23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kültürel emperyalizm kavramını, gelişmekte olan ülkeleri egemenliği altına alan gelişmiş ülkelerin<br />

medyayı da içeren çokuluslu şirketlerini açıklamak ve betimlemek için kullanmayı öneren Herbert<br />

Schiller (1919-2000), kapitalist sistemin yayılması, korunması ve daha iyiye gitmesi için çalışan bir aracı<br />

olarak medya teknolojisi ve iletişim üzerinde durur. Schiller’e göre kültürel emperyalizm, “Bir toplumun<br />

modern dünya sistemi içine çekilmesi amacıyla onun hakim toplumsal katmanının, dünya sisteminin<br />

tahakküm merkezinde geçerli değer ve yapılara uygun hale getirilmek, hatta bunlara güç katmak üzere<br />

kendi toplumsal kurumlarını şekillendirmesi için cezbedildiği, baskı altına alındığı, zorlandığı, bazen<br />

rüşvetle elde edildiği bir süreçler toplamıdır.”<br />

Schiller’in kültürel emperyalizm tezine göre, iletişimde kültürel emperyalizm, genel emperyalist<br />

sistemin bir alt setidir. Kültürel ve ekonomik alanlar birbirinden ayırt edilemeyecek biçimde beraberdir.<br />

Kültürel üretim, otomobil üretiminden aşağı kalmayacak kadar, kendi siyasal ekonomisine sahiptir.<br />

Schiller’e göre, sonuçta kültürel ürün olarak nitelenen her şey aynı zamanda ideolojiktir ve geniş ölçüde<br />

sistemin çıkarına hizmet eder.<br />

Kültür emperyalizmi konusunda en çok siyasal ekonomik yorumlar ve kurum incelemelerinde<br />

bulunulmuştur. Schiller, medyanın dünya kapitalizmi içindeki yerini işaret ederek modern dünya<br />

sisteminin ideolojik bilişimsel altyapısı olan “çok uluslu şirketleri (ÇUŞ)” merkeze alarak, bu şirketler<br />

aracılığıyla modern dünya sisteminin nasıl reklamının yapıldığını, korunup yayıldığını anlatır.<br />

Nordenstreng ve Schiller’in 1979’da yayınladığı National Soverignty and International Communication<br />

(Ulusal Egemenlik ve Uluslararası İletişim) eseri de dünya sisteminin kurumsal ve politik incelemelerini<br />

içerir.<br />

Schiller, haberleşme özgürlüğü görüşünün dayandığı varsayımların maskesini indirerek iletişimde<br />

kullanılan araçların çözümlenmesini, sermayenin uluslararası yayılması bağlamına yerleştirmiştir.<br />

Schiller’e göre bireysel ifade özgürlüklerinin korunması gibi ifadelerin ardında; hem ekonomik (kendi<br />

ürünlerinin dağıtımı) hem de (kapitalizmle tutarlı değerlerin korunması yoluyla) ideolojik olarak içeriğin<br />

belirlenmesinde merkezi yeri emperyalist çıkarlara veren, uluslararası şirketler bulunmaktadır.<br />

Diğer önemli bir siyasal-ekonomik medya eleştirmeni Armand Mattelart’ın da uluslararası ticari<br />

sistemle ilgili olarak benzer görüşleri vardır. Armand Mattelart ve Ariel Dorfman, ABD emperyalizminin<br />

siyasi, ekonomik ve kültürel olarak medya metinlerine nasıl yansıdığını gösteren How to Read Donald<br />

Duck: Imperialist Ideology in The Disney Comic (Vak Vak Amca Nasıl Okunmalı: Disney Çizgi<br />

Romanlarında Emperyalist İdeoloji) adlı incelemelerinde Disney dünyasının masum görüntüsünün<br />

altındaki emperyalist ideolojiyi tartışırlar. Onlara göre bu okumada, Amerikan yaşam biçiminin<br />

üstünlüğü, tahakküm altındaki insanların geriliği, tüketicilik, paranın üstünlüğü, basmakalıp çocuklaşmış<br />

üçüncü dünya, kapitalizmin doğallığı ve anti-devrimci propaganda vurgulanır. Amerika’nın ticari ve<br />

teknolojik üstünlüğü ile bütün dünyaya dağıttığı emperyalist ideoloji taşıyan medya ürünleri eleştirilir.<br />

Nordenstreng ve Varis’in birlikte ve tek başlarına yaptıkları çalışmalar da “serbest haber akışı”<br />

kavramının tek yönlü haber akışı gerçeğini gizlediğini deneysel olarak göstermiştir. ABD’de ortaya çıkan<br />

bu akış, uluslararası iletişim pazarında egemendir. Varis ve Nordenstreng aynı zamanda hem eğlence<br />

programları sunulurken hem de haberler aktarılırken kitle iletişim araçlarının içeriklerinin taşıdığı belirli<br />

bir ideolojik yönü de önemle belirtmişlerdir. Bu tür araçların içerikleri, sınıf çatışmalarının görünümünü<br />

küçültürken kapitalizme herhangi bir somut alternatifi de meşruluğu olmayan bir yapı olarak sunarlar.<br />

Kültürel Emperyalizm Yaklaşımının Eleştirisi<br />

Kültürel emperyalizm görüşüne yöneltilen eleştirilerden biri; iletişim sürecinde izleyicilerin pasif<br />

olmadıkları, kendilerine değişik yollardan ulaşan iletilerden kendi anlamlarını yaratabildikleri,<br />

hegemonyacı anlamlara karşı direniş noktaları oluşturabildikleri yönündedir. “Aktif izleyici” varsayımına<br />

dayanan bu tür araştırmalar, aynı sonuca varmasalar da etki araştırmaları geleneğine dayanır. Aktif<br />

izleyici ve alımlama kuramının eleştirileri ise izleyicinin küresel medya holdingleri ya da kültürel politika<br />

üzerinde çok az etkisi olduğu yönündedir. Medya holdingleri izleyiciye, farklı haklar ve tercihlere sahip<br />

vatandaşlar olmaktan çok ürünlerinin farklılaştırılmamış tüketicileri gözüyle bakarlar. Schiller’e göre ise<br />

aktif izleyici fikri, birinin bir ileti akışına direndiğini söylemekten başka bir şey değildir.<br />

164

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!