23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kavramın tarihçesine bakıldığında ise 18. yüzyıla uzanmak mümkündür. Kavramın ilk kez, 1741’de<br />

halkın düşüncesi, kamunun düşüncesi şeklinde İngilizler tarafından kullanıldığı belirtilmektedir.<br />

Fransızlar da kavramı 1744’te Rousseau’yla birlikte kullanmaya başlamışlardır. Ancak başka kaynaklarda<br />

kamuoyu kavramından, Montaigne tarafından 1588’de Fransızca olarak “I’opinion publique” şeklinde söz<br />

edildiği de yazılmaktadır. Bu anlamda, kavramı ilk kullanan düşünürün Montaigne olduğu kabul<br />

edilebilir (Atabek ve Dağtaş, 1998).<br />

18 ve 19. yüzyıllarda bazı ülkelerde şehirleşme, endüstrileşme, demoktarikleşme, medyanın<br />

yaygınlaşması ve okur yazarlık oranında görece bir artış yaşanmıştır. Bu da kamuoyu olgusunu<br />

beraberinde getirmiştir. Ancak kavram 20. yüzyılda sosyal bilimcilerin ilgisiyle birlikte, yoğun olarak ve<br />

bugünkü anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Bazı bilim adamları kamuoyunun ölçüm tekniklerini<br />

incelemiş, geliştirmiş ve yaygınlaştırmıştır. Bazıları da kamuoyunun oluştuğu sosyal, siyasal ve<br />

psikolojik süreçleri incelemişlerdir.<br />

20. yüzyılda kamuoyu konusundaki çalışmalar üç temel yönde gelişmiştir (Atabek ve Dağtaş, 1998).<br />

Bunlar (1) Lowell’in etkili çoğunluk kuramı, (2) Lasswell’in siyaset biliminde psikolojiyi esas tutan<br />

iktidar kuramı, (3) Albig’in öncülüğünü yaptığı grup kavramı üzerine dayanan sosyolojik kuramdır.<br />

Lawrence A. Lowell’e göre belli bir konuda belirli bir kamuoyundan söz edilebilir. Ancak bunun bir<br />

koşulu vardır. Hem çoğunluğun hem de azınlığın kanaatlerinin açıklanması gerekir. Herkesi içeren<br />

kamuoyu olamaz. Dolayısıyla bir görüş kamuoyu olarak kabul edilebilir ama bu görüşün yurttaşların<br />

büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmesi zorunludur. Elbette, kamuoyundan söz edilebilmesi için<br />

azınlıkta kalanların baskı altında kalmadan, çoğunluğun görüşlerini paylaşmaları gerekmektedir. Ayrıca,<br />

kamuoyunun demokratik bir rejimde herkese açık olması gerekmektedir.<br />

Harold D. Lasswell’e göre ise siyasal güç ile bireylerin değer yargıları arasında bir ilişki<br />

bulunmaktadır. Lasswell, kamuoyu ile kamuoyunu oluşturan bireylerin kişisel kanaatleri arasında yakın<br />

bir ilişki görmüştür. Buna bağlı olarak, kamuoyunu yaratan düşüncelerin temellerini kişilerin<br />

psikolojilerinde aramaktadır. Siyasal iktidar, azınlık olan seçkinlerin elindedir. Bu seçkinler toplum<br />

üzerinde etkili olmayı denemektedirler. Bu nedenle kamuoyunu aktif ve pasif olarak iki başlıkta toplamak<br />

yararlı olacaktır. Düşünüre göre kamuoyu, üç toplumsal işleve sahiptir. Kamuoyu; kanaatlerin uyumuna,<br />

kanaatlerin gevşemesine ve kanaatlerin şiddet yoluna dökülmesine neden olabilir.<br />

Albig ise kamuoyunu sosyolojik açıdan açıklamıştır. Ona göre kamuoyu, bir grubun bireylerinin<br />

tartışmalı bir konuda birbirleri üzerindeki karşılıklı etkileşimleri sonucu ortaya çıkan kanaatlerdir. Söz<br />

konusu grup içinde egemen bir kanaat bulunabilir. Ancak, farklı kanaatler de ortaya konulabilir.<br />

Günümüzde ise kamuoyunun ne olduğu ve nasıl öğrenilebileceği konusunda iki hâkim görüşün<br />

varlığından söz edilebilir. İlkine göre kamuoyu, bireysel düşüncelerin bir yığınıdır ya da kamuoyu<br />

araştırmacılarının ölçmeye çalıştığı şeydir. İkincisine göre ise çeşitli sorunlar hakkında kamuoyunun<br />

görüşü anket yöntemiyle tam olarak ortaya konulamaz. Bunun yerine birey kanaatlerinin biçimlendiği ve<br />

açıklandığı kolektif süreçlerin incelenmesi gereklidir. Çünkü kamuoyu, karşılıklı etkileşimin ve iletişimin<br />

bir ürünüdür.<br />

20. yüzyıla kadar kamuoyuna yönelik araştırmalar Avrupa’daki bilim insanları tarafından<br />

gerçekleştirilmiştir. Ardından özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki<br />

araştırmalar ön plana çıkmıştır. Medyanın propaganda ile kitleleri yönlendirmedeki etkisinin fark<br />

edilmesi, farklı düşünce akımlarının bu dönemde gelişme şansı yakalaması gibi unsurlarla birlikte halkın<br />

sesi, halkın vicdanı gibi nitelemelere sahip olan kavram, daha farklı anlamlar da kazanmaya başlamıştır.<br />

“Kamuoyu oluşturma” kavramı ise daha çok iletişim ve siyaset bilimi alanlarında medyanın rolü<br />

sorgulanırken kullanılmaya başlamıştır. Kamuoyu oluşturma, bir konu hakkında oluşan düşüncelerden<br />

hareketle, iletişim yoluyla karar vermeye kadar uzanan sürece karşılık gelmektedir. Kamuoyu oluşturmak<br />

ya da yaratmak, bir düşünceyi yaygınlaştırmak ve halkın dikkatini o düşünce etrafında toplamak ve<br />

yoğunlaştırmak anlamlarına gelmektedir.<br />

Literatürde kamuoyunu oluşturan araçlar denildiğinde dolaylı olarak aile, eğitim, kültür, toplumsal<br />

kontrol mekanizmaları gibi kurumsal sosyolojik araçlar ve kanaat, motivasyon, algı, tutum gibi bireysel<br />

psikolojik araçlarla; doğrudan siyasal grup ve partiler, baskı grup ya da örgütleri gibi siyasal araçlar ve<br />

medyanın etkilerine işaret edilir (Anık, 1994).<br />

62

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!