You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Özet<br />
İletişim kuramlarında yapısalcı dilbilimsel ve<br />
göstergebilimsel yaklaşımlar; dilbilimci Saussure<br />
ve Jakobson, yapısalcı antropolog Levi-Strauss<br />
ve göstergebilimci Barthes ve Peirce’in<br />
çalışmalarına dayanır. Saussure, dil-söz ayrımı<br />
yapar. Dil, tüm toplumlarda ortaklıklar taşıyan bir<br />
yapı olarak kavramsallaştırılmıştır. Söz ise,<br />
konuşulan dildir. Saussure’e göre dildeki ortak<br />
kodlar, mantıka dayalı olarak değil, toplumsal<br />
uzlaşımlara dayalı olarak oluşturulmuştur.<br />
Saussure göstergebilime, gösteren ve gösterilen<br />
olarak ikiye ayırdığı gösterge ve gönderge<br />
kavramlarını kazandırmıştır.<br />
Levi-Strauss da çeşitli toplumların mitlerini,<br />
akrabalık ilişkilerini, yeme içme alışkanlıklarını,<br />
Saussure’ün dil kuramını temel alarak incelemiş<br />
ve “ortak yapıları” ortaya koymuştur. Levi-<br />
Strauss’un mit analizi, özellikle mitlerin ikili<br />
karşıtlıklıklara dayalı yapısı; medya metinlerinin,<br />
özellikle de reklam metinlerinin analizinde<br />
kullanılmıştır.<br />
Barthes, popüler kültüre ait yazılı ve görsel<br />
metinleri, göstergebilimsel analizle incelemiştir.<br />
Barthes, popüler kültürdeki çağdaş mitleri,<br />
özellikle ideolojik bulduğu için incelemiştir.<br />
Barthes’ın yapısalcı dönemine ait önemli<br />
kavramları düzanlam ve yananlam; S/Z<br />
çalışmasıyla da ortaya koyduğu önemli kavramlar<br />
okurcul metinler ve yazarsıl metinlerdir.<br />
Düzanlam metnin görünen anlamı, yananlam ise<br />
mitsel ve ideolojik anlamıdır. Okurcul metinler,<br />
daha pasif alımlanan, metnin kodlayıcının<br />
niyetiyle anlamlandırıldığı, görece kapalı<br />
metinlerdir. Yazarsıl metinler ise, okurun metni<br />
tekrar yazdığı, kodlayanın niyetinin dışında da<br />
anlamlandırılabildiği, metne katılabildiği, açık<br />
metinlerdir.<br />
Pierce’in göstergebilime kazandırdığı kavramlar<br />
ise; görüntüsel gösterge (ikon), belirtisel gösterge<br />
(indeks) ve simge’dir. Görüntüsel göstergenin en<br />
temel özelliği, işaret ettiği nesneyle benzerlik<br />
taşımasıdır. Belirtisel göstergede, göstergenin<br />
nesnesiyle doğrudan varoluşsal ve neden-sonuç<br />
ilişkisine dayalı bağlantısı vardır. Simge’de ise<br />
gösterge ve nesne arasında ne bağlantı ne de<br />
benzerli vardır. Simgenin anlaşılması, toplumsal<br />
uzlaşmaya dayalı olarak gerçekleşir.<br />
Jakobson’un eğretileme (metaphor) ve<br />
düzdeğişmece (metanomi) kavramları, özellikle<br />
görsel metinlerin analizinde kullanılmaktadır.<br />
Eğretileme, bir nesne, bir olay ya da bir olgunun;<br />
başka bir olay ya da olguyla yer değiştirmesidir<br />
ve imge yoğunlukludur. Düzdeğişmece ise, bir<br />
parçanın bütünü temsil etmesidir ve gerçeklik<br />
temsillerinde önemlidir.<br />
Postyapısalcılık, bireyin eylemlerini toplumsal<br />
yapının belirlediğini savunan yapısalcılığa karşı,<br />
bireyin etken eylemliliğini savunur.<br />
Postyapısalcılıktan etkilenen dilbilimsel iletişim<br />
çalışmaları; anlamın metinde olmadığını ve<br />
öznenin metne anlam verdiğini savunur.<br />
Postyapısalcı iletişim çalışmaları, bu bağlamda<br />
“etken izleyici” kavramını geliştirmiştir. Etken<br />
izleyici; medya metinlerini kodlandığı haliyle<br />
okuyabileceği gibi, kodlandığından farklı farklı<br />
kod açımını yapabilen izleyicidir.<br />
Postyapısalcı yaklaşımları iletişim çalışmalarına<br />
taşıyan araştırmacıların önde gelen isimleri Hall,<br />
Morley, Fiske ve bazı feminist araştırmacılardır.<br />
Kültürel Çalışmalar’dan Hall’un “Kodlama<br />
Kodaçma” makalesi, medya metinlerinin<br />
kodlandıkları niyetlerden daha farklı<br />
açımlanabileceğini savunmuştur. Hall, medya<br />
metinlerinin hakim, tartışmalı ve karşıt<br />
okunabileceğini öne sürmüştür. Hakim okuma,<br />
medya metinlerinin kodlandığı niyetle; tartışmalı<br />
okuma, kodlanan niyetlerin bir kısmının kodlanan<br />
niyetle, bir kısmının ise tartışmalı olarak; karşıt<br />
okuma ise kodlanan niyetin karşıtı olarak<br />
okunmasıdır.<br />
Morley’in etken izleyici yaklaşımı, Hall’un<br />
“kodlama kodaçma” çalışmasına dayanır.<br />
Morley’e göre izleyici homojen bir kitle değil,<br />
herbiri kendine özgü tarihsel ve kültürel geleneği<br />
olan, birbirine geçmiş pekçok alt kültür<br />
gruplarının toplamıdır. Morley’in Nationwide ve<br />
Family Television çalışmalarıyla, iletişim<br />
çalışmalarında etnografik yöntem, katılımlı<br />
gözlem ve derinlemesine görüşme teknikleri<br />
kullanılmaya başlanmıştır.<br />
150