12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Ütopyalar ve Politika<br />

belki dışında bir şey bu. Ütopyada bizim içimiz ve dışımız nasıl<br />

olacak? Belki bunu da tarif etmek lazım.<br />

Aksu: Ütopya fanteziyle ilgili bir şey tabii ama ben ütopyayı bir<br />

hedef olarak, politik mücadelenin bizi götüreceği şey gibi düşünürsem<br />

zaten ben ondan hiç hoşlanmam. Ben ütopyayı şimdi,<br />

burada olan bir şey gibi, yani dışsallığı da burada olan şeyin dışı<br />

olarak düşünüyorum. Şöyle basitleştirebilirim (basitleştirince de<br />

biraz kayma oluyor ama neyse): Mesela bizim Ankara’da Amargi<br />

Dergi’yi çıkaran kadınlarla bir grubumuz var. Zaman içinde, son<br />

birkaç yılda oluştu. Her birimizin daha önce feminist gruplarla<br />

ilgili deneyimlerimiz ve yaralarımız var. Başından beri “Biz nasıl<br />

bir arada durmalıyız?” sorusu vardı. “Nasıl olmaması gerekir, nasıl<br />

olması gerekir, birbirimizde ne buluruz, neyi paylaşacağız, toplantı<br />

yaptığımız zaman buraya istekle gelmemizi sağlayacak olan<br />

şey ne olacaktır?” gibi sorularımız var. Nilgün’ün bünye dediği şey<br />

böyle bir şey gibi geliyor bana. Feminist nasıl olmalıdır, feminist<br />

ahlak nedir, toplantıda sırayla konuşmak mıdır, kimse merkez olmayacak<br />

gibi şeyler midir? Biz böyle yapmıyoruz. Bazen sadece<br />

birisinin bel ağrısını dinliyoruz mesela ama ütopik olan şey orada<br />

(nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum) yaptığımız şey. Yaptığımız<br />

şeyin politik bir iş olduğunu düşünüyorum; ütopyayla ilişkisi,<br />

feminist politikadaki tecrübelerimizden dolayı neyin olmaması<br />

gerektiğine dair bilgimiz olmasının yanı sıra ne istediğimize dair<br />

sezgilerimizin de var olması. O sezginin içinde şöyle şeyler de var:<br />

Birbirimizin yaralarına iyi gelmek, yapabileceklerini görmek…<br />

Çünkü bazen öyle oluyor ki insan, kendisini çok şey yapamaz görüyor.<br />

Mesela içimizde çok genç bir kadının yazma isteğinin ve<br />

yeteneğinin ortaya çıkması için bir şeyler yapıyoruz.<br />

Ütopya orada, uzaklarda bir şey ve biz oraya varmak için<br />

haldır haldır koşacağız ve politika da bizi oraya götürecek olandır<br />

değil, politikanın içinde şimdi, buradaki ütopik içerik nedir,<br />

adalet nasıl sağlanabilir, kendi aramızdaki ilişkilerde, bizim dünyayla<br />

olan ilişkimizde, taleplerimizde ütopya nedir, iç ve dış derken<br />

böyle bir şeyden bahsediyordum. Birilerini dışarıda bırakmak<br />

değil mesele, tam da derdim bu zaten: Eğer problem birilerinin<br />

dışarıda bırakılmış olması ise bunu çözmek daha kolay görünüyor,<br />

ama sadece bu değil.<br />

Yasemin: Edebi bir tür olarak yazılmış ütopyalarla ilgili şunu söylemek<br />

istiyorum: Ütopya bir el kitabı değil sonuçta. Ben ütopyayı<br />

hep farklı bir dünyaya dair düşünce egzersizleri gibi düşünürüm.<br />

İllâ bütün ‘bu yazılan doğrudur, bunu uygulayacağım’ gibi bir metin<br />

değil ütopya. Bence ütopya okumak (ki bilim kurguyu da ben<br />

bu açıdan severim), Le Guin’in Dostoyevski’nin sorduğu “Eğer bir<br />

kentin mutluluğu, her gün bir küçük kızın işkence görmesine bağlı<br />

olsaydı hangisini tercih ederdiniz?” sorusundan yola çıkarak yazdığı<br />

Omales’i Bırakıp, Gidenler 30 öyküsünde yaptığı gibi, ‘bütün<br />

bu toplum çok mutlu ama bir çocuğa bu işkencenin yapılmasına<br />

değer mi’yi düşündürmeyi sağlaması açısından önemlidir. Ya<br />

da Mülksüzler’de çok sinirleniyor adam, öfkeyle bir şey söylemek<br />

istiyor, ama din diye bir şey yok, günaha girmek diye bir şey yok,<br />

cinsellik kötü ve pis bir şey değil, ne söyleyecek bunun üstüne?<br />

Allah kahretsin de diyemez, küfür de edemez, ne diyecek?<br />

Katılımcı (c): “Pis.” (Kahkahalar)<br />

Yasemin: Benim kuzenim üç yaşındayken kızdığı zaman “zebra”,<br />

“kamyon” falan diyordu. Mesela bu bir seçenek olabilir mi? Bence<br />

ütopya sadece bunları düşünmeni sağlayan bir şeydir. Dünyayı yazarak<br />

değiştirmez ama dünyayı değiştirme arzusu olan insanların<br />

varlığına bir katkısı olur; daha fazla bir şeyler düşünmesine vesile<br />

olur.<br />

Esen: Modern devletin kutsal olanı içeriye getirme meselesinde<br />

Cemal Bali Akal İktidarın Üç Yüzü 31 ’nde bunun modern devlette<br />

devam ettiğini söyler. Adaletin de, hukukun da aslında bir dışsallaştırma<br />

olduğunu, modern devlet öncesi ve modern devletteki<br />

sürekliliği sağlayan şeyin de bu dışsallaştırma ve kutsal olana<br />

atfetmek olduğunu söyler. Dolayısıyla modern ya da seküler dönemde<br />

de devletin kendisinin, tıpkı tanrının olduğu gibi, dışsallaştırıldığını<br />

söylüyor. Siz bunun aksini mi, dışsallaştırmanın bittiğini<br />

mi söylüyorsunuz?<br />

Aksu: Bittiğini söylüyorum aslında. Şundan dolayı, bir yandan<br />

evet, Cemal Bali Akal haklı... Bu tanrının yerine ulusu koymak<br />

ya da halkı koymak gibi bir durum var. Mahşer, kurtuluş gibi söylemlerdeki<br />

tanrısallığı biliyoruz. Tabii ki öyle bir şey var ama bir<br />

yandan da siyaset bir yönetim ve yönetim de kaynakların doğru<br />

dağılımı ve içerme politikalarıyla ilişkili bir şey olduğu sürece sekülerleşiyor<br />

aslında. Elbette bir geçişlilik var ve pat diye tanrı öldü<br />

ve demokrasi geldi gibi bir şey yok ama şimdi geldiğimiz noktada,<br />

yani 21. yüzyılda devletin artık dışsal bir şey olduğunu düşünmüyorum.<br />

Devletin -bizde kutsiyet atfediliyor olsa da- kaynakların<br />

dağıtıldığı yer olduğunu herkes bal gibi biliyor ve ona ne kadar<br />

yakınsan o kadar iyi olduğunu da biliyor.<br />

Ayten: Ben de son dönemde bu siyaset, iktidar, adalet meselelerini<br />

çok düşünmeye başladım. Aslında siyasetteki temsil soru-<br />

30 Le Guin, Ursula K., (2012), “Omelas’ı Bırakıp Gidenler”, (içinde) Gülün Günlüğü<br />

(Rüzgargülü), (çev. Ümit Altuğ), Ayrıntı Yayınları, İstanbul<br />

31 Akal, Cemal Bali, (2012), İktidarın Üç Yüzü, Dost Yayınları, Ankara<br />

530 531

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!