23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaptığı metin analizlerine ek olarak, metnin üreticileri olan metin yazarı ve yapımcılarla ve metni tüketen<br />

izleyiciler ile derinlemesine görüşmeler yapmıştır. Hobson “Ev Kadınları ve Medya” (1980) isimli<br />

çalışmasında ise, ev kadınlarının medya kullanımıyla ilgili görüşmeler yapmıştır. Hobson yaptığı bu<br />

çalışmada, ev kadınlarının radyo ve televizyon metinlerini ev işi yaparken ve çocuklarıyla ilgilenirken<br />

tükettiklerini bulgulamıştır. Bu çalışmada Hobson ayrıca radyo metinlerini de incelemiş ve radyodaki<br />

diskjokeyin ev kadınları için “destekleyici bir arkadaş” gibi hissedildiğini ve radyo metinlerinin ev içi<br />

kadınlık rollerini pekiştirici bir içeriğe sahip olduğunu tespit etmiştir.<br />

Radway de popüler aşk romanları metinlerini, kadın okuyucuların nasıl anlamlandırdığını araştırmış<br />

ve onlarla derinlemesine görüşmeler yapmıştır. Radway’in yaptığı derinlemesine görüşmelerden çıkardığı<br />

sonuç şöyledir: Kadın okuyucular romantik aşk romanlarını simgesel bir ‘kadın zaferi’ olarak<br />

yorumlamaktadır. Çünkü aşk romanlarının başlangıcındaki soğuk, mesafeli ve yalnız adamlar, romanların<br />

sonunda şefkatli, koruyucu ve ‘kadınsı’ hale gelmektedir. Zaten bu anlatıya sahip olmayan romanları<br />

kadın okuyucular yarım bırakmakta ya da arkadaşlarına tavsiye etmemektedir. Yine Radway’in yaptığı<br />

derinlemesine görüşmelerde; aşk romanı okuyan kadınların, kendilerini disiplin altına almaya çalışan<br />

ataerkil düzen içinde, bu romanlarda kendilerine duygusal destek bulduklarını belirttiği görülmektedir.<br />

Radway’in görüştüğü kadınlar, “aşk romanı okumayı” ataerkil düzen içinde tanımlanmış ev içi<br />

sorumluluklarına karşı bir tür ‘bağımsızlık’ olarak yorumlamışlardır.<br />

BAUDRİLLARD VE GÖSTERGELER<br />

Fransız düşünür Jean Baudrillard postmodern olarak adlandırılan 1970 sonrası Batılı toplumlardaki<br />

değişimleri hipergerçeklik, simülasyon ve simülark gibi bazı metaforlarla açıklamaya çalışmıştır.<br />

“Sanayi ötesi toplum” olarak da adlandırılan postmodern dönem, Baudrillard için göstergeler çağıdır.<br />

Baudrillard 1970’li yıllarda hocası Roland Barthes’ın izinde tüketim toplumu, moda ve medya<br />

göstergeleri üstüne yoğunlaşmıştır. Bu döneme ait çalışmaları “Nesnelerin Sistemi” (1968) ve “Tüketim<br />

Toplumu” (1970)’dur. Bu çalışmalarda gündelik hayatın metalaşması konusu, göstergebilime dayalı<br />

olarak çalışılmıştır.<br />

Baudrillard ve Postmodernizm<br />

Baudrillard’ın 1980 sonrası çalışma konuları olan hipergerçeklik, simülasyon ve simülark kavramları, onu<br />

“postmodern düşünürler” arasına yerleştirmiştir. Postmodernizm kavramı, kültürel kuram alanında<br />

modernist sanat biçimleri ve pratiklerinden koptuğu iddia edilen bir dizi kültürel eseri tanımlayan mimari,<br />

edebiyat, resim, sinema vb. alanlarda yeni biçimleri işaret etmek için kullanılmaktadır. Ancak<br />

postmodernizm üzerinde uzlaşılmış bir kavram değildir.<br />

Toplumsal kuram alanında da postmodernizm kavramı kullanılmaktadır. Toplumsal kuram alanında<br />

postmodernizm; Aydınlanma Felsefesi, pozivitizm ve Marksizmin evrensel değerlerine ve ilerleme<br />

anlayışına bir karşı çıkış olarak tanımlanmaktadır. Yani toplumsal kuramda postmodernizm, hem<br />

Aydınlanma Felsefesi’nin, hem de Marksist kuramın bütüncül ve evrensel yaklaşımlarını eleştirmektedir.<br />

Diğer yandan toplumsal kuramda postmodernizm, 20. yüzyılda araçsal aklın (sistemin amaçlarına hizmet<br />

eden akıl), eleştirel aklın (varolan sistemi ve değerlerini sorgulayan akıl) önüne geçtiğini ve atom<br />

bombası örneğinde olduğu gibi tahripkâr bir şekilde çalıştığını öne sürmektedir.<br />

Postmodernizm kelimesindeki “post” ön eki, “sonra” anlamına<br />

gelmektedir. Bu bağlamda postmodernizm kavramı, “modernizm sonrası” anlamına<br />

gelmektedir. Bazı sosyal bilimciler ve sanatçılar, “modernizm sonrası” anlamına gelen<br />

postmodernizm kavramını kabul etmemekte; modernizmin sürdüğünü düşünmektedir.<br />

Postmodernizm kavramsallaştırmasına katılmayan araştırmacıların, bir kısmı kavramı<br />

post-modern (tire kullanarak) şeklinde kullanmaktadır.<br />

Baudrillard’ın da ilgilendiği sosyal bilimlerle ilgili olarak postmodernizmin öngörüleri şöyledir:<br />

Sosyal bilimler Batı’da hem hükümetlere ve iş çevrelerine projeler hazırlayıp, hem de bilginin<br />

evrenselliğini savunarak ikiyüzlülük etmektedir. Batı merkezli sosyal bilimler iki ilkeye dayanmaktadır:<br />

(1) Sosyal bilimler kanunlara sahip olmalıdır, (2) Sosyal bilim toplumsal gelişmeye ve ilerlemeye hizmet<br />

etmelidir. Bu iki ilke, iki karşıt kamp olan pozitivizm ve Marksizm için de geçerlidir. Postmodernizm<br />

insana ilişkin bilginin, genel yasalara bağlanmasına ve araçsallaşarak “sözde” toplumsal ilerleme için<br />

146

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!