23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İki Aşamalı Akış<br />

Amerika Birleşik Devletleri’ne Almanya’dan göç eden Paul Lazarsfeld, Viyana’da matematik dalında<br />

doktora eğitimi almış dolayısıyla iyi istatistik bilen bir araştırmacıdır. Lazarsfeld Viyana çevrelerinin<br />

kuramsal tartışma geleneğinin aksine kurgusal teorik bir tartışmanın yerine bilgi toplamaya ve<br />

davranışların çözümlenmesine öncelik verir. Ona göre bilimsel etkinlik, bilgi edinme olasılıklarının<br />

hesaplanması değil, deney gerçeklerini düzenlemeye dayanmalıdır. Her soru kavramlarla<br />

biçimlendirilebilir, bunlar sınıflandırma dizgeleridir, her kavram da matematiksel göstergelere çevrilerek<br />

kodlanabilir. Sonuçlar çok boyutlu ve yalnızca olasılık düzeyindedir (Maigret, 2011). Böylelikle deneysel<br />

araştırma geleneğinin öncü çalışmaları Avrupa’dan Amerika’ya göç eden araştırmacı Paul Lazarsfeld ve<br />

ekibinin tarafından hayata geçirilir. “İnsanların Seçimi (The People’s Choice)” adlı çalışması (1944), 20.<br />

yüzyıl sosyal bilim çalışmaları içerisinde o zaman değin yapılmış en yaratıcı araştırma tasarımı olarak<br />

kabul edilir. Bu yöntem daha sonraki kamuoyu yoklamaları, pazar ve tüketici araştırmalarına temel<br />

oluşturur.<br />

Lazarsfeld’in yaptığı araştırmalar sonucunda, medyanın seçim kampanyalarının insanların oy verme<br />

davranışı üzerinde doğrudan etkisinin olmadığı ve aynı şekilde seçmenlerin edilgen şekilde tesadüfi<br />

olarak oy kullanmadığını gösterir. Seçmenlerin siyasi parti tercihi ve oy kullanma davranışının üç<br />

değişkenden hareketle açıklanabileceği görülür: Sınıf, coğrafi aidiyet ve din. Araştırmada dernekler ya da<br />

kiliseye üyelik, önceki politik tercihler, ikamet edilen mahalle ya da bölge, aile ve arkadaş gruplarına<br />

ilişkin yöneltilen sorular doğrultusunda ulaşılan demografik ve sosyo-ekonomik göstergeler<br />

doğrultusunda politik kararlar analiz edilir. Çalışmaların önemli bir sonucu olarak bireylerin içinde<br />

bulunduğu sosyal ağların kent yaşamında da devam ettiği dolayısıyla iletişim araştırmalarında ihmal<br />

edilmemesi gereken bir boyut olduğudur. Her ne kadar geleneksel toplumlarda olduğu gibi güçlü olmasa<br />

da yüz yüze iletişimin ya da bireyler arasındaki etkileşimin önemini koruduğu görülür. Aile, yakın dost ve<br />

arkadaşlar arasındaki konuşma ve tartışmalar politik tercihleri belirlemektedir. Özellikle kararsızlar<br />

seçimlerde oy verme tercihlerini aile ve arkadaş grupları arasındaki konuşmalarda hatta onların baskıları<br />

sonucunda netleştiğini belirtirler.<br />

Lazarsfeld ve ekibi, medya mesajlarının kendi başlarına etkili olmadıklarını, kanı önderi ya da<br />

kamuoyu lideri olarak adlandırılan insanların diğer insanların moda, oy kullanma gibi konularda etkileme<br />

gücüne sahip olduklarını belirtir. Onlara göre medyadan seçmenlere/izler kitleye doğrudan ulaşan bir<br />

mesaj akışı değil; medyadan kanı (kanaat) önderlerine ulaşan ve onlardan da kendi süzgeçlerinden<br />

geçirilmiş olarak grubun diğer üyelerine aktarılan bir mesaj akışı vardır. Bu nedenle kuramlarına “İki<br />

Aşamalı Akış” adı verilmiştir.<br />

Kamuoyu liderleri ya da kanı (kanaat) önderleri denilen kişiler, ortalama insanlara göre medyayı ve<br />

siyasal gelişmeleri daha çok takip eden, halk arasında eğitimi ve yaşam deneyimi fazla olan, kuvvetli<br />

öngörüye sahip, saygınlığı olan kişilerdir. Bunlar her zaman yüksek eğitim, zengin olmak gibi özelliklere<br />

sahip olmayabilirler. Ancak bu kişiler medyadan aldıkları bilgileri kendi bilgi, deneyim ve görüşleri<br />

doğrultusunda değerlendirip kendi yorumlarını da katarak çevrelerindeki insanlara aktarırlar. İki Aşamalı<br />

Akış Kuramı’na göre medya, tutum ve davranışları yönlendirmede yalnız başına etkili değildir; kanı<br />

önderlerinin yönlendirmeleri bu etkide daha üstün gelmektedir. İnsanlara ne yapmaları ya da nasıl<br />

davranmaları gerektiğini medyadan ziyade kendi cemaat ya da grup içinde saygınlığı olan kişiler telkin<br />

etmekte ve bu kişilerin etkisi medyadan daha fazla olmaktadır (Baran ve Davis, 2003).<br />

Örneğin özellikle seçim dönemlerinde cemaat ya da grup içi bağların kuvvetli olduğu ortamlarda<br />

insanlar, belirli kanı önderlerinin telkinleri doğrultusunda oy verebilmektedir. Kanı önderleri; din<br />

adamları, öğretmenler, muhtarlar, köyün en yaşlısı gibi eğitim, bilgi ya da yaşam deneyimine sahip<br />

insanlardan oluşmaktadır. Böylelikle ilk kez olmasa da Lazarfeld’in çalışmasıyla birincil gruplar, yeniden<br />

iletişim çalışmalarının ilgi alanına girer.<br />

Gerçekleştirilen araştırma sonucunda Lazarsfeld ve ekibi medya etkileri konusunda üç farklı ve<br />

önemli etki tespiti yapar:<br />

i. Aktifleme: Siyasal kampanyalar insanların var olan yönelimlerini aktifler. Çünkü insanlar zaten<br />

medyadan kendi yönelimlerine uygun olan içerikleri seçerler ve bu onlar için etkili tartışmaları<br />

50

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!