16.04.2014 Views

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İdarenin Sorumluluğunu Etkileyen Neden Olarak Mücbir Sebep<br />

mesi gerekir. Örneğin bir olay öngörülemez nitelikte olup önlenemez nitelikte<br />

değilse veya tam tersi önlenemez nitelikte olup öngörülebilir ise idarenin sorumluluğu<br />

ortadan kalkmaz. Ancak bu şartlar belirlenirken idarenin sahip olduğu<br />

bütün gücü, personeli, araç ve gereçleri göz önünde bulundurularak hassas<br />

bir değerlendirme yapılmalıdır. Zira verilecek karar büyük zararların kişiler<br />

üstünde bırakılmasına veya tersine idarenin aşırı bir yükümlülük altına girmesine<br />

neden olabilir.<br />

Konuyu bitirmeden önce burada küçük bir parantez açarak milletçe en<br />

büyük sorunlarımızdan olan, en son olarak yine Elazığ da kırktan fazla insanın<br />

hayatını kaybetmesine yol açan, verdiğimiz onca kayba rağmen yine de<br />

hükümet ve yerel yönetimlerin gerekli önlemleri almaktan kaçındığı depreme<br />

de değinmekte yarar olduğunu düşünmekteyiz.<br />

Özellikle 1999 Marmara depreminden sonra (bundan önce de çok büyük<br />

depremler yaşanmıştır 134 ) deprem, gerek fen bilimcilerin, gerek hukukçuların<br />

ve gerekse bütün halkın önemli gündem maddelerinden biri olmuştur.<br />

Deprem, yerkabuğunun belli bir derinliğinde, bir dış merkezden başlayarak<br />

oluşan ani devinim ya da sarsıntı 135 ; doğal güçlerin neden olduğu yerkabuğu<br />

titreşim ve sarsıntıları 136 ; yerkabuğunun ani hareketi ve sarsıntısı 137 şeklinde<br />

tarif edilir.<br />

Deprem her ne kadar idarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran bir mücbir<br />

sebep gibi görünse de (tamamen doğadan gelen bir olay olması, öngörülemez<br />

ve önlenemez nitelikte olması) özellikle 1999 Marmara depremi sonrasında<br />

bu konudaki görüşlerde değişiklik olmuştur. Birinci derece deprem kuşağı<br />

olan ve sürekli 7-8 büyüklüğündeki depremlerle sallanan Japonya’da bu<br />

depremlerde herhangi bir can veya mal kaybı meydana gelmezken daha az<br />

kuvvetli depremlerde, Türkiye’de büyük can ve mal kayıplarının yaşanması<br />

soruna başka bir boyuttan bakılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.<br />

Depremin öngörülememesi, depremin doğuracağı zararlı sonuçların önlenmesine<br />

ilişkin önceden tedbir alınmasını engellemez 138 . Depremin meyda-<br />

134<br />

1939 Erzincan, 1943 Ilgaz, 1957 Fethiye, 1966 Varto, 1970 Gediz-Emet depremleri, Meydan<br />

Larousse, Meydan Yayınevi, İstanbul, C. 3, s. 662.<br />

135<br />

Büyük Larousse, Milliyet Yayınları, C. 6, s. 3052.<br />

136<br />

Temel Britannica, Hürriyet Ofset, Ocak 1993, C. 5, s. 184.<br />

137<br />

Meydan Larousse, Sabah Yayınları, C. 5, s. 203.<br />

138<br />

Başpınar Veysel – Altunkaya Mehmet: “Depremden Doğan Zararların Tazmininde<br />

<strong>Gazi</strong> Üniversitesi <strong>Hukuk</strong> Fakültesi <strong>Dergisi</strong> C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 289

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!