23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ir sonucu olan kentleşmenin artışına paralel seyir izler ve kentlerin ekonomik canlanmasından doğrudan<br />

etkilenir. 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başları; ulaşım araçları olarak bisiklet, otomobil ve uçağın<br />

önemli gelişme gösterdiği dönemdir. Bunların sağladığı mekân duygusu, demiryolu ve buharlı gemi<br />

yolculuklarının artan hızı zaman dilimleri aracılığıyla “Dünya Standart Zamanı”nın belirlenmesine yol<br />

açar.<br />

Bu dönem ayrıca köprüler, kanallar ve tüneller gibi büyük kamusal çalışmaların da dönemidir.<br />

Şehirlerin elektriklendirilmesi ile birlikte demiryolu ulaşımı devreye girer. Tramvay ve metro hatları da<br />

dünyanın başlıca şehirlerinde temel toplu taşıma sistemleri olarak kullanılmaya başlanır. Ulaşımdaki alt<br />

yapı iyileştirmeleri işçilerin çalıştıkları yerlerden daha uzak mesafelerde yaşamalarına olanak sağlar ve<br />

şehirleşmenin artmasını teşvik eder. Böylelikle hem bir tüketim toplumu hem de işten eve gidip gelen bir<br />

“kitle toplumu” ortaya çıkar. İşte bu yeni toplumda iletişim sistemleri ve insan ilişkileri de değişir ve<br />

yeni boyutlar kazanır.<br />

Şehirlerde toplu taşıma sistemlerinin gelişiminin gazetelerin yaygınlaşmasında ve okuma<br />

alışkanlığının yerleşmesinde olumlu etkileri olur. Tramvay ya da omnibüslere binmek yeni bir<br />

deneyimdir. Orta ve alt orta sınıftan insanlar ulaşım aracını kendileri kullanmak durumunda olmadıkları<br />

için gazeteleri rahatlıkla okuyabilir. Gazetelerin sayfa boyutlarını küçültmesi, uzun yazıları kısaltması;<br />

başlık, spot, fotoğraf ve manşet gibi rahat okunan kısımların eklenmesiyle de gazete okuma, şehir içi<br />

ulaşımda rağbet gören bir yaşam alışkanlığına dönüşür.<br />

Radyo yayınlarının 1920’lerde doğuşuyla birlikte kitle toplumuna geçiş daha da hızlanır. Savaşın sona<br />

ermesinin ardından bir grup amatör istasyon, canlı ve kayıtlı müzikle birlikte ses yayını yapmaya başlar.<br />

Bu yayınlar önceleri deneyim sahibi askerler, sivil ve denizcilik mesajlarını deşifre eden teknolojiye<br />

meraklı gençler tarafından dinlenir. Hobi olarak başlayan özel radyo yayıncılığı, hızla eğlenceye dönüşür<br />

ve aile bireyleri arasında radyo kulaklıklarını takanların sayısı da artar. Vakum tüplü radyoların ortaya<br />

çıkmasıyla profesyonel yayın yapan şirket istasyonlarının sayısında hızlı bir artış yaşanır. 1920’lerin<br />

sonları ve 1930’ların başlarında ekonomik bunalım yıllarına rağmen radyo sayısında ciddi bir artış<br />

kaydedilir. Radyo artık hanelerin oturma odasında yerini alır. İş yerlerinden ancak akşamın karanlığında,<br />

yorgun ve stresli olarak evlerine dönebilen insanlara, günün ve modern yaşamın sıkıntısından<br />

uzaklaştırmak için eğlence sunar. Evlerde “öykü anlatıcı”, eski günlerdeki gibi aile ya da cemaatin yaşlı<br />

bilgeleri değil; artık radyodur. Dünyada neler olup bittiğinin bilgisi; artık mitolojik öyküler ya da dinsel<br />

anlatılar aracılığıyla yapılmaz, gazete ve radyoların haberleri aracılığıyla verilir.<br />

dır?<br />

Kitle toplumu ile kitle iletişim araçları arasında nasıl bir etkileşim var<br />

İ<strong>LETİŞİM</strong> ARAŞTIRMALARININ GÜNDEME GELİŞ KOŞULLARI<br />

Kitle iletişim araçlarının akademik bir ilgi konusu olması ve üniversitelerde araştırmaların yapılmaya<br />

başlaması; iki dünya savaşı arasındaki dönemde, bir savaş konjonktüründe (koşulları altında) başlar. İlk<br />

iletişim araştırmaları, 20. yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri’nde daha sonraları da<br />

Kanada’da yapılır. Henüz ayrı bir “iletişim” alanı yoktur. Psikoloji, sosyoloji ve sosyal psikoloji<br />

disiplinleri içerisinde iletişime değinilir. Bu yıllar ayrıca son derece önemli ve çarpıcı olayların yaşandığı<br />

bir döneme karşılık gelir. Olayların siyasi boyutları bir yana; bu dönemde, geniş halk toplulukları ya<br />

doğrudan doğruya aktif bir biçimde siyasi, askeri ve toplumsal olaylar içinde yer almış ya da yine bu<br />

olayların yol açtığı siyasal çerçevede bilinçli bir şekilde denetim altında tutulmak, yönlendirilmek,<br />

biçimlendirilmek ve manipule edilmek istenmiştir.<br />

Sözkonusu askeri ve siyasi kaygıların kendi mantığı doğrultusunda “haklı nedenleri” de vardır. I.<br />

Dünya Savaşı daha önce olmadığı kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış; dolayısıyla da dört yıl boyunca<br />

geniş kitleleri kapsamıştır. Bu özelliğe bağlı olarak sadece aktif cephede çarpışanlar değil, cephe<br />

gerisinde fabrikalar, hastaneler gibi milyonlarca sivil insanı da seferber edebilmiştir. Çok geniş kitleleri<br />

hareket ettirmek ve bu hareketlerini de denetim altında tutmak zorunluluğu, yeni iletişim araçlarının<br />

geliştirilmesinde önemli bir dinamik olmuştur (Tüfekçioğlu, 1997). Tıpkı 20. yüzyılın sonunda ABD’nin<br />

36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!