12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Anarko-Feminizm’in Politik Potansiyelleri<br />

Üç Bayrak Altında 4 isimli kitabında şöyle bir şey anlatıyor:<br />

Nitrogliserin çok korkunç bir madde, sarsıldığı anda patlıyor, dolayısıyla<br />

bir yerden bir yere transfer edilirken çok güvenli bir şekilde<br />

götürülmesi mümkün değil. Sonra bilindiği gibi İsveçli bir<br />

kimyager olan Alfred Nobel, 1864’te bir yerden bir yere güvenli bir<br />

şekilde nitrogliserin taşınmasını mümkün kılan dinamiti buluyor<br />

ve bu keşifle birlikte anarşist hareket patlıyor. Her yere bomba<br />

koymaya başlıyorlar. Eril bir şey olarak görülebilir ama İspanya<br />

Devrimi sırasında kadınlar da ellerinde silahlarla direniş içindeler.<br />

Siyasi suikastlar ya da bir sürü mülke zarar veren bombalı eylemler<br />

yapıyorlar dolayısıyla kimsenin, bunu da anarşizmin mücadele<br />

biçimlerinden birisi olarak kabul eden bir hareket olduğunu<br />

söylemekten çekinmemesi gerekiyor. “Aman bunlar ne kadar<br />

saldırgan!” gibi bir klişeyi yaratan ve onları, gözünü kan bürümüş<br />

insanlar olarak göstermeye çalışan ya da onlara “terörist” diyen<br />

düşünce tamamen egemen bakış açısının verdiği bir düşüncedir.<br />

Hâlbuki bu insanların hiçbiri eli kanlı katiller değildi. Ayrıca terörü,<br />

korkutarak itaat ettirmek ve sindirmek olarak tanımlayacaksak<br />

devletlerden ve egemenlerden başka terörist yoktur bu dünyada.<br />

Anarşistler yaptıkları eylemler ile egemenlerin insanlara<br />

verdiği korkuya karşın, bu korkunun da egemenlerin de yenilebileceğini<br />

göstermeye çalıştılar. Dolayısıyla bu eylemler hem<br />

propaganda amaçlıydı, hem de egemenlere ve mülkiyete yöneltilmiş<br />

eylemlerdi; şimdi kullandığımız şekliyle bir çeşit performatif<br />

eylemlerdi ama bu insanlar asla cinayet işleyen ya da sivil halkı<br />

öldüren “caniler” değillerdi. Fakat egemenler ve küçük mülk sahipleri<br />

onların verdikleri zararlarla ilgili “kötü niyetli, terörist insanların<br />

eylemleri” gibi bir resim çıkarttılar ki Ursula K. Le Guin<br />

bile kendini onlardan ayırma ve “Biz aslında iyiyiz, başka bir şey<br />

düşünüyoruz, özgürleşmeciyiz,” deme ihtiyacı hissetti. Fakat bu<br />

eylemlerin geleneğin içinde olduğunu kabul etmekte bence bir<br />

beis yok. Bunun önemli bir tartışma olduğunu düşünüyorum.<br />

“Feminizm anarşist olmalı!”<br />

Peggy Kornegger, okuma önerisi olarak gönderdiğim “Anarşizm:<br />

Feminist Bağlantı” metninde, feminizmin kendi içinde mutlaka<br />

anarşist bir düşünce olması gerektiğini söylüyor. Yani bir Anarkofeminizm<br />

tanımı yapmayıp, “Feminizm zaten mutlaka anarşist<br />

olmalı,” diyor. Burada anarşizmle neyin kast edildiğini biraz aç-<br />

4 Anderson, Benedict, (2007), Üç Bayrak Altında Anarşizm ve Sömürgecilik Karşıtı<br />

Tahayyül, Metis Yayınları, (çev. Emine Bademci), İstanbul<br />

mak istiyorum. Biraz önce söylediğim gibi anarşizm temellere<br />

bomba koyan, onları patlatan çok daha radikal bir eleştiri olduğu<br />

için 19. yüzyılda sosyalist hareketle aralarındaki kavga keskinleşti<br />

ve birbirlerinden ayrılmaya başladılar. Bunun sebebi anarşistlerin<br />

Ortodokslaşmış sol bir harekette belli tahakküm ilişkilerinin<br />

yeniden üretildiğini söylemeleri oldu. Bu hareketlerde erkeklerin<br />

dominant olmasını eleştirdikleri kadar, bir örgütün yukarıdaki<br />

bir yönetim kurulunun sözlerini yerine getiren militanlardan<br />

oluşmasını, öncü bir parti olarak örgütlenmesini eleştirdiler. 20.<br />

yüzyıl sonlarında Seattle’daki yeni toplumsal hareketlerle birlikte<br />

bu tür örgütlenmelerin sadece anarşizm tarafından değil, bizzat<br />

solun içinde de eleştirilmeye başlandığı görülmektedir.<br />

Anarşist hareket, 19. yüzyılda antiotoriterliği dile getiren esas<br />

hareket olduğu için şu soru öne çıkıyordu: Bir araya geldiğimizde<br />

birisi burayı yönetecek de birisi yerleri mi süpürecek? Bu soru<br />

kadınların örgütlenme biçimleri için de önemli malum, feminist<br />

örgütlenmeler eril tahakküm biçimlerinin farklı yüzleri olan her<br />

türlü hiyerarşiye karşı oldukları için hiyerarşik olamazlar; tıpkı<br />

anarşist örgütlenmeler gibi antiotoriterdirler. Kornegger’ın söylediği<br />

şey de bu, anarşizm zaten feministtir ya da feminizm anarşist<br />

olmalıdır. Feminizm tahakküm biçimlerini sorunsallaştırdığı<br />

anda kendi içinde bunları yeniden üretmekten de kaçınacaktır.<br />

Dediğim gibi 19. yüzyılda anarşizm kimine göre küçük burjuva<br />

ideolojisidir çünkü sadece üretim alanına bakmaz, bunun<br />

dışındaki tahakküm ilişkilerini de ortaya çıkartır. Bugün 19. yüzyılda<br />

anarşist hareketin söylediği pek çok sözü farklı sol siyasal<br />

oluşumlar da söylüyor. Bunu anarşist düşünceyi diğerlerinden<br />

yüceltmek ve “Onlar da anarşist!” demek için söylemiyorum fakat<br />

şunu söylemek istiyorum: 19. yüzyılda anarşizmin işaret ettiği<br />

ama bunu Marx kadar iyi teorize edemediği noktaların hepsi<br />

şu anda birçok sol hareketin içinde kabul edilmiştir. Proudhon<br />

kapitalizm çözümlemesinde Marx’tan çok kötü bir şekilde darbe<br />

alır. Sefaletin Felsefesi’ni yazar, Marx’a gönderir, “Eleştirinizin kırbacını<br />

bekliyorum,” der ve o kırbaç iner. Marx buna “Felsefenin<br />

sefaleti,” der, çünkü Marx’ın ona eleştirisi kapitalizmi tam olarak<br />

anlayamamış olmasıdır. Anarşizmin söylediklerinin sol gelenek<br />

tarafından içselleştirilmesi bir yüzyıl kadar zaman aldı. Şu anda<br />

özgürlükçü sosyalistlerle ya da otonom Marksistlerle konuştuğunuz<br />

zaman da anarşizmin söylediklerinin yankılandığını duyabilirsiniz<br />

ama şunu da bir dipnot olarak söylemek istiyorum: Bunu<br />

asla da kabul etmezler. Anarşistler söylemişti falan demezler,<br />

“Bunu da biz bulduk,” derler.<br />

19. yüzyılda sosyalizm-anarşizm çatışmasının keskinleşme-<br />

126 127

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!