Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Marksist Kültürel İncelemelerden Anti-Marx Kültürelci İncelemelere<br />
1900’lerin başlarında Almanya’da Frankfurt’ta yaşayan liberal-sol sermayenin kendileri için faydalı bir<br />
araştırma yönelimi arayışı, Frankfurt Okulu ve Marx’ın yaklaşımından önemli ölçüde etkilenmiş olan<br />
kuram ve araştırma geleneğinin oluşturmasını getirmiştir. Adorno, Horkheimer, Mills, Benjamin,<br />
Marcuse ve Fromm gibi Frankfurt Okulu aydınları birbirinden önemli farklılıklar gösteren yaklaşımlarla<br />
toplum ve toplum değişimi, medya, kültür endüstrisi, ve biliş ve davranış yönetimi analizleri yaptılar.<br />
Türkiye’de Frankfurt Okulu geleneğine tercümeleriyle ve yapıtlarıyla, iletişim alanında öncülük eden<br />
Ünsal Oskay olmuştur.<br />
Frankfurt Okulu geleneğiyle gelişen eleştirel okula (Critical School), 1960’larda “kültürel<br />
incelemeler” yönelimi eklenmiştir. 1950 sonlarında Hoggart ve Williams’ın Arnold-Elliot-Leavis<br />
üçlüsünün düşüncelerine dayanan kültür anlayışına alternatif arayışlarında giderek Marx’ı keşfetmesiyle<br />
gelişen ve “kültürel incelemeler” adı verilen gelenek gelişmiştir. Bu yönelim Marksist etkiyle başlamış ve<br />
ardından Marksizmden uzaklaşan birkaç kola ayrılmıştır: 1970’lerde yapısalcı ve göstergebilimci<br />
Fransızlar ve bunları İngiltere’ye taşıyan Stuart Hall’ın da katkılarıyla dönüşüme uğratılmış; kültürel<br />
incelemelerde post-yapısalcılığın egemenliği getirilmiş; sonunda Marksist üretim tarzı ve ilişkilerine<br />
eğilmeyi reddeden ve Marksizm’den uzaklaşıp küresel pazarın kontrollü alternatif olarak “eleştirel<br />
sözcülüğünü” yapan kültürelci çalışmalara dönüştürülmüştür.<br />
Bu farklılaşmada Richard Johnson (1983) gibi kişilerin tarihsel, siyasal ve kurumsal analizle ele aldığı<br />
ve üretim ve dağıtımın önemini vurgulayan Marksist kültürel incelemelerin yaklaşım tarzı, diğer yapısalcı<br />
anlatılar ve Barthescilerin (1977) meşhur “yazarın ölümü” ve “okuyucunun doğumu” sözüyle özetlenen<br />
(aktif alımlama teziyle) iddiasıyla konu dışına itilmiştir. Onun yerine metinsel analiz ve alımlama üzerine<br />
odaklanılmış ve Screen dergisindeki örnekleriyle, mücadele ve sınıf konusu terk edilerek yerine dil, ırk,<br />
cinsiyet ve alt-kültürler getirilmiştir. Siyasal olan ve siyasal olanı savunan (ideolojik/kültür analizini<br />
örgütlü güç yapısına bağlayan) hızla “kapı dışarı” edilmiştir. Foucaultçular İngiltere ve Avrupa’da<br />
Amerikan liberal çoğulcu biçime benzeyen, fakat “metin” veya “semiyotik anlam” üzerindeki<br />
çoğulculuğu vurgulayan açıklamalar getirmişlerdir. Böylece, kapitalist pazar sisteminin egemen maddi<br />
üretim ve ilişki gerçeğini masallaştıran ideolojik yeni eleştirel çerçeveler kurulmuştur. Bu çerçevelerle<br />
kapitalist sistem “post-modern durumu” yaşatan, tarihin son bulduğu ve tüketimin metindeki<br />
diskorslarıyla (söylemleriyle) her gün yeniden tarihsiz bir tarihin üretildiği küresel süper sistem olarak<br />
sunulmaktadır. Bu sunuş, eskisinden farklı olarak, kapitalist sistemin övgüsüyle değil; “sonsuz türde<br />
anlam vermeler” içinde yüzdüğünü iddia edilen bireyin anlamlandırmadaki tercihsel özgürlüğü ve<br />
çoğulcu alımlama iddialarıyla ve izleyiciyi/tüketiciyi “belirleyici aktör/özne” konuma yerleştirmeyle<br />
yapılmıştır. Bunu yaparken çalışmalarda kapitalizmin getirdiği koşullar eleştirilse bile kapitalizm<br />
izleyiciye sunduğu çeşitlilik ve çoklukla sağladığı zengin metinsel olanaklardan (tüketim olanaklarından)<br />
dolayı kutlanmış ve yeniden-meşrulaştırılmıştır. Bu durum kültürel incelemeciler ile siyasal ekonomistler<br />
arasında ciddi tartışmaların çıkmasını beraberinde getirmiştir (Erdoğan, 2007c ve Erdoğan ve Alemdar,<br />
2010).<br />
İletişim alanında kültürel incelemeler temel olarak üç sorunsaldan biri ya da birden fazlası üzerinde<br />
durur:<br />
1. Medya kültürünün siyasal ekonomisi (Bu yönelimi çoğunluk terk etmiştir)<br />
2. Kültürel metin olarak medya metinleri (Metinsel analiz)<br />
3. Metinlerin izleyicilerce alınması ve kullanılması (Alımlama).<br />
Türkiye’de günümüzde kültürel çalışmalarla ilgili bölümler kurulması, yüksek lisans programları<br />
açılması, kültürle ilgili Türkiye koşullarından zengin denecek sayıda dergilerin olması, iletişim<br />
dergilerinde kültürel çalışmalara önemli yer verilmesi, kültürel çalışmaları yoğun bir şekilde teşvik edici<br />
niteliktedir. Fakat Tutal Chevron’un incelemesinde de belirttiği gibi (2005), Türkiye’de sosyal bilimlerde<br />
yaşanan “Avrupa ve Amerika menşeli kuramlara sadakat sorunuyla, popüler kültür incelemelerinde de<br />
karşılaşırız”.<br />
208