12.03.2013 Views

10EP2Te

10EP2Te

10EP2Te

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Antimilitarizm ve Feminizm<br />

Bu kadar zamandır antimilitarist örgütlenmelerin içinde yer<br />

alan biri olarak bazen niye vicdani retçi olmadım diye düşünüyorum.<br />

Bu ülkede antimilitarizm ve vicdani ret hareketiyle bazen yakın<br />

bazen uzak mesafeli ama hep ilişkili oldum. Fakat vicdani ret<br />

yapmadım, hep vergi veriyorum diye bahaneler buldum. Sonunda<br />

şunu kavradım: Bunu yapmadım çünkü ben bir şiddet karşıtı olarak,<br />

devletin şiddetiyle, ezilenin şiddetini aslında tam olarak bir<br />

tutamadım, gençliğimde bu Filistin meselesiydi, sonra Kürt meselesi<br />

oldu. Bununla yüzleşemedim ben. Böyle olduğunu bile bile,<br />

Kürt gerilla hareketiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şiddetine eşit<br />

mesafede olmadığım sürece vicdani ret yapmak -çünkü total ret<br />

yapacaktım- kendimi kandırmak demek olurdu ve bu da hiç iyi<br />

olmazdı. Karar verdim, ki buydu mesele ve bunu bugünden sonra<br />

formüle edebilirsem vicdani reddimi açıklayacağım ama nasıl yapacağımı<br />

bilmiyorum.<br />

Bence örgütlü şiddet askerileşmedir. Sonuçta gerilla hareketi<br />

de hiyerarşisiyle, komplosuyla, gizliliğiyle (yani sadece silah kullanmakla<br />

ilgili bir şey değil militarizm) bütün örgütlenme biçimiyle<br />

militarist bir yapılanmadır. Buna ister Filistin diyelim, ister<br />

İspanya iç savaşındaki anarşistler diyelim, ister Kürt gerillaları diyelim,<br />

hepsi militaristtir. Umuyorum gün gelecek Kürt hareketi<br />

için militarist yöntemlerle politika yapmak son bulacak ama Türk<br />

devleti ya da diğer devletlerin tümü militarist örgütlenme olmadan<br />

varlığını sürdüremez. Militarist olmayan bir devlet düşünülemez.<br />

Tabii ki de erkekler ve kadınlar arasındaki hiyerarşik ilişkileri<br />

belirleyen, gizlilik içeren, ast-üst ilişkisi içeren ailevi, aşirete dair<br />

bütün ataerkil ilişkilerin bir yığın askeri kodu içerdiğini ve bu ilişkilerin<br />

militarist olduğunu düşünüyorum ve buna giderek daha<br />

çok inanıyorum. Evet, militarizm herkesi belirliyor, hepimizi belirliyor.<br />

Gündelik hayatımızın içine sızmış ama gündelik hayatlarımızın<br />

içine sızan militarizmi biz hepimiz yeniden üretiyoruz<br />

diye düşünüyorum. Hepimiz Türk’üz, hepimiz Ermeni’yiz meselesinde<br />

kafam çok karışık. Bana doğru gelen Türklük içinde kalıp<br />

oradan ses çıkarmak. Yani ezilenin yerine geçmek değil, ezilenin<br />

yanında kendi ait olduğun yere dair söz söylemek bana hep daha<br />

etkili gelmiştir ve hatta bu yüzden galiba “Hepimiz Ermeni’yiz”<br />

metninde imzam bile yoktur.<br />

Özlem: Bir sürü konuda olduğu gibi bu konuda da kafam hâlâ<br />

karışık. Ucube’den bende kalan düşünce şuydu: Biz bir savaş gerçekliği<br />

içinde yaşıyoruz ama bunu farklı deneyimliyoruz. Batıda<br />

yaşayanlar olarak bu savaşın bir parçasıyız ama doğudaki gibi bir<br />

parçası olmadığımız için buna karşın ne yapacağımızı bilemedik.<br />

Figen’in jineoloji sunumunda 13 Kürt kadınları ile kavramlara<br />

yüklediğimiz anlamlar bile farklıyken ortak bir yol bulmaya çalıştığımızı<br />

fark etmiştim. Mesela o gün “Bilim nedir?” diye tartıştık.<br />

Kürt Kadın Hareketi’nin kadın olmaya ya da kadın bilimi üzerinden<br />

bu kavramlara ne atfettiğine ve bizim burada o kavramları<br />

nasıl tartıştığımıza baktığımızda aslında savaş gerçekliğinin<br />

bizim düşünce pratiklerimizi birbirinden çok ayrıştırdığını gördüm.<br />

Haliyle teorik düşünceden, pratiğe geçerken sürekli sıkıntı<br />

oluyor. Özellikle batıda yaşayan biri olarak savaşa karşı eylemlilik<br />

üretmek gerektiğinde, böyle çok yakıcı bir gündemin içinde de<br />

olunca elimin, kolumun bağlandığını hissediyorum. Ucube’nin<br />

son tartışmalarında sürekli bunları tartışıyorduk ama pratiğe nasıl<br />

geçireceğimiz noktasında hep tıkandığımızı hatırlıyorum. Buradan<br />

da şöyle bir noktaya geliyoruz: İkinizin de sunumlarınızı<br />

dinlerken kafamda dönen hep şuydu: Bu tıkanıklığın sebebinin<br />

eylemliliğe çok sınırlı yaklaşıyor olmamızdan kaynaklandığını<br />

düşünüyorum. Eylemliliği sadece sokak eylemliliği ile özdeşleştirip<br />

sokak eylemliliğini de kalabalık bir kitle halinde sokakta bir<br />

yerden bir yere yürümek gibi düşünüyoruz. Bunun dışına çıkabilecek<br />

pratikler de üretmeliyiz. Mesela Ülkü’nün bahsettiği vergi<br />

meselesi benim de aklıma gelen örneklerden biriydi. Sadece bu<br />

değil tabii başka bir sürü eylemlilikler de bulunabilir.<br />

Güneş: Ben Ayşe Gül Altınay’ın sorduğu bazı sorulara dönmek<br />

istiyorum: Aile içi şiddet ile yani gündelik erkek egemen şiddetle<br />

militarizmin bağlantısı teorik ve pratik olarak nasıl? Bunların yapısal<br />

nasıl bağları var? Ben de tezimde aile içindeki erkek şiddetini<br />

çalışıyorum. Çeşitli karşılaşmalarımda bazı kadınlar şöyle yorumlar<br />

yaptılar: “Acaba bu erkek şiddetinin artmasında (zannedersem<br />

2002’den beri artan bir rakam var) savaşın etkisi mi var?<br />

Artan erkek şiddeti Türkiye’deki militarizmle ne kadar bağlantılı?”<br />

Militarizmi çok geniş anlamda tuttuğumuzda “Militarizm her<br />

yerde” diyebiliyoruz, gündelik hayatımızın örgütlenişi, neo-liberal<br />

güvenlik sistemlerinin hayatımıza ve zihinlerimize duhul etmesi<br />

de bir militarizm. Ama biraz daha özel anlamda baktığımız<br />

zaman Türkiye’de olan savaş eve, sokağa nasıl yansıyor ve bu aile<br />

içinde yaşanan şiddeti nasıl arttırır? Bu sayılara ne kadar yansıyor<br />

bilmiyorum, sayılara baktığımda, Türkiye’de savaşın çok yoğun olduğu<br />

dönemlerde kadın cinayetleri daha fazla değil, 2002’den bu<br />

yana bir cinayet artışı var. Bu sonuçta psikanalitik bir yansıma mı?<br />

Bastırılmış bir şey açığa mı çıkıyor? Toplumsal değişimler bu tarz<br />

verilerle ölçülebilir mi? Komplike bir soru bu. Kendi adıma buna<br />

13 Bkz: Bu kitap içindeki Figen Aras, “Kürt Hareketi ve Feminizm” sunumu<br />

170 171

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!