Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Chomsky’nin deyişiyle medyanın önemli bir özleyici kitlesine ulaşabilen kesimleri büyük<br />
kuruluşlardır ve kendilerinden daha büyük holdinglerle sıkı sıkıya bütünleşmişlerdir. Diğer işyerleri gibi<br />
medya kuruluşları da alıcılara bir ürün satar. Onların piyasası reklamcılar, “ürün” ise izleyicilerdir ve<br />
gözler reklam oranlarını büyüten daha zengin izleyicilere dikilmiş durumdadır. Kısacası, büyük medyalar,<br />
ayrıcalıklı izleyicilerini diğer işyerlerine “satan” kuruluşlardan oluşur.<br />
Zihin Yönlendirenler<br />
Herbert Schiller’e göre Amerika’da medya yöneticileri imajların ve haberlerin yaratılması işlenmesi,<br />
inceltilmesi ve bunlara uyulması; dolayısıyla inançlarımızı ve tutumlarımızı, sonuç olarak da<br />
davranışlarımızı belirlemeyi kendilerine iş edinmişlerdir. Shchiller 1974’te yayınlanan The Mind<br />
Managers (Zihin Yönlendirenler) adlı kitabında, küresel ekonominin işleyiş mantığını betimler. Schiller’e<br />
göre medya yöneticileri, toplumsal varlığın gerçeklerine uymayan iletileri kasıtlı olarak ürettiklerinde<br />
zihin yöneticileri haline gelirler. Gerçekliğin kusurlu olarak algılanmasına, yaşamın gerçeklerini kavrama<br />
gücünden yoksun bırakılmış bir bilincin oluşmasına neden olan iletiler, zihin yönlendiricileri tarafından<br />
kasıtlı olarak üretilmiş manipülasyon (yönlendirme) amaçlı iletilerdir. Manipülasyon, en önemli<br />
toplumsal denetim aracıdır.<br />
Schiller’e göre, manipüle edenler varlığın egemen koşullarını açıklayan, meşruiyet kazandıran, hatta<br />
zaman zaman öven mitleri kullanarak, çoğunluğun çıkarları doğrultusunda oluşturulmamış bir düzenin<br />
devamını sağlamak için çoğunluğun desteğini kazanırlar. Manipülasyonun başarılı olması ise alternatif<br />
toplumsal düzenlemelerin gündem dışına itilmesini sağlar.<br />
Shchiller, manipülasyonun pek çok yolu olduğunu belirtir. Haber akışını denetim altında tutmak,<br />
beyinleri amaca uygun ideallerle doldurmak, bu yollardan en etkin olanları arasındadır. Pazar<br />
ekonomisinin ilkeleri bu alanda çok işe yarar. Medyaya egemen olmak, para ile olanaklıdır. Televizyon<br />
istasyonları, gazeteler, radyo istasyonları, yayınevleri, vb. ait oldukları holdinglere bağlı olarak çalışırlar.<br />
Amerika’da medya yöneticileri hem ülke içinde hem de ülke dışında istedikleri etkiyi yaratabilmek<br />
için yoğun ve bilinçli bir çaba içinde çalışmaktadır. Amerikan kültür endüstrisi Amerikan kültürünü<br />
dünyaya pazarlayarak, hem ticari kazanç sağlamakta hem de kendi ideolojisinin propagandasını<br />
yapmaktadır. Çıkar uyuşmazlığı olan durumlarda ise ihtilaflı olunan ülkedeki farklılıklar öne çıkartılarak<br />
taraflar kışkırtılmaktadır. Bunun sonucunda ortaya çıkan çatışmaya demokrasi adına müdahale edilerek<br />
denetim ele geçilmektedir. Böylece ABD ekonomisi, hükümeti ve ordusu işbirliği içinde dünya<br />
egemenliğini sürdürmeye çalışır.<br />
Elektronik Sömürgecilik<br />
Elektronik sömürgecilik kavramı ilk olarak Thomas McPhail’in 1981’de yayınlanan “Electronic<br />
Colonialism: The Future of International Broadcasting and Communication (Elektronik Sömürgecilik:<br />
Uluslar arası Yayıncılık ve İletişimin Geleceği)” adlı kitabında kullanılmıştır. McPhail elektronik<br />
sömürgeciliği mühendisler, teknisyenler ve ilgili enformasyon protokolleri ile birlikte iletişim<br />
donanımının, dışarıda üretilen yazılımın ithali yoluyla kurumlaşan bağımlılık ilişkisi olarak tanımlar. Bu<br />
ilişki, farklılaşan derecelerde yerli kültürleri ve toplumsallaşma süreçlerini değiştirebilecek bir dizi<br />
yabancı norm, değer ve beklentiyi dolaylı yoldan kurumlaştırır.<br />
McPhall’a göre elektronik sömürgeciliğin işleyişi şöyle gerçekleşir: İletişim teknolojileri ithal<br />
edilmekte, ithal edilen bu teknolojiyi kurmak için yabancı mühendisler ve teknik elemanlar görev almakta<br />
ve bunun için resmi protokoller yapılmaktadır. Bu süreçte yalnızca teknoloji değil, iletişim ürünleri de<br />
ithal edilmekte ve yabancıların değerleri, yaşam biçimleri ve beklentileri bu ürünler aracılığıyla egemen<br />
kullanmaktadır.<br />
Elektronik sömürgecilik yaklaşımına göre kitle iletişim araçları, ülkeleri bağımlılık ilişkileri içine<br />
çeken araçlardır. Yaklaşım, kitle iletişim araçlarının reklamlar da dahil olmak üzere tekrarlanan<br />
iletilerinin dünya çapındaki izleyicilerin zihinleri üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Kitle iletişim araçları,<br />
yerli filmler ve yapımlar yüksek kaliteli ve kitlesel olarak üretilen medya iletileri ve sistemlerinin<br />
166