12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Antimilitarizm ve Feminizm<br />

şöyle basit bir yanıt vermek istemiyorum: Ekonomi, savaş bunlar<br />

kadın cinayetlerindeki artışın sebebidir. Peki, siz bu soruyu tam<br />

olarak nasıl sordunuz?<br />

Merve: Biraz kendi deneyimimden de yola çıkarak konuşmak<br />

istiyorum. Ben vicdani retçiyim, geçen sene açıkladım vicdani<br />

reddimi. 2004 yılından beri kadınlar vicdani retlerini açıklıyorlar,<br />

bu süreçte diğer kadın vicdani retçi arkadaşlarla da neden vicdani<br />

retçi olduğumuza dair çok tartıştık. Bu konuşmalarda biz de<br />

militarizmi şu anda konuştuğumuz bağlamda konuşmuştuk. Militarizm<br />

sadece orduyla ilgili bir problem değil. Hayatımızın her<br />

alanında bunu yaşıyoruz. Okulda, ailede ve pek çok yerde militarizmin<br />

yansımaları var. Ama militarizmi bir de şöyle bir yerden<br />

ele almıştık: Bu topraklarda süren savaş aslında o kadar vahşi bir<br />

şekilde devam ediyor ki biz buna karşı sözümüzü söylemeden<br />

ilerleyemeyiz. Ama biz vicdani reddimizi sadece bu savaşa karşı<br />

yapmadık. Çünkü bu topraklarda süren savaşı reddediyoruz, ama<br />

biz aynı zamanda hayatlarımızın militarizm tarafından bu kadar<br />

baskılanmasına ve gasp edilmesine de itiraz ediyoruz.<br />

Cansu: Antimilitarist Ucube’de, antimilitarizm eşit değildir şiddet<br />

karşıtlığı meselesinin neden bir bölünmeye ya da sönümlenmeye<br />

yol açtığını biraz daha açabilir misiniz?<br />

Nilgün: Bunu konuşmama durumu vardı.<br />

Begüm: Bunu tabulaştırdık aslında.<br />

Elif: Ben buradaki vicdani ret, antimilitarizm ve şiddet karşıtlığı<br />

üzerinde dönen tartışmalara biraz aşinayım. Biraz girift bulduğum<br />

tartışmalar bunlar çünkü iki tarafı da haklı gördüğüm noktalar<br />

var. Ben de vicdani retçiyim. Vicdani reddimi açıklamamda<br />

yaşadığım bir olay çok belirleyici olmuştu: Bir gün ev sahibinin<br />

evindeydim, aynı apartmanda oturuyoruz. Bir komşusu gelmişti,<br />

ben o kadınla tanışmıyordum. Kadının iki tane oğlu var, bir<br />

oğlu asker diğeri de polis. Ev sahibinin de torunu olacaktı, kız<br />

istiyorlardı ancak erkek olduğu belli olmuştu. İki tane oğlu olan<br />

kadın komşunun tepkisi şöyle oldu: “Olsun ne güzel, memlekete<br />

bir asker daha geliyor.” Bu söz benim için çok belirleyici olmuştu.<br />

Ama vicdani reddimi açıklarken şunu da dedim: Tüm ezen kimliklerimden<br />

vazgeçiyorum ve militarizmin bana yüklediği kadınlık<br />

rollerini reddediyorum, dedim. Eğer benim kadın olmam demek<br />

bu ülkede veya dünyanın herhangi başka bir yerinde askerler<br />

yetiştirecek bir makine ya da fabrika olmam anlamına geliyorsa,<br />

“Sürekli asker doğurayım ve bu savaşı bir şekilde temin edeyim,<br />

gerektiğinde kendim gideyim, savaşayım, sırtımda mermi taşıyayım,”<br />

demem anlamına geliyorsa, kadın olmanın ya da Türk olmanın<br />

karşılığı asker olmaksa, beyaz olmanın karşılığı siyahlardan<br />

daha üstün olduğum ve onları sömürebileceğimse, (hatta daha<br />

banal bir ırkçılık üzerinden) onlardan daha zeki ve medeni olduğum<br />

anlamına geliyorsa ben bunlardan vazgeçiyorum, dedim.<br />

Geçen haftaki Anarko-feminizm 14 tartışmasında da konuştuğumuz<br />

gibi ben de pür bir şiddet karşıtlığından yana değilim.<br />

Kendimi kesinlikle antimilitarist olarak değerlendiriyorum ama<br />

militarizmi askerileşme olarak görüyorum. Dolayısıyla mesela<br />

Avrupa’da olan bazı anti-hiyerarşik, illegal, şiddeti bir yöntem<br />

olarak kullanan feminist örgütleri militarist olarak görmüyorum.<br />

Mesela, ismini maalesef hatırlayamıyorum…<br />

Begüm: Rota Zora mı?<br />

Elif: Evet, o. Bu örgütlenmeyi militarist olarak görmüyorum ve<br />

maalesef şiddetin bir yöntem olarak kullanılabileceğini düşünüyorum.<br />

Ayşe Gül: Bu bahsettiğin gruplar ne tür bir şiddet kullanıyor?<br />

Elif: Mesela, erotik shopları bombalıyorlar.<br />

Ayşe Gül: İnsan öldürmüyorlar yani.<br />

Güneş: Kürtaj karşıtı grupların, önünde dua ettikleri fotoğrafları<br />

bombalıyorlar örneğin.<br />

Ayşe Gül: Ama mekanlara yönelik bombalama eylemleriyle, insanlara<br />

yönelik bombalama eylemleri farklıdır. Şiddet karşıtlarının<br />

çoğu zaten canlılara yönelik şiddet uygulanmamasına vurgu<br />

yapıyorlar.<br />

Elif: Begüm’ün bahsettiği grup, tecavüzcü erkekleri cezalandırıyor<br />

mesela.<br />

Güneş: Almanya’da göçmenlerin oluşturduğu öyle bir grup var.<br />

Aralarında yoğunluklu olarak Türkiyeliler ve Kürtler var. Erkekleri<br />

cezalandırıyorlar.<br />

Ayşe Gül: Ne yapıyorlar? Dövüyorlar mı?<br />

Güneş: Dövüyorlar evet. (Kahkahalar)<br />

Elif: İspanya İç Savaşı’ndaki anarşist örgütlenme gibi antimilitarist<br />

bir milis örgütlenmesi olabileceğini düşünüyorum. Fakat ne<br />

yazık ki içinde yaşadığımız bu egemenlik alanında kullandığımız<br />

araçlar da egemenlerin araçları. Doğduğum andan itibaren militarist<br />

şiddeti uygulamam gerektiği öğretiliyor. Ama bir kadın vicdani<br />

retçi olarak askerlik ya da üzerime bindirilmiş olan kimlikler<br />

kesinlikle benim sahip olmak istemediğim kimlikler.<br />

Çiğdem: Aslında çok heyecanlıyım çünkü bu tip panellerde yanlış<br />

bir şey söyleyeceğim ve herkes onu çekip alacak, büyük bir sorun<br />

olacak diye çok korkuyorum. O yüzden hassasiyetle konuş-<br />

14 Bkz: Bu kitap içindeki Göksun Yazıcı, “Anarko-Feminizm’in Politik Potansiyelleri”<br />

sunumu<br />

172 173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!