23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

elirttiler. Kaynak denetimi genel politika ve stratejinin belirlenmesini, genişleme kararlarını, yatırım<br />

parçalarının nasıl ve ne zaman satılacağı veya işçilerin işlerine son verme kararlarını, temel finans<br />

politikasının geliştirilmesini ve kârların dağıtımı üzerindeki denetimi içerir. İşlem denetimi ise sağlanan<br />

kaynakların etkili kullanılması hakkındaki kararları ve belirlenmiş politikaların uygulanmasını kapsar.<br />

Murdock, şirketlerde ekonomik sahipliğin yalnızca en çok payı olan grubun büyüklüğüne değil, aynı<br />

zamanda, öteki oy veren pay sahiplerinin dağılımına ve birlikte davranma güçlerine de bağlı olduğunu<br />

belirtir. Dolayısıyla denetimin çözümlenmesi pay sahipleri arasında değişen güç dengesini de göz önüne<br />

alan dinamik bir bakış açısını gerektirir.<br />

Medya kuruluşları üzerindeki sahiplik denetiminin çözümlenmesi için<br />

hangi unsurların göz önünde tutulması gerekir?<br />

Sonuç olarak siyasal ekonomik yaklaşımda, küresel kapitalist piyasa ekonomisinin oluşturduğu dünya<br />

sistemi içinde Batı’nın insani ve doğal kaynakları egemenliği altına alması sonucunda üçüncü dünya<br />

ülkelerinin siyasal ekonomik gelişmelerinin engellenmesi, çok uluslu şirketlerin ekonomik ve siyasi<br />

üstünlükleri, medya kurumlarının sahiplik ve denetim mekanizmaları, dünya ticaret sisteminin bir uzantısı<br />

olan medya emperyalizmi konu edilir. Bir üst yapı kurumu olan siyasetin kapitalist yapılanma içinde güç<br />

odaklarına ve özellikle en önemli güç merkezi haline gelen medyaya eklemlenmesi ve bunun yarattığı<br />

etki ve yönelimler, siyasal-ekonomik eleştirel yaklaşımın en yoğun eleştiri alanıdır.<br />

Siyasal ekonomi yaklaşımı, kitle iletişim araçlarının hem “meta üretimi” ve değiş tokuşunda “artıdeğer”<br />

yaratıcıları olarak doğrudan bir rolü olduğunu hem de reklamcılık yoluyla meta üretiminin diğer<br />

kesimlerinde artı-değer üreterek dolaylı bir rol oynadığını gösterir. Bir mal yalnızca kullanım amacıyla<br />

değil de başka bir ürünle değiştirme ya da satma amacıyla üretiliyorsa “meta” olur. Kapitalizm bir meta<br />

üretimi sistemidir ve doğası gereği her şeyi metalaştırır. Üretilen malın fiyatı ile bu malın üretimi için<br />

ödenen ücret arasındaki fark ise artı-değerdir. Kitle iletişim araçları da doğrudan meta üretirler ve bu<br />

üretim sırasında artı-değer yaratırlar. Kitle iletişim araçları metaların reklamını yaparak da dolaylı olarak<br />

başka alanlardaki meta üretiminde artı-değer yaratırlar.<br />

Klasik siyasal ekonomi yaklaşımı ile eleştirel siyasal ekonomi yakla<br />

şımının birbirine karıştırılmaması gerekir. Klasik siyasal ekonomi tekelci yapıyı<br />

küreselleşme olgusu ile doğallaştırırken, eleştirel siyasal ekonomi pazar yapısının<br />

işleyişindeki bozuklukları ve eşitsizlikleri temel alarak, bunların nasıl değiştirileceği<br />

konusuyla ilgilenir.<br />

Eleştirel Siyasal Ekonomi<br />

İletişimi ele alan siyasal ekonomi yaklaşımlarına bakıldığında tek bir araştırma çizgisi olmadığı görülür.<br />

Bu çalışmalardan bazıları, ekonomik ilişkilerin ve yapılanmaların somut çözümlemelerinden başlayarak,<br />

bu ilişkilerin ve dinamiklerin kültürel üretim sürecini ve sonuçlarını belirleme yollarına uzanan bir çizgiyi<br />

izler. Bazıları ise kültürel yapıların biçim ve içeriğini incelemekle başlar ve bunların ekonomik temelini<br />

soruşturmakla sonuçlanarak temele doğru gider. Peter Golding ve Graham Murdock’un çalışmalarında<br />

özetlenen eleştirel siyasal ekonomi yaklaşımı ise eleştirel gelenek içerisinde iki farklı yaklaşım olan<br />

“siyasal ekonomi” ve “kültürel çalışmalar” arasındaki bir birleştirme çabası olarak görülür.<br />

Eleştirel siyasal ekonomi, incelediği konulara ilişkin gerçekçi bir kavrayışı varsayar. Bir başka deyişle<br />

çalışırken kullandığı kuramsal yapılar, olayları, iç yüzünü ve temelindeki nedenleri düşünmeksizin<br />

yalnızca dış görünümleri ile incelemez. Eleştirel çözümleme, gerçek dünyadaki gerçek aktörlerin<br />

yaşantılarını ve fırsatlarını biçimlendiren gerçek sınırlamaları açığa çıkarmak üzere asıl olarak eylem ve<br />

yapı sorunlarıyla ilgilenir. İnsanların maddi çevreleriyle etkileşimine odaklandığı ve maddi kaynakları<br />

üzerindeki eşit olmayan denetimi ve eşitsizliğin simgesel çevrenin doğası üzerindeki sonuçlarıyla<br />

ilgilendiği için maddeci bir anlayışı yansıtır.<br />

161

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!