23.02.2017 Views

LETİŞİM KURAMLARI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yeniliklerin yayılımı, teknolojilerin ve ideolojilerin yayılmasına hizmet etmektedir. Bu alandaki<br />

araştırmacılar, kapitalist kültürü ve pratikleri modern olarak tanımlarken, bu ülkelerdeki geleneksel<br />

kültürün gelişmeye engel olduğunu, modernleşmenin, kendi geleneklerini bırakıp kapitalist batının<br />

geleneklerini kabul etmek olduğunu öne sürmüşlerdir.<br />

Bu yaklaşım, değişimin dışarıdan yönlendirildiğini varsaydığı için yenilik hareketinin ve değişimin<br />

tabandan ya da değişime gereksinim duyan kesimlerden de başlayabileceğini göz önüne almaz.<br />

Dolayısıyla, tabanın ortaya çıkardığı değişimi açıklayamaz.<br />

Yeniliklerin yayılımı yaklaşımına yönelik diğer eleştiriler şöyle özetlenebilir:<br />

• Gerçek yaşamda karar oluşturmakta rastlantısallık ve birçok şans ögesi rol oynar. Bir yenilik,<br />

bilgi azlığı nedeniyle ya da prestij için veya bir başkasını taklit etme, ona benzeme amacıyla<br />

uygulanabilir.<br />

• Yaklaşım, yayılma sürecinin daha önceden planlanmış, bir dizi düz çizgisel rasyonel olay<br />

olduğunu varsayar. Böylelikle farklı yenilik türlerinin farklı yayılma süreçleri içerebileceğini<br />

göz ardı eder.<br />

• Modelde sonraki basamaklardan öncekilere doğru bir etkileşim, bir başka deyişle geri beslemeye<br />

yer verilmemiştir.<br />

• Bu yaklaşımı benimseyen araştırmacılar, dikkatlerini mesaj sisteminin tüketici tarafı üzerinde<br />

toplamışlardır. Toplumdaki güç merkezlerinin yaydığı mesajları iletişim araçlarının nasıl bir<br />

etkinlik içinde hedef izleyicisine ulaştırdığını araştırırken var olan toplum yapısını ve özellikle<br />

mesaj oluşturma ve yaymada kullanılan araçları verili olarak almışlar ve hiç sorgulamadan kabul<br />

etmişlerdir.<br />

• Modelde ikna ve tutum değişimi bilgi ve karar arasına yerleştirilmiştir. Oysa tutum değişiminin<br />

genellikle ilgili davranış değişikliğinden önce geldiği oldukça tartışmalı bir konudur. Çoğu kez<br />

davranış değişikliği tutum değişiminin başlıca nedeni olabilir. Ayrıca karar oluşturmanın da<br />

karar verici tutumun oluşmasından başka dayanakları vardır.<br />

YENİLİKLERİN YAYILIMINDA YENİ YAKLAŞIMLAR<br />

Yeniliklerin yayılımı araştırmalarında empati aracılığıyla otomatik olarak gerçekleşeceği varsayılan<br />

modern kişilik sonucu ortaya çıkacak kalkınmanın gerçekleşmemesi “yanlış iletişim stratejileri”ne<br />

bağlanmıştır. Lerner ve Schramm, 1975’te yayınlanan Gelişmekte Olan Ülkelerde İletişim ve Değişim adlı<br />

derleme kitaplarında yeni bir paradigma ortaya koymuşlardır. Modernleşme araştırmalarında eski<br />

modelin yanlışlığının anlaşılması sonucu ortaya çıkmaya başlayan yeni eğilime bağlı olarak iletişime<br />

yüklenen görevlerde de değişiklik meydana gelmiştir. Geçerli kalkınma modelini eleştirilmesiyle birlikte<br />

iletişim geniş iletişim ve örgütlenme sisteminin bir parçası olarak kabul edilmeye başlanmıştır.<br />

Yeni kalkınma modelinde emek-yoğun bir kalkınma stratejisi benimsendiğinden daha çok sayıda ve<br />

uzak yörelerde yaşayan az eğitimli kişilere ulaşılması gerekliliği kitle iletişiminin rolünü daha da önemli<br />

hale getirmiştir. Köylere verilen öneme bağlı olarak dünya genelinde kalkınma çabalarının temel hedef<br />

kitlesi kırsal alanda, yani “dördüncü dünyada” yaşayan kırsal nüfus olarak görülmüştür. Bunlara kent<br />

yoksulları da eklenmiştir. Yaklaşımda iletişim, iki yönlü olarak tanımlanmış, ileri teknoloji gerektiren<br />

araçlar yanında teknolojik olarak küçük ölçekli ve az karmaşık araçlar da dikkate alınmıştır. Ayrıca yerel<br />

ve yatay iletişim sistemlerinin kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu yeni yaklaşımla beraber teknoloji<br />

ögesi üzerinde daha çok durulmaya, ileri teknoloji ve basit teknoloji ayrımı yapılarak, iletişim<br />

teknolojilerinin olanakları, özellikleri ve sınırlamaları sorgulanmaya başlanmıştır. Ancak bu<br />

araştırmalarda da teknolojinin varlığı ya da yokluğu bir veri olarak alınmıştır. Teknoloji girişi<br />

sorgulanmamış, teknolojiye ilişkin sorular sistemli ve ayrıntılı bir biçimde ele alınmamıştır. İki yönlü<br />

iletişim önerisi ise yalnızca geri besleme düzeyinde kalmıştır. Ampirik (deneysel) ve davranışçı araştırma<br />

geleneğini kalkınma ve yeniliklerin yayılımı bağlamında sürdüren araştırmacılar, iletişimi etkililik<br />

açısından ele almışlardır. Dolayısıyla araştırmalar, hem kalkınma ve toplum hem de iletişim sürecinin<br />

anlaşılmasında yetersiz kalmıştır.<br />

120

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!