You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />
durumunda olmadığımızı düşünüyorum.<br />
Nilgün: Ya da direnişçi kadınlarla…<br />
Lale: Mesela Novamed’li grevci kadınlarla dayanıştık, ziyaretlerine<br />
gittik, dergimizde yer verdik vs. Ama orada da sözümüzü<br />
kurarken, kapitalist sömürüyle patriarkal sömürüyü birleştirerek,<br />
ev içi emek ile fabrikadaki çalışmalarını birleştirerek söz kurmaya<br />
çalışıyoruz.<br />
Sevi: Bence feminist hareketin refleksif politika üretme anında<br />
yollar kesiştiğinde, o zaman belki de hemen kesişemeyebiliyor ya<br />
da çabuk kopmalar, dağılmalar olabiliyor. O yolların nasıl kesişebileceği<br />
üzerinden daha uzun soluklu politikalar yapmaya ve<br />
bunları düşünmeye ihtiyacımız var.<br />
Herhangi birisi geldiğinde de ya da herhangi bir örgütlenme<br />
talebiyle bir kadın bir feminist grubun kapısını çaldığı zaman<br />
orada hâlihazırda yürüyen, angaje olabileceği gündemler olması<br />
gerekiyor. Bunun önemli bir şey olduğunu düşünüyorum feminist<br />
harekette. Esmeray, “O yolgeçen hanına daha çok sahip çıkmamız<br />
lazım,” dedi ama belki de han seni karşısına çıkartabilmek, oraya<br />
uğramanı sağlamak ve sahip çıkman için daha çok kesişim alanları<br />
bulmalı. Bütün bu farklılıklar bizim çok fazla bireysel olarak<br />
geri çekilmelerimize ve o özeleştiriler altında ezilmemize ve örgütle<br />
kurduğumuz ilişkide çekinik kalmamıza sebep oluyor gibi<br />
hissediyorum.<br />
Bu söyleyeceklerimin bir tarafı, bir diğeri daha bağımsız feminist<br />
örgütlenmelerin kurumsallaşmasıyla ilgili. Amargi daha<br />
çok fonlarla yürüyen bir yer…<br />
Esen: Çok yeni fonlar meselesi.<br />
Sevi: Çok yeni ama ayak uydurulan bir şey… Fonculuk meselesinin<br />
daha bürokratik kurumlardan birebir grassroots, yerin altından<br />
gelen, alternatif, muhalif örgütleri kapsaması da yeni bir<br />
süreç sonuçta. Feminist örgütlenme açısından buralara gösterilen<br />
tavrın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bir örgütün kapısını<br />
açamamış olmanın bir sürü sebebi olabilir: Evet, bir sürü insan<br />
bir sürü işe koşturuyor, gündelik yaşamda para kazanmak için<br />
işi var, bir de sadece aidatlara güvenen bir örgütlenmede sadece<br />
o aidatların verilmesi için bile insanların çalışması gerekiyor ki<br />
oranın kapısını açık tutmaya çalışıyorlar. Ama diğer taraftan da o<br />
kapıyı daha uzun süre açık tutmanızı sağlayabilecek, alacağınız<br />
fon imkanları da var. Bunun da uzun vadeli olarak feministlerin<br />
düşeceği bir açmaz veya başka tartışmalara neden olacak bir şey<br />
olduğunu düşünüyorum. 21. yüzyılın neoliberalizm kıskacında<br />
bütün bu ilişkiler feminist örgütlerde nasıl olmalı?<br />
Banu: Doğru söylüyorsun Sevi. Ben kendi adıma onlar fon alıyor,<br />
şunlar almıyor gibi bir yargılama durumunda olmamamız gerektiğini<br />
düşünüyorum. Örneğin Mor Çatı yaptığı işe fon alıyor, ama<br />
önemli olan, bir fonu alıp, ona göre iş yapmıyorlar. Zaten yapılan<br />
bir iş var ya da bir kadro var, ona göre fon alınıyor. Zaten Mor Çatı<br />
gibi örgütlere ciddi bir kaynak gerekiyor. Öyle bir örgüt için “Bak<br />
fon alıyor,” demek doğru değil.<br />
Katılımcı (b): Aslında devletin boşluğunu dolduruyor.<br />
Banu: Bir de o var, bizim kızmamız gereken fon aldığı için Mor<br />
Çatı değil, sorumlu olduğu görevleri yerine getirmeyen devlet.<br />
Sığınak hizmeti vermesi gereken devlet, o kaynağı kadınlara değil,<br />
başka alanlara aktarıyor. Yalnız şu var, Avrupa’da fonlar, projeler<br />
bir yanıyla neye yaradı ya da ne hedeflendi, buradaki tuzaklar<br />
nelerdir onlara bakmak lazım. Fon demek huzursuzluk demektir<br />
aynı zamanda. Bütün feminist hareketi evcilleştirmek söz konusu.<br />
Burada daha genel bir tartışma yapmamız gerekiyor. Devlet,<br />
hükümetler zaman içinde kendileri için tehlike oluşturabileceklerini<br />
gördükleri her muhalif siyaseti manipüle etmeye, fikirlerinin<br />
içini boşaltmaya, radikalliklerini törpülemeye, uysallaştırmaya<br />
çalışıyorlar. Bugün Birleşmiş Milletler’in 8 Mart’ı Dünya Kadınlar<br />
Günü ilan etmesinde bile bir içini boşaltma var.<br />
Sevi: 15 Mayıs’ı da aile günü ilan ediyorlar.<br />
Banu: Bunlar yansıdı işte 90’lı yıllarda. Avrupa Birliği’ne uyum<br />
politikalarının hayata geçmesi, Türkiye’deki hükümetlerin AB’ye<br />
girme planları sonucunda kadın örgütlerini bir tür kontrol altına<br />
alma, mas etme gayretine girmesine yol açtı. Burada bunlara dikkat<br />
etmek gerekiyor. Örneğin bizim SFK’da diretmemizin sebebi<br />
tabii ki yaşayabildiğimiz kadar, yarın öbür gün ne olacağını söylemek<br />
şimdiden çok zor ama biz bunu önemli bir politik aidiyet<br />
olarak gördüğümüz için faaliyetlerimizi ve yapacağımız işleri de<br />
bütçemize göre tasarlamak zorunda kalıyoruz. Daha büyük işlere<br />
girişemiyoruz. Bir grup sırf varlığını buna bağladığında, başka<br />
kaynaklar yaratmazsa ya da başka ilişkiler kurmazsa, o fon kesildiğinde<br />
mevcudiyeti de ortadan kalkıyor Ya da çevresindeki kadınlara<br />
sahip çıkmanın da bir özelliği bu… Mesele sadece basit<br />
bir siyasi ilke değil, siz bir inanç, bir hedef için bir araya gelen bir<br />
grupsunuz. Bizde üç lira da veren var, yüz elli lira da katkı veren<br />
oluyor var. Ama o katkının yapılıyor olması politik bir birlikteliği<br />
de ifade ediyor.<br />
Nilgün: Zaten var olan bir dolu iktidar, hiyerarşi ilişkisine profesyonellik<br />
ve gönüllülük gibi yeni kavramlar ve yeni iktidar ilişkileri<br />
eklediği için ben de fon almaya yakın durmuyorum. Belki feminist<br />
olan fon kuruluşlarından ve küçük fonlar alınabilir. Yargılamaktan<br />
vazgeçmemiz lazım. Feminizmleri tartışmanın önünü açacak şe-<br />
324 325