23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hall ve Çoklu Okuma<br />

“Etken izleyici” ve “çoklu okuma” kavramları iletişim alanında, “Kültürel Çalışmalar” yaklaşımının<br />

ortaya attığı kavramlardır. Özellikle çoklu okuma kavramı Kültürel Çalışmalar’ın yaşayan en önemli<br />

temsilcisi Stuart Hall’a aittir. Etken izleyici ve çoklu okuma kavramları medya metinlerinin tüketimiyle<br />

ilgilidir. Kültürel Çalışmalar başlangıçta “İngiliz Kültürel Çalışmaları”, olarak Birmingham Çağdaş<br />

Kültürel Çalışmalar Merkezi’yle birlikte tanınmıştır.<br />

Stuart Hall ilk kez 1980’de yayınlanan “Kodlama Kodaçma” (Encoding Decoding) isimli<br />

makalesinde, iletişimde daha çok anadamar ilk çalışmalarda öne sürülen, iletişimin gönderenden alıcıya<br />

doğru olan doğrusal boyutuna yeni yorum getirmiştir. Hall bu çalışmasında iletişim sürecinin döngüsel<br />

(dairesel) olup, gönderenden alıcıya olduğu kadar, alıcıdan da gönderene doğru olduğunu ortaya<br />

koymuştur. Yine “Kodlama Kodaçma” makalesinde Hall, anlamın gönderen tarafından kodlandığı<br />

biçimde açılabileceği gibi, kodlandığından daha farklı anlam oluşumlarıyla açılabileceğini öne sürmüştür.<br />

Hall, çoklu okuma üst başlığında kavramsallaştırdığı üç çeşit okuma şeklinin varlığından söz eder: Hakim<br />

okuma, tartışmalı okuma ve karşıt okuma.<br />

Hakim okuma, medya metinlerinin izleyici tarafından metinleri üretenlerin kodladığı niyetle kod<br />

açımını yapmasıdır. Tartışmalı okuma, kodlanan niyetlerin bir kısmının kodlandığı niyetle, bir kısmının<br />

ise tartışmalı olarak okunmasıdır. Karşıt okumada ise, metni üretenlerin kodladıkları niyetlerin karşıt bir<br />

bakış açısıyla kod açımı yapılır. Etken izleyici ise, medya metinleri üstünde tartışmalı ve karşıt okuma<br />

yapabilen ve kendi anlamını üretebilen izleyicidir. Zaten Hall düşüncesinde anlam üretimi bir göstergeler<br />

ve mücadele alanıdır. Anlamlar izleyiciye verilmez, anlamı izleyici kendisi üretir.<br />

Hall medya iletilerinin güç/iktidar sahiplerince kodlanması ve karşıt olarak kodlanmasının ideolojik<br />

önemi üzerinde durur. Bu bağlamda medya profesyonellerini, güç/iktidar sahiplerinin (birincil<br />

tanımlayıcılar) tanımlarına başvuran ikincil tanımlayıcılar olarak kavramsallaştır. Hall’a göre medya<br />

hakim toplumsal güç/iktidarı ve eşitsiz ilişkileri yeniden üreten bir kurumdur. Hall’un medyayı böyle<br />

tanımlaması neo-marksist düşünür Louis Althusser’in düşüncelerine dayanmaktadır.<br />

Althusser medyayı kapitalizmin yeniden üretimini sağlayan ideolojik bir kurum olarak görür. Ancak<br />

Hall’un medya analizi aynı zamanda Gramsci’nin hegemonya/karşı- hegemonya, rıza ve direnç<br />

kavramlarına dayanır. Gramsci kapitalizmin 20. yüzyıldaki gücünü zora dayalı bir sistem olmaktan ziyade<br />

toplumun rızasını sağlayan bir hakim ideoloji üreterek (hakim hegemonyayı inşa ederek), kendini yeniden<br />

ürettiğini öne sürmüştür. Ancak Avrupalı bir sosyalist olarak kapitalizmin kendini hakim bir hegemonya<br />

olarak kurmasına karşın, sosyalist mücadelenin karşı hegemonya üretmesi gerektiğini savunmuştur.<br />

Gramsci’nin sınıf merkezli yaptığı hegemonya/karşı-hegemonya kavramsallaştırması, Kültürel Çalışmalar<br />

ve Hall tarafından sınıf, etnisite, toplumsal cinsiyet, ırk gibi eşitsiz güç ilişkilerini içerecek şekilde<br />

genişletilmiştir. Medya ve kültür endüstrileri hakim hegemonyanın kurulmasında ve karşı-hegemonyanın<br />

inşasında çok önemli kurumlardır.<br />

Hall’un tartışmalı ve karşıt okuma yapabilen etken izleyici kavramları, karşı-hegemonya ve iktidara<br />

karşı gösterilebilecek direnç kavramlarından hareketle oluşturulmuştur. Hall’a göre toplumun hakim<br />

değerlerinden hareketle kodlanan metinlerin, toplumun çoğunluğu tarafından hakim okumayla, yani<br />

kodlayıcıların niyetleri doğrultusunda okuyacağını fakat bu alanın hegemonya ve karşı-hegemonyanın ve<br />

dolayısıyla mücadelenin alanıdır. Hall’un kavramsallaştırdığı bu okuma biçimleri izleyicinin etken<br />

okumalarıdır. Hall’un medya metinlerinin çoklu okunması kavramı, izleyici merkezli odak grup ve<br />

etnografik çalışmalar için de bir başlangıç noktası olmuştur.<br />

Morley ve Etken İzleyici<br />

David Morley’in etken izleyici yaklaşımı Stuart Hall’un “kodlama-kodaçma” çalışmasına dayanır.<br />

Morley özellikle televizyon izleyicisinin yorumlama kapasitesi ve yorumlama bağlamlarına<br />

yoğunlaşmıştır. Morley’e göre izleyici kendi aralarında farklılığı olmayan bireylerden oluşan bir<br />

homojen kitle değil, herbiri kendine özgü tarihsel ve kültürel geleneği olan, birbirine geçmiş pek çok alt<br />

kültür gruplarının toplamıdır.<br />

142

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!