16.04.2014 Views

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Hadım Etme ve Hekimin Sır Saklama Yükümlülüğü<br />

yasa koyucu gerek ceza davalarında (CMUK. m.46), gerek hukuk davalarında<br />

(HUMK. m.245) hekimlere tanıklıktan kaçınabilme yetkisi tanıdığı için, salt<br />

tanıklık yapmak düşüncesiyle sırları açıklayan hekim bu yüzden zarar gören<br />

hastaya tazminat ödemek zorunda kalır 95 . Zira hasta ve hekim arasındaki ilişki,<br />

burada da sırların korunmasını gerektirir 96 . Aynı şekilde, hekim, polis makamlarına<br />

karşı da sırları saklamakla yükümlüdür 97 .<br />

Hekimin meslek sırrı dolayısıyla tanıklıktan çekinme hakkı, CMUK. m.<br />

46/I’de düzenlenmiştir. Buna göre, “hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler<br />

ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının,<br />

bu sıfatlar dolayısı ile hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri<br />

bilgiler” sebebiyle sayılan kişilerin tanıklıktan çekinme hakları vardır.<br />

Hekimin hastasına ait sırları mahkemede anlatmaktan çekinebilmesi için,<br />

belli şartların gerçekleşmesi gerekir. Öncelikle, hastanın hekime açıkladığı<br />

sırlar onun hekim olması dolayısıyla açıklanmış olması gerekir. Hekime, özel<br />

bir şahıs olarak açıklanan sırlar açısından hekimin sır saklama yükümlülüğü<br />

bulunmamaktadır 98 . İkinci şart ise, sırların anlatıldığı kişinin bizzat hekimlik<br />

mesleğini icra eden bir şahıs olması gerekir. Bu şartlar, Tababet ve Şuabatı Sanatlarının<br />

Tarzı İcrasına Dair Kanunu’nun 1. maddesinde belirtilen, “hekimin;<br />

Tıp Fakültesinden mezun olma, Türk Olma, Tabip Odasına Kayıtlı Olma, Hekimlik<br />

Mesleğini sürdürmek İçin Geçici ve Sürekli Bir Engelin Olmaması” dır.<br />

Üçüncü şart ise, hekim, hastanın rızasının bulunmadığı durumlarda tanıklıktan<br />

çekinemez. Bu durum ayrıca, HMUK. m. 245/4f’de, “ Memuriyet ve sanat<br />

ve meslekleri itibarı ile bir kimsenin sırrını bilenler şu kadar ki, o kimse<br />

muvafakat ederse, şahadetten imtina edemezler”. Tanıklıktan çekinme hakkı<br />

olanlar, çekinme sebeplerini bildirmek, şüpheye düşüldüğü takdirde mahkemenin<br />

isteğiyle yemin etmek zorundadır.<br />

Anayasamızın 38/5.maddesinde “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen<br />

yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye<br />

zorlanamaz” denilmiştir. Anayasada yer alan bu hükümle, kişinin şahsi-<br />

95<br />

Tandoğan, H, Borçlar <strong>Hukuk</strong>u, Özel Borç İlişkileri, C. II, B. 3, Ankara 1987, C. II. s. 455;<br />

Schlund, Pn. 12-13; LG Düsseldorf NJW 1990, 2327; BGH NJW 1985, 2203; MedR 2000,<br />

426; SG Frankfurt/M, MedR 1999, 577.<br />

96<br />

Laufs, s. 115.<br />

97<br />

Laufs, s. 115.<br />

98<br />

Hakeri, s. 246.<br />

<strong>Gazi</strong> Üniversitesi <strong>Hukuk</strong> Fakültesi <strong>Dergisi</strong> C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 153

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!