Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Ekoloji ve Feminizm<br />
masını verdim, o da “Konuşmanın başında bunun bir kısmını<br />
okuyalım,” dedi. Ursula K. Le Guin 1983’te Mills Koleji mezuniyet<br />
töreninde yaptığı konuşmasına şöyle başlıyor: “Ben erkeklere<br />
seslenmiyorum, şaşıracaksınız ama ben burada sadece kadınlara<br />
sesleniyorum,” diyor ve devam ediyor:<br />
“Sizin için temennim, kardeşlerim, oğullarım, kızlarım,<br />
orada, o karanlık yerde yaşamınızı sürdürebilmenizdir.<br />
Başarıya tapan akılcı uygarlığımızın<br />
inkâr ettiği, yaşamın olamayacağı bir sürgün yeri<br />
olarak gördüğü o yabancı topraklarda yaşayabilmenizdir.<br />
Biz şu anda da yabancıyız. Kadınlar kadın olarak<br />
kaldıkları sürece erkek egemen düşünceyle oluşturulmuş<br />
bu toplumdan, insanın “insanoğlu” diye<br />
adlandırıldığı, tanrının erkeklerin diliyle konuştuğu,<br />
tek gidilebilecek yolun ileri, daima ileri olduğu<br />
bu toplumdan zaten büyük ölçüde dışlanmış durumdalar.<br />
Bu onların ülkesi, biz kendimizinkine bakalım.<br />
Cinsellikten bahsetmiyorum. Cinsellik kadın<br />
olsun, erkek olsun, herkesin kendi ayaklarının<br />
üzerinde durabilmesi gereken bir alan. Dünyadan,<br />
erkeklerin rekabete dayalı, saldırganlık, otorite ve<br />
güç üstüne kurulmuş dünyasından bahsediyorum.<br />
Eğer orada kadın olarak yaşayabilmek istiyorsak<br />
bir miktar ayrımcılık yapmaya zorlanmış durumdayız,<br />
Mills Koleji de böyle bir ayrımcılığın maddeleşmiş<br />
bir hali zaten. Savaş oyunlarının dünyası<br />
bizim tarafımızdan ya da bizim için kurulmadı,<br />
orada savaş maskelerini takmadan soluk almanız<br />
bile mümkün değil. Ve bir kere savaş maskesini<br />
taktıktan sonra çıkartmak çok zordur. Bundan<br />
sonraki yaşantımızda, yaşamımızı, kolejdeyken<br />
bir miktar yapabildiğimiz gibi, kendi değerlerimize<br />
göre yönlendirebilmemiz nasıl mümkün olabilir<br />
peki? Erkekler ve erkeklerin güç hiyerarşisi için çalışarak<br />
değil; bu onların oyunu. Erkeklere ve erkeklerin<br />
güç hiyerarşisine karşı mücadele ederek de<br />
değil. Bu, oyunu onların kurallarına göre oynamak<br />
olur. Ama bizim yanımızda olan erkeklerle beraber,<br />
bizim oyunumuz bu işte. Üniversite bitirmiş özgür<br />
bir kadın, neden hayatını maço erkeklere hizmet<br />
ederek veya onlarla kavga ederek geçirsin? Neden<br />
hayatını onların terimleriyle yaşasın?<br />
Maço erkek bizim terimlerimizden; akılcı, olumlu<br />
ve rekabete dayalı olmayan terimlerimizden korkuyor.<br />
Onlardan tiksinmemizi, onları inkâr etmemizi<br />
istedi bizden. Toplumumuzda kadınlar yaşadı ve<br />
yaşadıkları için onlardan tiksinti duyuldu. Hayatın<br />
kocaman bir bölümünden, çaresizlikten, zayıflıktan,<br />
hastalıktan, rasyonel olmayan bölümünden<br />
tiksinti duyuldu; gölgede, derinde, hayatın derinliklerinde<br />
duran, pasif, bulanık, kontrol edilemeyen,<br />
içgüdüsel ve kirli bölümünden… İşte bize ait<br />
olan bu bölümdür, cengâverlerin inkâr ettiği ve<br />
üstlenmediği bölüm; biz kadınlara ve bize katılmaya<br />
hazır olan erkeklere. Doktor olamayan sadece<br />
hemşire olabilen, cengâver olamayan sadece sivil<br />
memur olan, şerif olamayan sadece Kızılderili olabilen<br />
bizlere… Ülkemiz burası işte, gece. Bir de ışıl<br />
ışıl bir gündüzümüz de var elbette. Yaylalar ve ekili<br />
parlak çayırlarla dolu olan. Ama oraya henüz ulaşmış<br />
değiliz; sadece öncülerin hikâyeleri var elimizde<br />
oraya ait. Ve oraya asla maçoları takip ederek<br />
ulaşamayacağız. Oraya sadece kendi yolumuzu<br />
çizerek, kendi ülkemizden, kendi karanlığımızı yaşayarak<br />
ulaşabiliriz.<br />
Sizin için ümidim kardeşlerim ülkemizde mahkûmlar<br />
olarak, kadın olmaktan utanarak, soysal sistemin<br />
psikopatlığı içinde ezilerek değil, yerliler<br />
olarak yaşamanızdır. Orasını yuvanız olarak belirlemeniz,<br />
kendi kendinizin efendisi olmanızdır,<br />
kendinize ait bir odanızın olmasıdır. Orada sanat<br />
mı, bilim mi, yerleri süpürmek mi, hangi konuda<br />
iyiyseniz onu yapmanız ve kadın olduğunuz için<br />
ikinci sınıf iş çıkarttığınızı söyleyenlere cehenneme<br />
kadar yolları olduğunu söylemenizdir. İşiniz<br />
için erkeklerle eşit olmanızdır. Ne hükmetme ne<br />
de hükmedilme ihtiyacı duymamanızdır. Hiçbir<br />
zaman kurban gitmemeniz ama aynı zamanda<br />
hiçbir zaman başkaları üzerinde güce sahip olmamanızdır.<br />
Başarısızlıkla karşılaştığınızda, yenildiğinizde,<br />
acı çektiğinizde karanlığın bizim ülkemiz<br />
olduğunu hatırlamanızdır; savaşların ve zaferlerin<br />
olmadığı ama geleceği içinde taşıyan karanlığın…<br />
Köklerimiz yerin derinliklerinde, dünya bizim ülkemiz.<br />
Kutsanma umudumuz yukarıda değil, yeryü-<br />
192 193