10.03.2014 Views

2.2. organik tarım - ITO

2.2. organik tarım - ITO

2.2. organik tarım - ITO

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İnsanoğlu evrim süreci içerisinde <strong>tarım</strong>daki gelişmelere paralel olarak<br />

faydalanabileceği türleri kültüre almış ve bunların tabiatta azalmasına, hatta<br />

onları doğadan toplayarak ve avlayarak istismar derecesinde kullanmıştır.<br />

Özellikle konvansiyonel <strong>tarım</strong>da ve klasik yetiştiricilikte günü birlik<br />

menfaatler için geleneksel <strong>tarım</strong> uygulamaları ile bütün canlıları vahşice<br />

tahrip etmiştir.<br />

Yakın zamanlara kadar doğadaki bu tahribatın, her türlü canlı türlerinin,<br />

ormanların, orman altı floranın, sulak alanların, hatta her türlü ekosistemlerin<br />

tahrip edilişinin ve bunların yerine yenilerinin konulamayacağı gerçeğinin<br />

farkına varılamamıştır. Evrenin, ya da arzın yaşma bakılacak olursa, son<br />

birkaç yüzyıldır yapılan tahribatın, hatta sadece 20. yüzyıldaki kaynakların<br />

hoyratça tüketilişi, çevre kirliliği, diğer zamanlardan daha fazla olmuştur.<br />

Bunun çok önemli bir nedeni de, insan nüfusunun çok hızlı bir biçimde<br />

artmasıdır. Nitekim dünya nüfusunu başlangıcından 1950 yılma kadar 3.5-4<br />

milyar olmuş, son 50 yılda ise, tam bir misli daha artarak ve 6.5-7 milyara<br />

ulaşmıştır. İşte bu nüfus baskısı bizatihi fiziki olarak doğayı, doğadaki<br />

kaynakları, her türlü flora ve faunayı ölçüsüz bir şekilde ve vahşice tahrip<br />

etmiştir. Buna rağmen de gerekli gıda güvencesi ve beslenme kalitesi<br />

sağlanamamıştır. Her geçen gün biyolojik çeşitlilik ve tür zenginliği de<br />

zayıflamakta ve zaafa uğramaktadır. İşte bu sebeple de <strong>organik</strong> yetiştiricilik<br />

her geçen gün ayrı bir önem kazanmaktadır.<br />

İnsan tabiatı itibari ile diğer bütün canlarda olduğu gibi çevresi ile madde ve<br />

enerji alışverişi içindedir. Doğanın temel prensiplerine uyma ve ona göre bir<br />

hayat şeklini benimseme, insanın tabiatı gereğidir. İnsan türü, sosyal hayatı<br />

olan ve bu hayat tarzının gereği topluluk içinde yaşar ve çeşitli sosyal<br />

davranışlar sergiler. Bunlara, insanoğlunun değer sistemleri de ilave<br />

edildiğinde sosyal hayatın ne kadar karmaşık bir yapıda olduğu görülür. Öyle<br />

ise, insanoğlunu diğer canlılardan ayırt eden en temel farklılığın, onun sahip<br />

olduğu etnik-değer sistemi ile ilgili olduğu söylenebilir. Son dönemde<br />

insanoğlunun doğal kaynakları bilinçsizce yok edişinin arkasında yatan temel<br />

sorun, insanın doğanın işleyişine ilişkin temel bilgilerden yoksun olması<br />

nedeniyle sergilediği yanlış ahlaki davranışlardır. Tabiatın bütüncül yapısını<br />

bozan bu yanlış davranış kalıpları, ancak bu gerçeklerin farkında olan ve<br />

buna göre uygun davranış kalıplarının geliştirilmesi ve benimsemesiyle<br />

mümkün olacaktır.<br />

Dünya nüfusunun hızla arttığı zamanımızda, bu nüfusun doğal kaynaklar<br />

üzerindeki baskısı da her geçen gün daha da artmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki<br />

yaşam standartlarının yükselmesi gereği, tüketilen kaynak miktarı<br />

36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!