12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Farklılıklarımızla Yanyana (mıyız?)<br />

birbirleri ile ilişkisi çok önemli ve buna “Diyalog içinde konumlanmış<br />

epistemoloji,” deniyor. Yani parça parça bilgiler bir şekilde<br />

birbiriyle tartışarak, ataerkillik, militarizm, heteroseksizm, ırkçılık<br />

gibi iktidar alanlarının toplumu nasıl ezdiğinin bilgisini üreterek<br />

en sonunda bunların hepsiyle birlikte nasıl mücadele edileceğini<br />

görmeyi sağlıyor. Buradaki önemli noktalardan biri kişinin<br />

kendi kimliğini net olarak koymasına imkân sağlıyor olmasıdır.<br />

Dönüşüme hazır olmayı da baştan koyuyor bu durumda, yani bu<br />

kimlikten birisi olarak varsın ama diğerleriyle tartışarak değişime<br />

uğrayacaksın.<br />

Sandra Harding, “Senin ezilmiş konumda olman, bilgi erişiminde<br />

sana doğrudan çok büyük bir ayrıcalık sağlamıyor ama<br />

bunun bir şekilde kolaylaştırıcı bir rolü vardır,” diyor. 9 Kadınlar<br />

olarak ezilen cins olmak dünyanın işleyişine dair bazı bilgileri<br />

görmemizi sağlıyor, Amargi’de farklı kadınların edindiği bilgilerin<br />

paylaşılması da amaçlardan biriydi.<br />

Tez çalışmam için Amargi’nin ilk dönemlerinden olan ve<br />

daha yeni katılan on kişiyle görüştüm. Kendilerini ne olarak tanımladıklarını<br />

sordum, hepsi feminist olarak tanımlıyordu.<br />

Bunun dışında kendilerini tanımlamadıkları farklı özellikleri de<br />

vardı: evli olmak ya da ekonomik olarak biraz daha iyi durumda<br />

olmak gibi. Bu özelliklere sahip kişilerin Amargi içinde, mevcut<br />

kimliklerinden dolayı çok rahat hissetmedikleri gibi bir izlenim<br />

edindim. Ezilmiş kimliktekiler, kimlikleriyle daha rahat hissediyorlardı,<br />

bu kimlikler Amargi içinde “meşrulaştıran kimlik” ve<br />

“direniş kimliği” olarak tanımlanabilir.<br />

***<br />

Amargi tarihinde bir dönüm noktası olan Amargi Feminist<br />

Kitabevi 2006’da kuruldu. Bu dönemde Amargi içindeki Kürt kadınlar<br />

ile diğer kadınlar arasında, Kürt kadınlarının büyük oranda<br />

Amargi’den ayrılması ile sonuçlanan bir tartışma süreci yaşandı.<br />

Bu süreçten sonra Amargi’de bir değişim ortaya çıktı. Bu yüzden<br />

Amargi’nin tarihini ikiye ayırdım. 2001-2007 arası, Kürt sorunu<br />

için çaba gösterilen ve eşcinsel hareketle çok yakın ilişki içinde<br />

çalışılan, sokak eylemlerinin çok fazla olduğu bir dönem. 2007<br />

sonrası ise Amargi Yayınevi’nden kitapların çıktığı, üç ayda bir<br />

Amargi Dergi’nin yayımlandığı, daha ziyade bilgi üretilen dönem.<br />

Çalışmada sorduğum sorulardan bir tanesi “Amargi içinde<br />

gruplaşma var mı?” ve “Varsa, bunlar sabit mi yoksa birbirleri<br />

9 Harding, Sandra, (1993) “Rethinking standpoint epistemology: “What is Strong<br />

Objectivity?”, (içinde) Feminist Epistemologies, Routledge, s:49-82, New York<br />

arasında ilişki ve diyalog içindeler mi? Birbirlerini dönüştürüyorlar<br />

mı?” idi. “Kimlikler üzerinden önyargılarınız vardı ve buraya<br />

dâhil olmakla bu algılarınız değişti mi?” gibi sorular da sordum.<br />

Çok farklı yanıtlar geldi. Amargi bir zamanlar “Şiddetsizlik<br />

Antrenmanları” diye bir yöntem kullanıyordu. Yaratıcı drama tarzı<br />

bir yöntemle, insanların sadece dile getirdikleri ayrımcılıkların<br />

değil, kendinde fark etmediği ayrımcılıkların da daha kolay ortaya<br />

çıkmasını sağlayan bir yöntemdi. Buna dair sorular da sordum<br />

ve tüm bu soruların cevaplarından yola çıkarak, yüzde yüz kesin,<br />

“şudur” diyebileceğim sonuçlara varamadım. Kimilerinin söylediklerinin<br />

çok tersini söyleyenler de oldu. Ama Amargi’nin böyle<br />

bir oluşum içindeki bir örgütlenme olarak, önemli bir kurum olduğunu,<br />

dünyada başlangıçtan itibaren bu tür öncelikleri önüne<br />

koyarak bunları pratiğe döken çok fazla örgütlenme olmadığını<br />

söyleyebilirim. Bu açıdan önemli. Bunların ne kadarına ulaşıldığı<br />

tabii ki tartışılabilir.<br />

Sevi: Belki Amargi’nin kendi içinde yapacağı tartışmalar da bu<br />

yönde olabilir ama genel olarak örgütlülük perspektifi içinden<br />

konuşabileceğimiz şeylerden bir tanesi sorduğun bu sorulara birbirinin<br />

tam tersi yanıtlar verilen bir örgüt içinde ortak politika<br />

üretmenin imkanı ve imkansızlığı olabilir. Feminist Örgütlenme 10<br />

etkinliğinde Esmeray, Amargi’yi “yolgeçen hanı”na benzetmişti,<br />

bu yolgeçen hanına kendisinin ve başkalarının gelip geçerken uğramasından<br />

çok mutlu olduğunu söylemişti ama son zamanlarda<br />

biraz ihmal ettiği üzerinden özeleştiri de yapmıştı. Tam da bunun<br />

üzerinden, acaba bir örgütün “yolgeçen hanı” gibi oluşu, belli<br />

zamanda, belli koşullarda ve belli ilişkilenme biçimi içinde ona<br />

dâhil olan ya da ol(a)mayan öznelerin oluşturduğu bir feminist<br />

örgütlülükte acaba politika yapmanın sınırları nelerdir? Bu, buradan<br />

çıkan bir tartışma başlığı olabilir.<br />

Anlaşıldı ki ayrıca kavramlar üzerine tartışacağımız belki<br />

daha çok katılımlı ve zamana yayılan bir toplantıya ihtiyacımız var.<br />

Çünkü bugüne kadar kullandığımız kavramlar “Toplumsal cinsiyet,<br />

cinsiyet, cinsellik nedir?” üzerineydi ama şimdi her şeyin yeniden<br />

sorgulanmasıyla yeni terimler oluştu, dolayısıyla bu terimler<br />

tartışıl(a)madığı için bir sürü noktada politika yapmanın da önü<br />

tıkanıyor, bunu da burada ya da başka tartışmalarda tartışırız.<br />

Esen: Ülkü’nün tezinin bulgularını merak ediyorum aslında.<br />

Sorulara çok farklı cevaplar verildi dedin. Bu farklı cevapları<br />

nasıl yorumladın, nihai bir takım tanımlamalara gitmesen de<br />

10 Bkz: Bu kitap içindeki Banu Paker, Nilgün Yurdalan ve Esmeray, “Feminist<br />

Örgütlenme”<br />

384 385

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!