You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Kültür Endüstrisi<br />
Adorno ve Horkheimer, 1940’lı yılların ortalarında okulun genel yaklaşımını ifade eden “kültür<br />
endüstrisi” kavramını geliştirmişlerdir. Kültür endüstrisi düşüncesi Adorno ve Horkheimer tarafından<br />
Kültür Endüstrisi: Kitle Aldanımı Olarak Aydınlanma denemesinde açıklanmıştır. Burada tekellerin<br />
egemenliği altındaki bütün kitle kültürünün özdeş olduğu savunulmuş, aynı zamanda kültür ve eğlencenin<br />
karışımının bir sonucu olarak bu kültürün kargaşa olduğu belirtilmiştir.<br />
Adorno ve Horkheimer’a göre rasyonalite insanı mistik düşünceden kurtarmayı amaç edinirken, kendi<br />
kendisinin tutsağı olup çıkmıştır. Onlara göre parçalarına ayrılmış bir toplumsal yapı, kaçınılmaz olarak<br />
totaliterliğe yol açmaktadır. Kapitalist uygarlıktaki merkezi olgu, elverişli bir toplumsallaştırıcı toplumsal<br />
kurum olarak ailenin giderek yıkılması ve aracı işlevinin “barbarca anlamsızlık”, benzerlik ve can<br />
sıkıntısı üreten kültür endüstrisine devredilmesidir.<br />
Kültür varlıklarının endüstriyel üretimini, kültürün meta gibi toptan üretildiği bir hareket olarak<br />
inceleyen Adorno ve Horkheimer’e göre kültürel ürünler; bir başka deyişle filmler, radyo programları,<br />
dergiler de arabaların ya da kentleşme projelerinin seri olarak yapımındaki örgütlenme ve planlama<br />
şemasına ait teknik mantığın aynısını yansıtırlar. Çağdaş uygarlık her şeye bir benzerlik havası verir.<br />
Kültürün kendisi bir endüstri haline gelmiş ve kültür ürünleri de metalaşmıştır. Kültür endüstrisi çok<br />
sayıda isteği karşılamak üzere her yerde standart mallar sunar. Endüstriyel bir üretim biçimi içinde kültür<br />
endüstrisinin serileştirme, standartlaştırma, işbölümü izini taşıyan bir dizi üründen oluşan kitle kültürü<br />
elde edilir. Bu durum teknolojinin evrimiyle ilgili bir yasanın kendiliğinden sonucu değildir, onun güncel<br />
ekonominin içindeki işlevinin sonucudur. Günümüzde teknolojik mantık, egemenlik mantığının ta<br />
kendisidir. Tekniğin toplum üzerinde güç kazandığı alan, ona ekonomik olarak egemen olanların alanıdır.<br />
Kültür endüstrisi, kültürün çöküşünü, ticari bir mala indirgenmesini kesinleştirir. Kültürel eylemin ticari<br />
değere dönüştürülmesi ise onun eleştirel gücünü ortadan kaldırır ve ondaki özgün yaşantının izlerini siler.<br />
Kültür endüstrisi, bilinçli bir biçimde kendi çıkarlarını savunacak özerk ve bağımsız bireylerin<br />
gelişmesine engel olmaktadır.<br />
Adorno’nun kültür endüstrisine yönelttiği en önemli eleştirilerden biri de bu endüstrinin gerçekliği<br />
mistifiye etme işlevini yüklenmiş oluşudur. Kültür endüstrisinin ürünleri, yaşamdaki olumsuz ögelerin<br />
doğal nedenlere ya da tesadüflere bağlı olduğunu düşündürür.<br />
Adorno’ya göre kültür endüstrisinin ürünleri metaya dönüşen sanat ürünleri değil; zaten daha en<br />
baştan, pazarda satılabilmek için imal edilmiş uydurma şeylerdir. Sanat ile reklam arasındaki farklılık,<br />
artık ortadan kalkmış gibidir. Kültürel ürünler gerçek bir gereksinmenin karşılanmasından çok, pazarda<br />
paraya dönüşmesi için üretilmektedir.<br />
Kültür endüstrisi kavramına göre, kültürel ürünler de diğer mallar gibi<br />
seri olarak üretilmekte, dağıtılmakta ve tüketilmektedir. Kültür ürünlerinin metalaşması<br />
ise boyun eğmeyi, tektipleşmeyi ve totaliterliği beraberinde getirmektedir.<br />
Kültür endüstrisi kavramı, kapitalist sistemin ve endüstri toplumunun kendini altyapıda ve üstyapıda,<br />
her düzeyde nasıl yeniden ürettiğini ve meşrulaştırdığını açıklamada kullanılmaktadır. Bu kavramla,<br />
kültür ile endüstrinin birleşiminden doğan yeni bir ekonomik, toplumsal ve siyasal gerçekliğin eleştirel<br />
değerlendirilmesi yapılır.<br />
Adorno ve Horkheimer’a göre kültür endüstrisinde “memnuniyet” hiç bir şey hakkında düşünmeme,<br />
çekilen acıyı çekildiği yerde unutma ve “evet” deme anlamındadır. “Bu bir kaçıştır, harap olmuş<br />
gerçekten ve en son kalan direnme düşüncesinden kaçıştır”. Amacı gündelik yaşamın sıkıcılığına karşı<br />
geçici bir kaçış olanağı sunmak olan kültür endüstrisi, insanların oyalanmasını ve gerçeklikten zihinsel<br />
uzaklaşmasını sağlayarak sistemin sürekliliğine katkıda bulunur. Ancak kaçış geçicidir ve gerçek değildir;<br />
insanların yaşamlarındaki temel gerçeklikleri, karşılaştıkları baskıları ve yoksunluklarını unutmaları ve<br />
“çalışma azimlerini yeniden bulmaları” amacını taşır.<br />
172