12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminizme Farklı Yaklaşımlar ve Üçüncü Dalga<br />

ortaklaşıyoruz ama bu ortaklaşma nasıl bir ortaklaşma aslında?<br />

Lambda’da ekoloji tartışılıyor, Amargi’de ekoloji tartışılıyor ama<br />

ekolojide LGBT tartışılıyor mu? Kimler, kimleri tartışmayı daha<br />

zorunlu görüyor ya da kimler, neyi daha çok tartışmak zorunda<br />

kalmıyor? Ya da Mazlum-der ile hak arayışında oldukları için ortaklaşabilir<br />

miyim?<br />

Simten: Onlardan bahsetmiyorum ama ben.<br />

Begüm: Peki, hak temelli derken hangi haktan bahsediyoruz? Bir<br />

sürü insan bir sürü hak arayışı içerisinde. Ben hak arayışını feminizm<br />

ya da queer ile aynı özgürleşme yolunda görmüyorum.<br />

İttifaklar meselesine gelince, geçen gün bir arkadaşım bir<br />

toplantıda “Ben bir anarşist, queer feminist olarak kendimi nasıl<br />

tanımlayacağım?” diye sormuştu. Ben aslında farklı hareketler<br />

arasındaki bağların bu bazen bireysel olan bu pratikler sayesinde<br />

kurulacağını düşünüyorum. Queer hareket var, bir de feminist<br />

hareket var, bir de ekolojik hareket var ve bunlar arasında bir ilişki<br />

kur gibi bir şey yok zaten, olmamalı. En başta kendi içerisinde<br />

kapalı örgütlenmeler hayal etmemeliyiz ki onların ilişkilenmesini<br />

de hayal etmemiz gerekmesin. Bu ittifakı kendi bireysel politik<br />

duruşunda taşıyan kişiler üzerinden kurulan ağlar içerisinde aslında<br />

belki biz bu imkanı kullanabiliriz ama onda da yine belirli<br />

olağan şüpheliler arasında dönüp, durup, belirli hak arayışları<br />

içerisinde davranıyoruz gibi geliyor bana.<br />

Simten: Hak temelli siyasetten bahsettiğim zamanlarda<br />

Begüm’ün ifade ettiği gibi bir itirazı hep alıyorum aslında. Hak<br />

mücadelesi derken, liberal bireysel haklardan bahsetmiyorum;<br />

kolektif haklardan bahsediyorum. Teker teker haklarımızdan bahsedemem;<br />

çünkü toplum içerisinde yaşıyoruz, o toplum ne kadar<br />

muhafazakâr olursa olsun, ki toplum başından beri muhafazakâr<br />

bir yapılanmadır muhafazakârlığın tonu ve rengi değişir ama bu<br />

ayrı bir konudur... Sonuçta biz birlikte yaşıyoruz ve bu yüzden<br />

bireysel değil örgütlülük düzeyinde talep edilebilecek kolektif<br />

haklardan bahsediyorum. 19. yüzyıldan itibaren sürekli ezberlerimize<br />

yazılan yaşam hakkından bahsediyorum ve temel haklardan<br />

bahsediyorum. “Girişimde bulunacağım, istediğimi giyeceğim,<br />

istediğimi yapacağım,” gibi bireysel haklardan bahsetmiyorum,<br />

bunlar “hak değildir” de demiyorum, ama hak temelli siyasetten<br />

bahsederken her şeyden önce karnımı doyurmaktan, zarar görmemekten,<br />

barınabilmekten ve insan gibi düşünebilmekten bahsediyorum.<br />

Begüm: Döndük evrensele ama şimdi… (Gülüyor)<br />

Simten: Evet, ama ben zaten modernistim. (Gülüşmeler) Bu tür<br />

bir arayış beni yeri gelecek kimliğini giyim tarzı üzerinden kuran<br />

insanların maruz kaldıkları baskıya karşı, yeri gelecek kimliğini<br />

etnisite temelli kuran insanların maruz kaldıkları baskıya karşı<br />

oluşturdukları hareketleri içerisinde yer almaya götürecektir.<br />

Ama tek tek kişilerin haklarından bahsettiğimizde “Ben bunu<br />

istiyorum, bu da hak,” denilen bir noktaya varılır ki bu benim savunduğum<br />

hak temelli siyasetten hayli uzak bir pozisyondur.<br />

Begüm: Tamam ama örgütlü yürütülen kolektif hak mücadelesinde<br />

de hepimiz ortaklaşamıyoruz ki. Kendi adıma ben her örgütün<br />

yürüttüğü hak mücadelesi konusunda da ortaklaşamıyorum...<br />

Simten: Hakkı tanımlarken evrensel temelde tanımlamamın nedeni<br />

tam da bu zaten.<br />

Gülnur: Fikirlerde ortaklaşıp, ortaklaşmadığımı bilmediğim ya<br />

da yeni olduğum ya da belki de ortaklaşmakta zorlanacağım insanlarla<br />

birarada siyaset yaparken benim kriterim ise, üstünde<br />

mutlak suretle mutabakat sağladığım, itiraz etmeyeceğim noktalar<br />

üzerinden bu ortaklığı kurmaktır. Mesela kürtaj hakkı gibi acil<br />

bir gündem olduğu zaman bu kriteri dikkate alıyorum. Ama bütün<br />

bunları yaparken çok yakın arkadaşlarım beni muhafazakâr<br />

gördü. Benim de muhafazakâr olabileceğini düşündüğüm ama<br />

hiç gocunmadığım, deneyip deneyip, bir türlü de olmaktan kurtulamadığım<br />

bir nokta var. İşin doğrusu hâlâ daha politik olarak<br />

muhafazakâr olarak görünmek pahasına savunduğum şey şu:<br />

Herhangi bir hakkın, talebin, politikanın savunulup, savunulmamasının<br />

yol açabileceği sonuçların değerlendirilmesinde, o politik<br />

hattın belirlenmesinde o hakka, o politikaya, o imkâna ulaşabilme<br />

olanakları en sınırlı olan üzerinden düşünülmesi gerekiyor.<br />

Bununla şunu kast ediyorum. Mesela Begüm dedi ya, “Böyle<br />

bir siyaset cinselliğini orta yerde konuşmak isteyen için kısıtlayıcı<br />

olabilir.” Tercih edilen, istenen tabii ki mümkün olduğunca kapsamlı<br />

bir siyasi dilin kullanılmasıdır ama kabul edelim ki bu çok<br />

zor. O yüzden ben, politik hattımı o alana ulaşma imkanından<br />

en yoksun olan üzerinden belirlemeyi tercih ediyorum. O zaman<br />

bu bana o hakkın savunulmasının ya da savunulmamasının yol<br />

açacağı sonuçların insanlar arasında asimetri yaratmayacağını,<br />

bazen mutlak surette mutabakat sağlayacağım şeylerden de feragat<br />

etmem gerektiğini söylüyor. Örneğin seks işçiliği meselesi;<br />

tercih olarak bunu savunan, “Ben seks işçiliği üzerinden hayatımı<br />

kuruyorum, bunu istiyorum, bununla özgürleşiyorum,” diyen<br />

insanların varlığını kabul ediyorum ama bunun tersi durumdaki<br />

insanların, arkasında örgütlü bir muhafazakârlık olanların üzerinden<br />

politik sözümü kurmayı tercih ediyorum.<br />

Begüm: Nereden kurmayı tercih ediyorsun?<br />

360 361

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!