23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kitle iletişim araçlarından bilgi edinme ile güçlü bir biçimde ilgili olduğu yönündeki genel bulgudur.<br />

Giderek artan örgün eğitim, daha çok sayıdaki referans grubu, bilim ve diğer kamusal sorunlarla daha<br />

ilgili olmanın ve bu konularda daha çok birikmiş bilgiyi içeren genişletilmiş ve daha farklılaştırılmış<br />

yaşam alanlarının göstergesidir.<br />

Bilgi açığı yaklaşımı, ilk kez 1970 yılında Tichenor, Dnohue ve Olien imzalı bir makalede ileri<br />

sürülmüştür. Kitle İletişim Araçları Akışı ve Bilgide Farklı Büyüme adlı makalede yazarlar, bilgi açığını<br />

şöyle tanımladılar:<br />

“Kitle iletişim araçları yoluyla sosyal sistem içinde bilgi verişi arttıkça, yüksek sosyo-ekonomik statü<br />

katmanları, düşük sosyo-ekonomik statüdeki katmanlara oranla, verilen bilgiyi daha hızlı alma eğilimi<br />

gösterirler. Böylece bu katmanlar arasındaki bilgi açığı azalma değil çoğalma gösterir”.<br />

Bilgi açığı, enformasyon kaynaklarının dengesiz dağılımı ile ilgilidir ve özellikle yeni teknolojilerin<br />

gelişmesi sonucu görülür. Fakat herkes teknolojiyi kullanma olanağına sahip olursa, aradaki açık daha az<br />

olur. Teknolojideki her yenilik toplum içinde yayıldığında demokratikleşmeyi ve açığı ortadan kaldırmayı<br />

sağlar. Ancak birbiri ardından çıkan yeni teknolojiler, avantajsız kişileri sürekli daha geride bırakır.<br />

Örneğin televizyon ilk çıktığında toplumun ona sahip olan kesimlerinin bilgisini artırarak, bilgi açığını<br />

büyütür ama topluma yayıldığında, bilgi açığı azalır. Daha sonra yeni bir teknoloji örneğin, internet<br />

çıktığında herkes bilgisayara ve internet bağlantısına sahip olmadığından bilgi açığı yine artacaktır.<br />

gelir?<br />

Bilgi açığı yaklaşımına göre, bilgi açığının kapatılması ne anlama<br />

Bilgi açığı yaklaşımına göre, toplumda bilgide daha büyük farklılıklar yaratılmasının kendisi derin bir<br />

toplumsal etkiye sahiptir ve bu gelecekteki toplumsal değişimde merkezi bir etken olabilir. Daha yüksek<br />

eğitimli kişilerin toplumsal ve teknolojik değişimin öncüsü oldukları ölçüde, aracılı bilginin hızlıca<br />

edinilmesi toplumsal olarak işlevsel olabilir. Aynı zamanda bilgide farklılaşmalar, toplumsal sistemde<br />

gerginliğe neden olabilir. Örneğin siyah ve beyazlar arasındaki var olan eşitsizliklerden biri, yeni<br />

enformasyona ilişkin farkındalık kazanılmasındaki görece farklılıktır. Tanımı gereği bir bilgi açığı,<br />

aslında bir iletişim açığı ve toplumsal sorunların çözümünde özel bir zorluk anlamına gelir.<br />

Bilgi açığı yaklaşımına birçok eleştiri de yöneltilmiştir. Bunlardan biri kuramın, insanların toplumsal<br />

konularda bilgilenme için sadece kitle iletişimine bağımlı olmadığı, kişisel deneyim ve kişiler arası<br />

iletişimin de önemli rol oynadığını göz ardı etmesidir. Ayrıca yaklaşımın alıcı-yönelimli olması da<br />

eleştirilere neden olmuştur. Standart olarak mutlak ve nesnel bir bilgi kavramına dayanan bu yaklaşım,<br />

insanların kendi anlamlarını ve bilgilerini yaratmasını da göz ardı etmektedir.<br />

Bilgi açığı yaklaşımına yöneltilen eleştirilerden bir diğeri de açığa neden olan bilginin niteliğiyle<br />

ilgilidir. İnsanlar yaşantılarını sürdürmede ve çevrelerini denetlemede yararlı bilgilere sahip oldukları<br />

sürece, onların kendilerini pek de ilgilendirmeyen başka bilgilerden yoksun olmaları ne denli önemlidir?<br />

Ancak kıt kaynakları olan bazı kesimlerin, ekonomi, meslek, sağlık, vb. bakımından değerli ve<br />

kendilerine yararlı olacak bilgileri elde etmelerinin hâlâ sorun olduğu da unutulmamalıdır.<br />

Bilgi açığı yaklaşımı, sayısal teknolojilerin gelişmesiyle önem kazanmıştır. Günümüzde bilgi açığına<br />

işaret eden sayısal eşitsizlik (digital divide) konusundaki araştırmalar giderek artmaktadır.<br />

SAYISAL EŞİTSİZLİK<br />

Türkçede “sayısal bölünme” ya da “sayısal uçurum” adlarıyla da bilinen “sayısal eşitsizlik”; bilginin<br />

üretilmesi, işlenmesi, paylaşılması ve değer yaratması sürecinin dışında kalan büyük çoğunluk ile bu<br />

sürece etkin olarak katılan küçük azınlık arasındaki eşitsizliği anlatan bir kavramdır. Sayısal eşitsizlik<br />

ülkeler arasında olabileceği gibi aynı ülkenin farklı toplumsal kesimleri ve bireyleri arasında da olabilir.<br />

Sayısal eşitsizlik yalnızca gelişmekte olan ülkeler açısından değil, gelişmiş ülkeler açısından da giderek<br />

önem kazanmaktadır. Gelir ve eğitim düzeyi, cinsiyet, kullanılan dil, kültürel farklılıklar gibi etkenler<br />

sayısal eşitsizlikte etkilidir. Sayısal eşitsizlikle ilişkilendirilen çok sayıda değişken bulunmaktadır. Bu<br />

125

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!