, ne yapalım?”<br />

dedik ve örgütlenmeye karar verdik. Nilgün her ne kadar<br />

bizi sevse de örgütçü olmadığı için bu düşünceden biraz uzaktı<br />

ama Nilgün Amargi’lilerden daha çok Amargi’liydin aslında. (gülüyor)<br />

Bir araya geldik ama biz birlikte bir örgüt kuralım diye de<br />

bir araya gelmedik aslında. Mor Çatı, Pazartesi Dergisi gibi var<br />

olan kadın örgütlerle de buluşuyorduk.<br />

Türkiye feminist hareketi inanılmaz güzel şeyler yapmış.<br />

Bunu yadsımak hiç olmaz. Ama yeterli gelmedi bize, kendimizi<br />

ifade edebileceğimiz yerler olmadığı için oralarda olmadık. “Ne<br />

yapalım?” dedik, bir grubumuz olsun, çünkü bir yığın farklı kadın<br />

bir araya geldik. Mesela “heteroseksizm” kelimesini ben ilk<br />

Amargi’de öğrendim. “LGBT’lerle ilgili bir atölye olsun, o atölyede<br />

eşcinselliğin tarihi olsun,” dedik. Durdum, “Eşcinselliğin tarihi<br />

neymiş ki?” dedim. Ben tektim o zaman, sonra lezbiyen başka<br />

bir arkadaş geldi ve “Heteroseksizm atölyesi olsun,” dedi. Bizim<br />

için temel şey farklılıklarımızdı. Bir de hiyerarşinin olmaması için<br />

yatay örgütlenmeye çok gerek duyduk. Amargi’yi kurmadan önce<br />

Pınar’ın babasının Yalova tarafında köyde bir evi var, beş kadın<br />

oraya gittik. Orada tartışmalar yaptık. Sabahleyin kalkıyorduk<br />

spor yapıyorduk. Spordan sonra kahvaltı yapıyorduk. Ben dedim<br />

“Yeter artık asker gibi olduk.” Spor yap, kahvaltı yap, hadi toplantıya.<br />

“Ha öyle mi?” diyordu “O zaman hadi çıkıp, yürüyelim.”<br />

“Farklılıklarımızla nasıl yan yana durabiliriz?” falan gibi inanılmaz<br />

güzel tartışmalar yaptık.<br />

Bizde hiç mutlak yoktu. Karar mekanizmalarında zaten erkekler<br />

olmaz feminist harekette ama “Amargi’ye kesinlikle erkek-<br />

312 313

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!