Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
karşılamak için fen ve sosyal bilimler alanlarında (özellikle savaş ve savaş iletişimi araçları ve<br />
örgütlenmesi bağlamında) Batı’dan “paketlenmiş bilgi” ve profesyonellik transferi<br />
geliştirilmiştir. İletişim alanında bilgi üretiminin örgütlenmesi ve örgütlü yapılar içine taşınarak<br />
sistemli ve kapsamlı üretim haline getirilmesi ancak son zamanlarda gerçekleşmeye başlamıştır.<br />
c. Endüstriyel yapının çıkarlarına uygun bilişlerin, duyguların, duyarlılıkların ve<br />
davranışların kitleler halinde biçimlendirilmesi gereksiniminin zorunlu hale gelmesi:<br />
İletişim alanında da önemli araştırma gereksinimi çıkaran bu gelişme, Batı’da 20. Yüzyılın<br />
başından itibaren hızla artan bir şekilde kitle üretimi yapılmasıyla ivme kazanmıştır. Kitleler<br />
için üretim yapan endüstriyel yapı, tüketimi, kullanımı, rızayla katılmayı ve oy vermeyi de<br />
üretmek zorunda kalmıştır. Bu zorunluluk da bilgi üretiminin özellikle endüstriyel yapılar<br />
çıkarına uygun bir şekilde örgütlenerek üretim yapmasını, özellikle iletişim odaklı araştırma<br />
yapmasını gerekli kılmıştır.<br />
Türkiye açısından yukarıda sıralanan gereksinimlerin eksikliği, oluşmaması ve olanın da gelişmeye<br />
yönelik olmaması ya da destek bulamaması, iletişimde araştırmaya giden bilgi üretiminin oluşumunun<br />
geç ve yavaş olmasını beraberinde getirmiştir. Türkiye ve benzeri ülkelerde oluşumun hızlanması ve<br />
gelişmelerin ivme kazanması, ancak kapitalizmin küresel pazar serüveninin 1980’lerde ivme kazanması<br />
ve bunu destekleyen yeni-liberal siyasi ve ekonomik politikaların uygulatılması ile gerçekleşmiştir. Bu<br />
oluşum ve gelişme de kaçınılmaz olarak küresel pazarın “damgasını” taşımaktadır (Tezcek, 2007; Malott,<br />
2009; Reppy, 1998; Drahos ve Braithwaite, 2003; McNeely ve Wolverton, 2008; Cunningham, 1998).<br />
Türkiye’de İletişim Araştırmaları: Temel Amaç ve Sonuçlar<br />
İnsanın fiziksel ve toplumsal varoluşunun zorunlu koşulu olan iletişimin doğası ve iletişim<br />
araştırmalarının karakteri, insanın kendini maddi ve düşünsel olarak nasıl ürettiğine ve ilişkilerini nasıl<br />
kurup yürüttüğüne bağlıdır.<br />
20. Yüzyılın başında “Fordist seri üretimle” başlayan ve gelişen kitle üretimi, kitlelerin ekonomik<br />
pazar için “üretilmesi” gereksinimi ortaya çıkarmıştır. Bu da kaçınılmaz olarak reklamların etkisi, tüketici<br />
ve izleyici tercihleri ile ilgili araştırmaların çıkışını ve desteklenmesini getirmiştir. Türkiye’deki<br />
ekonomik koşullar ve üretim yapısı bu tür karaktere ve gereksinime o zamanlar sahip olmamıştır. Bu<br />
nedenle böyle bir gereksinim ve amaç, ancak 20. Yüzyılın sonlarında çıkıp hızla gelişmiştir.<br />
Amerika’da ve Avrupa’da 20. Yüzyılın başlarında, yarım asırdan beri artan kitlelerden korkuyla<br />
oluşan “yönlendirerek yönetme” gereksinimine, Birinci Dünya Savaşı’nda, kitleleri savaşa hazırlama ve<br />
bu hazırlığın sürekli olarak yapılması gereği eklenmiştir. Kitlelerin kendilerini ve ilişkilerini düşünsel<br />
olarak yeniden-üretmeyi egemen siyasal ve ekonomik amaçlar doğrultusunda biçimlendirme<br />
gereksiniminden propaganda, ikna, retorik, kamuoyu ve halkla ilişkiler oluşmuş ve örgütlü etkileme/ikna<br />
faaliyetleri ve araştırmaları gelişmiştir. Osmanlı’nın son anlarını yaşadığı ve ardından da Kurtuluş<br />
Savaşı’yla bir Cumhuriyet kuran Türkiye’deki koşullarda bu tür araştırma gereksinimi de ortaya<br />
çıkmamıştır. Bunun yerine tarih boyu insanlara işlenmiş duyguları, düşmanlığı ve dini inançları sömüren<br />
siyasal anlayışların getirilmesi, yönetici siyasal güç yapıları arası yoğun çekişmelerin egemen olması, bu<br />
çekişmelerin medya ve üniversite ortamlarına yansıtılması, üniversitelerde çoğulcu ve üretken düşünce<br />
ortamının oluşmasının engellenmesi, buna uluslararası soğuk savaşın gerçeği saptıran ve düşmanlıkları<br />
körükleyen propagandasının eklenmesi ve 1990’lardan sonra bu propagandanın terörizm öcüsünü yaratma<br />
ve “böl, birbirine düşür ve ekonomik ve siyasal amaçları gerçekleştirmek için yönet” amaçlı kimlik<br />
politikaları biçimine dönüştürülmesi gibi sağlıklı oluşumu ve gelişimi köstekleyen olumsuz gelişmeler<br />
olmuştur. Öykünülen Batı tipi demokrasinin sağlıklı gelişmesinin önü çeşitli şekillerde kesilmiştir. Bu<br />
koşullar içinde toplumsal yarara yönelik sağlıklı iletişim araştırmaları ortamının ve amaçlarının oluşması<br />
da beklenemez. Bu olumsuzluklara ek olarak, günümüzde daha çok “kadro almak” ve “para kazanmak<br />
için yaşamak” temeline dayanan, dolayısıyla araştırmayı bir amaç değil de araç olarak gören bir yapının<br />
yaygınlaşmaya başladığını görürüz. Bu yapıda iletişim araştırmaları özellikle iki amaç etrafında<br />
yoğunlaşır:<br />
188