23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olduğu, nasıl hissedildiğinin neden’in yerini alması, faydasız düşünceyle değil tüketerek var olma,<br />

iletişimde göndericinin ölümü (gönderen, örneğin medya şirketidir) ve alıcının (alıcı, örneğin medya<br />

izleyicisidir) hükümranlığı (egemenliği).<br />

Günümüzde, iletişim araştırmalarında konusal ilgi bağlamında da olumlu gelişmeler olmaktadır, fakat<br />

ele alınan konuların ve sorunların önemli bir kısmı ciddi veya eleştirel makro sosyolojik, ekonomik,<br />

kültürel, ideolojik veya anlamlı siyasal karakterden büyük ölçüde yoksundur ve bu yoksunluk artarak<br />

devam etmektedir. Tezler, bildiriler ve makalelerdeki yaygın yönelim paketlenmiş iletişimin (programın,<br />

haberin, kampanyanın, mesajın) rolü ve etkisi üzerine odaklanmakta ve bu bağlamda izleyicinin konumu,<br />

özellikleri ve tercihleri, mecra pazar payı, tüketim davranışları, talep belirleme, segmentasyon, program<br />

değerlendirme, bireylerin/izleyicilerin memnuniyeti, imaj ve markalaşma, konsept testleri ve çeşitli<br />

iletişim ölçümleri ile ilgili konular işlenmektedir.<br />

Araştırmayı destekleyen örgütsel yapılar: Günümüzde yerel, bölgesel ve uluslararası kurumlar,<br />

şirketler, çeşitli kuruluşlar ve üniversiteler artan bir şekilde araştırma için fonlar ayırmakta ve araştırma<br />

girişimlerini desteklemektedir. Türkiye’de yabancı ve özel şirketlerin ve çeşitli kuruluşların ortak<br />

araştırma faaliyetleri artmaktadır, çünkü firmalar ve kuruluşlar siyasal, ekonomik ve kültürel kontrolü<br />

gerçekleştirmek için demografik karakterleri, tutumları, sevileri, tercihleri ve yönelimleri bilmek<br />

zorundadırlar. Bu gelişme doğal olarak araştırmacılara ve öğrencilere gereksinimi de artırmaktadır. Bu<br />

olumlu bir gelişmedir. Fakat araştırma gereksinimlerinin önemli bir kısmı, bilimsel amaç taşımamaktadır<br />

ya da toplumsal gelişmeye faydalı olacak doğaya sahip değildir; onun yerine bilimi araç olarak kullanarak<br />

öznel maddi çıkar gerçekleştirme amacını taşımaktadır.<br />

Araştırmada ilgi ve yönelimler: Günümüzde post-pozitivist ve post-modern yaklaşımların çoğulculuk<br />

iddialarına uygun olarak, çeşitli kimlikler üzerine eğilen niteliksel kültürel incelemeler, kadın<br />

incelemeleri, feminist incelemeler ve söylem üzerine kurulu araştırmalar yaygınlaşmıştır. Mesaj ve<br />

yorumlarını sunan kültürel ve kültürler arası etnografik incelemeler artmıştır. İletişim davranışlarını<br />

inceleyen ve bilişsel (cognitive) psikolojiye dayanan yaklaşımlar yenilenerek devam etmektedir. İletişim<br />

alanına işletme okullarının el atmasıyla, iletişim incelemeleri karar verme, reklam, halkla ilişkiler<br />

süreçlerinden geçerek pazarlamanın, pazarda pay kazanmanın, örgüt içi ve örgütler arasında etkili<br />

olmanın yollarını araştıran ve bu bağlamlarda sorunlara çözüm arayan bir işlevsellik kazanmaktadır.<br />

2010’ların Türkiye’sinde iletişim ve kuram konusuna ilgi, iletişimde post-modern, post-yapısalcı,<br />

post-sömürgeci (post-colonialist) ve popüler/moda kitap çevirileriyle “Batıyı transfer ve kopyalama”<br />

biçiminde devam etmektedir. Eleştirel gelenekle ilgili çeviriler yapılmakta, fakat özgün yapıtlar, görece<br />

olarak giderek artmasına rağmen, hala marjinal kalmaktadır.<br />

İletişimde araştırma, aynı zamanda, derleme kitaplar biçiminde olan yapıtlarda da sunulmaktadır. Son<br />

zamanlarda “derleme kitap basma salgını” dikkati çekmektedir. Değerli derleme çalışma “tanıdık<br />

birilerinden yazılar alıp bastırmakla” oluşturulmaz. Akademik “editörlük” sürecinden geçirmeksizin; yani<br />

yazıları o alanda otorite/uzman olan kimselere göndermeksizin yapılan “derleme” kitabın akademik<br />

değeri (içinde bir veya iki değerli parça olsa bile), şüphelidir: Sosyal bilim araştırması kimin ne dediğini<br />

toplayıp, birkaç başlık ve alt başlıklarla arka arkaya sıralayarak yapılan “dedikodu derlemesi” değildir.<br />

Araştırma, birikmiş bilgi ve deneyimleri temel alarak yapılan sistemli ve tutarlı bir tasarımla başlar.<br />

Benzer şekilde bir eserin basılmasında kullanılan ölçütün “satış potansiyeli” olduğu bir kitap yayınlama<br />

ortamında, basılan özgün yapıtların da bilimsel/akademik değeri şüphelidir; dolayısıyla tanımış ya da<br />

herhangi bir yayınevinde basılmış olması, akademik/bilimsel değer ölçüsü olamaz.<br />

Günümüzde iletişim araştırmaları Batı'nın entelektüel egemenliği altında devam etmektedir. Dayanak<br />

noktası Batı olunca, Batı'da en son çıkan ve gelişen yaklaşımlar ve yönelimler önemli hale gelmekte ve<br />

getirilmektedir. Bunların neden, hangi amaçla, nasıl geliştirildiği irdelemeden sadece yapıları, süreçleri ve<br />

görünür sonuçları aktarma ve taklitle kullanma Türkiye'deki akademik geleneğin kurtulması gereken<br />

önemli özelliklerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sorun, sadece Türkiye’nin sorunu değildir ve<br />

Gunaratne’nin araştırmasında belirttiği gibi (2010) diğer ülkelerin de sorunudur.<br />

İletişim araştırmaları konusunda tüm bu olumsuzluklara rağmen farklı birikimlere sahip araştırıcılar<br />

alana gösterdikleri ilgi ümit vericidir. Bu ilgiyle bazılarının küreselleşen dünya ve Türkiye koşullarında<br />

212

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!