23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Enformasyon toplumu kuramcıları, enformasyon teknolojilerinde yaşanan gelişmeleri, yeni bir çağa<br />

devrimci bir geçişi sağlayacak çarpıcı gelişmeler olarak yorumlamışlardır. Bu kuramcılar endüstri<br />

toplumunun geride bırakılıp enformasyon toplumuna geçildiğini ve böylelikle önceki dönemlerde<br />

yaşanan bütün toplumsal aksaklıkların, sorunların, dengesizliklerin kendiliğinden giderileceğini öne<br />

sürmüşlerdir.<br />

Bu süreçte, toplumda bilginin eşit olarak dağıtılmadığını öne süren bilgi açığı hipotezinden yola çıkan<br />

araştırmalar hız kazanmıştır. Bilgi açığı kuramı bir yandan yeni teknolojilerin toplumsal kesimler<br />

arasındaki bilgi uçurumunu artırdığını ortaya koyarken, diğer yandan çözüm olarak da teknolojilerin<br />

yaygınlaşmasını önermiştir.<br />

Bilgi açığı kuramı, sayısal teknolojilerin gelişmesiyle önem kazanmıştır. 1980 sonrası dönemde<br />

iletişim ve bilişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, sayısal eşitsizlik kavramı kullanılmaya<br />

başlanmıştır. Bilginin üretilmesi, işlenmesi ve paylaşılması sürecindeki dengesizlikleri anlatan sayısal<br />

eşitsizlik, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerde önemli bir sorun olarak değerlendirilmiş ve bu<br />

eşitsizliğin giderilmesi yönünde politikalar geliştirilmeye başlanmıştır. Sayısal eşitsizlik, günümüz<br />

toplumlarında önemli bir sorun olmasına karşın, ekonomik ve toplumsal dengesizliklerin iletişim<br />

teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla çözülebileceği önermesi, teknolojik belirleyicilik yaklaşımının hâlâ<br />

etkili olduğunu göstermektedir.<br />

TEKNOLOJİK BELİRLEYİCİLİK YAKLAŞIMI<br />

“Belirleyicilik” doğa bilimlerinde, evrende bütün olup bitenlerin nedensellik bağlantısı içinde<br />

belirlendiğini öne süren görüştür. Toplum bilimleri kuramlarında belirleyiciliğin çeşitli türleri vardır.<br />

Örneğin biyolojik (ya da genetik) belirleyicilik toplumsal ya da psikolojik olayları biyolojik ya da genetik<br />

özelliklerle açıklamaya çalışır. Bu yaklaşım, kadınlar “özünde” dünyevi, doğal ve kendiliğindendir<br />

(“özcülük” olarak bilinen bir argüman) gibi fikirlerin arkasında yatar.<br />

Gelişim psikolojisindeki “çevreye karşı doğa” üzerindeki tartışma ise bireyin gelişiminde ve anormal<br />

davranışın kökeninde kalıtsal ve yapısal etkenlerle (doğa) ortama ilişkin etkenlerin (çevre) görece etkileri<br />

konusunda sürüp gitmektedir. Doğalcılar kalıtımın rolünü vurgularken; çevreciler aile içi tutumlar, çocuk<br />

yetiştirme uygulamaları, sosyoekonomik statü gibi toplumsal ve kültürel etkenlerin belirleyici olduğunu<br />

savunmaktadır.<br />

Bir başka belirleyicilik türü, dilsel belirleyiciliktir. Dilsel belirleyicilik, dilin dünyayı yorumlama<br />

biçimimizi belirlediğini, böylelikle düşüncenin dile bağlı olduğunu, kısacası dilimizin varlığımızı<br />

belirlediğini öne süren bir görüştür.<br />

Bütün bu belirleyici kuramlar gibi teknolojik belirleyicilik de toplumsal ve tarihsel olayları bir ilkeye<br />

ya da belirleyici bir faktöre göre açıklamaya çalışır. Tarihsel ya da nedensel önceliğe ilişkin bir öğretidir.<br />

Teknolojik belirleyicilik yaklaşımında teknoloji, tarihteki “temel hareket ettirici” olarak görülür.<br />

Teknolojik belirleyicilik yaklaşımını benimseyenlere göre belli teknik gelişmeler, iletişim teknolojileri ya<br />

da medya veya daha geniş olarak genelde teknoloji toplumdaki değişimlerin tek ya da temel önce gelen<br />

nedenidir ve teknoloji toplumsal örgütlenme kalıplarının altında yatan temel koşul olarak görülebilir.<br />

Teknolojik belirleyicilik terimi, Amerikalı toplumbilimci ve iktisatçı Thorstein Veblen (1857-1929)<br />

tarafından icat edilmiştir.<br />

Teknolojik belirleyicilik yaklaşımını benimseyenler, genelde teknolojiyi ve özelde iletişim<br />

teknolojilerini geçmişte, şimdi ve gelecekte toplumun temeli olarak değerlendirirler. Yazı, baskı,<br />

televizyon ya da bilgisayar gibi teknolojilerin toplumu değiştirdiğini söylerler. Bu yaklaşımın en aşırı<br />

ucunda, bütün toplumsal biçim teknoloji tarafından belirlenmiş olarak görülür: Yeni teknolojiler<br />

kurumları, toplumsal etkileşimi ve bireyleri de içine alacak biçimde toplumu her düzeyde dönüştürürler.<br />

En azından geniş bir dizi toplumsal ve kültürel olaylar teknoloji tarafından belirlenmiş olarak görülür.<br />

İnsani faktör ve toplumsal düzenleme ise ikincil olarak görülür. Teknoloji toplumsal olandan ayrılırsa,<br />

teknoloji ile toplumsal öğeler arasındaki ilişkiler, birbirinden ayrı alanların etkileşimleriymiş gibi<br />

kavranır. Böylece teknoloji kendisine ait bir dünyadaymış gibi görünür. Ayrıca, teknoloji insanlara veya<br />

108

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!